Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10371 E. 2023/829 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararına erkek vekilinin istinaf başvurusunda bulunmaması nedeniyle erkeğe yüklenen kusurların kesinleşmesi, kadının istinaf başvurusunun ise tazminat miktarı dışında reddinin usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince; eşine fiziksel şiddet uygulayan ve sadakatsiz davranan erkeğin ağır, ailesinin eşine olan fiziksel şiddetine sessiz kalan kadının az kusurlu olduğundan bahisle; karşılıklı boşanma davalarının kabulüne ve kadın eş lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilmiştir. İlk Derece Mahkemesi hükmüne karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından istinafa başvurulmadığından erkeğe yüklenen kusurlar kesinleşmiştir. Davalı- davacı kadın vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden kısmen kabulüne, kadının sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiş, kusur tespiti yönünden İlk Derece Mahkemesi hükmünden farklı, yeni bir hüküm tesis edilmemiştir. Bu nedenle, davacı-davalı erkek vekilinin istinaf edilmeyerek kesinleşen kusur tespitine ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı-davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları ile davalı-davacı kadın vekilinin temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının kıskançlık nedeniyle evi terk etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, en son tartışmalarının akabinde erkeğin kadının kardeşleri tarafından darp edildiğini, bu olaydan sonra kadının evden ayrıldığını, kısa süre sonra da yanında götürdüğü bebeğe bakamayacağını söyleyip çocukları babaya gönderdiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına ve erkek lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkek ve ailesinin sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, eşini tehdit ettiğini, çeyiz senedini eline geçirip yok ettiğini, ziynetleri fiziksel şiddet kullanıp alarak araba aldığını, çocuklarla ilgilenmediğini, sadakatsiz olduğunu, eve geç geldiğini, bazen gelmediğini, en son başkasıyla mesajlarını kadının görmesi üzerine çıkan tartışmada eşine fiziksel şiddet uyguladığını, kadının evden ayrıldığını, çocukları babalarıyla görüştürmeye getiren enişteyi bıçakladığını ve çocukları alıkoyup anne ile görüştürmediğini belirterek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan ve sadakatsiz davranan erkeğin ağır, eşini ağabeylerine dövdüren kadının az kusurlu olduğu, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesi yasal koşullarının oluştuğu, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddinin gerektiği, tarafların ekonomik durumlarının denk olması ve her iki tarafın da çalışması nedeniyle kadının boşanmayla yoksulluğa düşmediği, sosyal inceleme raporuna göre çocukların velâyetlerinin babaya verilmesinin yüksek yararlarına uygun olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilerek anne ile kişisel ilişki tesisine, aylık 100,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası, velâyet ve iştirak nafakası ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine ve 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam ve ağır kusurlu olduğunu ve bu nedenle de davasının reddinin gerektiğini, kusur durumu dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen tazminatların az olduğunu, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin doğru olmadığını, tedbir nafakası miktarının az olduğunu, erkeğin çocuklara bakabilecek düzenli bir hayata sahip olmaması, çocuklara ilgisiz olması ve yargılama sırasında çocukları anne ile görüştürmemesi nedeniyle çocukların velâyetinin anneye verilmesi gerektiğini, velâyet talebinin reddine bağlı olarak çocuklar için talep edilen nafakaların reddinin de doğru olmadığını belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, tedbir nafakası ile tazminatların miktarı, velâyet ve çocuklar için talep edilen nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, evlilik süresi, kusur dereceleri, paranın alım gücü ve boşanma ile zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, boşanma sonucu kadın eşin en azından diğer eşin maddî desteğini yitireceği, hakkaniyet ilkesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 Sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen tazminatların az olduğu ve kararın istinafa konu sair yönlerden usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının tazminatların miktarı dışındaki istinaf başvurusunun esastan reddine, tazminatların miktarına yönelik başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin tazminat hükümlerinin kaldırılarak yerine yeni hüküm tesisine, 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tarafların vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili erkek temyiz başvurusunda özetle, kusur tespitinin doğru yapılmadığını ve erkek aleyhine tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşmadığını ileri sürerek; kusur belirlemesi ve aleyhe hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvurusunda özetle, istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, talebinin reddi, tedbir nafakası ile tazminatların miktarı, velâyet ve çocuklar için talep edilen nafakalar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının davasındaki boşanma hükmü erkek tarafından istinafa başvurulmayarak kesinleşmekle, kusur tespitinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğin istinafa başvurulmayarak kesinleşen kusurları yanında başka kusurlarının olup olmadığı, kadına yüklenen kusurlardan çıkarılacak kusur bulunup bulunmadığı, kusur durumuna bağlı olarak erkeğin davasının kabulünün doğru olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve çocukların üstün yararının velâyetlerinin hangi ebeveyne verilmesini gerekli kıldığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169, 174 ve 175 inci maddeleri ile 182 inci, 184 üncü, 330 uncu ve 336 ncı maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı-davalı erkek vekilinin kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davacı-davalı erkek vekilinin sair ve davalı-davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.