Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10369 E. 2023/950 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı-karşı davacı kadının açtığı karşı boşanma davasının açılmamış sayılmasına ilişkin verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı ve davalı-karşı davacı kadının adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılık bulunmadığı, davalı-karşı davacı kadının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulüne, karşı boşanma ve ziynet alacağı davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın davalı -karşı davacı kadın tarafından; karşı boşanma ve ziynet alacağı davası hakkında verilen açılmamış sayılması kararı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın tarafından; karşı boşanma ve ziynet alacağı davası hakkında verilen açılmamış sayılması kararı, hakkında hüküm kurulmayan nafaka ve tazminat talepleri ile İlk Derece Mahkemesi tarafından aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

İlk Derece Mahkemesince, davalı -karşı davacı kadının hakkında hüküm kurulmayan nafaka ve tazminat talepleri ile İlk Derece Mahkemesi tarafından davalı -karşı davacı kadın aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin olarak verilen hüküm taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı-karşı davacı kadının, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Dosya içeriğine göre, davalı-karşı davacı kadının açılmamış sayılmasına karar verilen ziynet alacağı davasında, talebin bedele ilişkin olduğu da dikkate alındığında temyize konu edilen toplam miktar 28.175,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-karşı davacı kadının açılmamış sayılmasına karar verilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin de reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı -karşı davacı kadının reddedilen yönler dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1993 yılında evlendiklerini, müşterek ve ergin iki çocuklarının olduğunu, davalının aile birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, davalı ile aralarında karakter ve fikir ayrılıkları olduğunu, tarafların 2006 yılından bu yana fiilen ayrı yaşadıklarını, ... Aile Mahkemesinin 2009/445 Esas, 2010/161 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasında görülen boşanma davasının reddedildiğini, iş bu ret kararının 25.10.2013 tarihinde kesinleştiğini, ret kararından sonra tarafların bir araya gelmediğini beyanla, 4721 sayılı Türk Medeni kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Davacı karşı davalı 2016 yılında halen birlikte yaşadığı ... isimli kadının kocası tarafından yakalandığını ve bu olaydan sonra kocasının evi terk ettiğini, iki çocuğu ile birlikte ailesinin de yardımıyla yıllarca bulaşıkçılık yaparak geçimini sağladığını, davacının hiçbir yardımının olmadığını kızının düğününe dahi gelmediğini çocuklarına hem annelik hem babalık yaptığını, maddi ve manevi büyük zarar gördüğünü beyanla, asıl davanın reddine, karşı davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, lehine 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve 10 adet, 22 ayar, her biri 11,5 gram bilezikten oluşan ziynet eşyasının bedelinin tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 06.10.2020 tarihli ve 2018/819 Esas, 2020/505 Karar sayılı kararı ile her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve son fıkraları uyarınca boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 600,00 TL'ye yükseltilerek kararın kesinleşmesine müteakip aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, kadının ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulü ile "4 adet 9'ar gram 22 ayar bileziğin (her biri 2.205 TL *4 adet= toplam 8.820,00 TL değerinde)" kadına aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedelinin (8.820,00 TL) erkekten alınarak, kadına ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı -karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının karşı boşanma ve ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı -karşı davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı ile ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 03.06.2021 tarihli ve 2021/192 Esas, 2021/1655 Karar sayılı kararı ile kadının, karşı dava dilekçesinde yemin deliline de dayandığı, Mahkemece ziynet alacağı davası ile ilgili olarak erkeğe yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatılması, yemin teklif edildiği takdirde ise, usulünce yemine ilişkin yargılama işlemlerinin yerine getirilmesi ve gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, yanı sıra kısa kararda boşanmaya yönelik hükümde tarafların açık kimlik bilgilerinin belirtilmemesinin doğru olmayıp, gerekçeli karar hüküm fıkrasında kimlik bilgileri eklenmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu, aynı şekilde kısa kararda karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca kabul edildiği belirtilmişken, gerekçeli karar hüküm fıkrasında ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası yazıldığının görüldüğü, bu yönden de kısa karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tümüyle kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, istinaf başvurusunun kabul sebebine göre, diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı uyarınca davalı-karşı davacı kadına yemin teklif etme hakkının hatırlatıldığı, davalı-karşı davacıya yemin metnini dosyaya sunması hususunda iki haftalık kesin süre verildiği, davalı -karşı davacı kadının verilen kesin süre içerisinde yemin metnini dosyaya sunmadığı gibi 08.03.2022 tarihi itibariyle duruşmaya da mazeretsiz olarak katılmadığı, bu nedenle karşı davasının işlemden kaldırılmasına karar verildiği, karşı davanın yasal üç aylık sürede yenilenmesinin de davalı-karşı davacı kadın tarafından talep edilmediği, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı öncesinde yapılan yargılama esnasında dinlenen erkek tanıklarının, tarafların on yılı aşkın süredir fiilen ayrı yaşadıklarını ve bir araya gelmediklerini beyan ettikleri, tarafların, ... Aile Mahkemesinin 2009/445 Esas, 2010/161 Karar sayılı boşanma davasının reddine ilişkin kararının kesinleştiği 25.10.2013 tarihinden bu yana fiilen ayrı yaşadıkları, yeniden bir araya gelmedikleri gerekçesiyle erkeğin asıl boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırılan ve yenilenmesi talep edilmeyen karşı davasının ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca 18.04.2022 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına, asıl ve karşı davada harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı -karşı davacı kadına yükletilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı -karşı davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece 08.03.2022 tarihli duruşmaya katılmadığı ve üç ay içinde de davasını yenilemediği için karşı davasının işlemden kaldırıldığını, Mahkemenin duruşmasına süregelen hastalıkları ve covit geçirmesi nedeniyle aylarca evden çıkamadığı için katılamadığını, mahkemece 18.01.2022 tarihli celsede yokluğunda verilen işlemden kaldırmaya ilişkin Mahkeme kararının tarafına tebliğ edilmediğini, bu durumun Anayasa'nın 36 ncı maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma ilkesinin ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğunu beyanla, karşı boşanma ve ziynet alacağı davası hakkında verilen açılmamış sayılması kararı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı -karşı davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen ilk hükümde haklı davasının tamamıyla kabulü gerekirken kısmen kabulüne karar verilmek suretiyle menfaat ve hak kaybına uğradığını, hak kaybı yaşamamak için sarf ettiği çabaların bu sefer bir üst merci tarafından reddedildiğini İlk derece Mahkemesince vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin tarafına yükletildiğini, talepleri hakkında lehine bir hüküm kurulmadığı gibi bu sefer yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tarafına yükletilmesinin de sosyal ve ekonomik anlamda zora soktuğunu, karşı taraf lehine kurulan hükmün dayanaktan yoksun, hukuka ve yasalara aykırı olduğunu, deliller ve şahitlerle kendi haklılığını ispatlamaya çalışsa da mahkemece gerekli araştırma yapılmadan bu taleplerinin kısmen reddedildiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin usul ve kanuna uygun olmayan kararının temyizen bozulmasına karar verilmesi ile talepleri gibi hüküm kurulması (aylık 1.000 TL tedbir, yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat ve 10 adet 22 ayar 11,5 gram altının bedelinin tarafıma ödenmesi), ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin tarafına yükletilmesine dair kararın kaldırılması gerektiğini beyanla; karşı boşanma davası ile ziynet alacağı davası ve nafaka ve tazminat talepleri ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan karşı boşanma davasının açılmamış sayılmasına dair verilen kararda usul ve kanuna aykırı bir durum bulunup bulunmadığı, davalı -karşı davacı kadının karşı boşanma davası yönünden adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları, 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri., Anayasa'nın 36 ncı maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı-karşı davacı kadının, hakkında hüküm kurulmayan nafaka ve tazminat talepleri ile İlk Derece Mahkemesi tarafından aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı-karşı davacı kadının, ziynet alacağı davası hakkında verilen açılmamış sayılması kararına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

3.Davalı -karşı davacı kadının diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.