Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10375 E. 2023/1075 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında, davalı kadının kusurlu davranışının bulunup bulunmadığı, erkeğin kusurunun olup olmadığı, boşanma davasının reddinin ve kadına tedbir nafakası takdirinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin fiili ayrılık döneminde başka bir kadınla gayriresmi birliktelik yaşaması nedeniyle tam kusurlu olduğunun tespit edilmesi, davalı kadının Almanya'da kalmasının haklı bir nedene dayanması ve tanık beyanlarının duyuma dayalı olması sebepleriyle erkeğin boşanma davasının reddine ve kadına tedbir nafakası takdirinin uygunluğuna ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline sürekli hakaret ettiğini, küçük düşürdüğünü, başkalarının erkeklerine bak ben seninle isteyerek evlenmedim, ailemin zoruyla evlendim, senden soğudum, Türkiye'ye senin yanına gelmeyeceğim, başının çaresine bak, sen bana kocalık yapamıyorsun dediğini, bazen yemek yapmaması üzerine niye yapmadın deyince bok yiyeceksin diye hakarette bulunduğunu, erkeğin 2005 yılında Almanya'dan Türkiye'ye dönüş yapmasına rağmen kadının eşinin yanına gelmediğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını, kadının Almanya'dan Türkiye'ye izne geldiğinde eşinin yanına uğramayıp akrabalarının yanında ya da kendi evinde kaldığını, 2005 yılından beri aramadığını, ilgilenmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, müvekkilini hizmetçi gibi görüp aşağıladığını belirterek davanın reddine, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin fiili ayrılık döneminde başka bir kadınla gayri resmi birliktelik yaşadığı sabit olduğundan boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine, yargılama sırasında 06.02.2020 tarihli celsede kadın lehine hükmolunan aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında davalı kadının tam kusurlu olduğunu belirterek davanın reddi, kusur belirlemesi, lehine tazminat verilmemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin 2005 yılında Almanya'dan Türkiye'ye dönüş yaptığı, ancak Almanya'daki haklarının devam etmesi için her yıl genelde Kasım ayında Almanya'ya gittiği, Nisan ayında Türkiye'ye gelip ...'daki evinde kaldığı, davalı kadın ve müşterek çocuğun da dava öncesine kadar Türkiye'ye geldiklerinde bir müddet davacı eşinin yanında bir müddet de kardeşlerinin yanında zaman geçirip tekrar Almanya'ya döndüğü, davacı erkeğin de dava öncesine kadar her sene Almanya'ya gittiğinde davalı kadın ve müşterek çocukla aynı evde yaşadığı, davacı erkek davalı kadından Türkiye'ye dönüp eşiyle Türkiye'de birlikte yaşamasını istemişse de müşterek çocuğun halen Almanya'da eğitimine devam etmesi ve çocuğun başında durmak istemesi karşısında davalı kadının haklı bir nedenle Almanya'da kalmaya devam ettiği, ayrıca eşlerin yaşadıkları yeri birlikte seçebilecekleri, davacı erkeğin tek taraflı isteğiyle davalı kadının Türkiye'ye gelmesinin beklenemeyeceği, bu hususta kadına kusur verilmemesinin doğru olduğu, tanık ...'ın hakaret ile ilgili anlatımının duyuma dayalı olduğu, kadının kusuru ispatlanamadığından kadına kusur verilmemesinin doğru olduğu, erkeğe verilen kusurun sabit olduğu, tam kusurlu erkeğin boşanma hakkı elde edemeyeceğinden davanın reddinin doğru olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, erkeğin birlik giderlerine katılma yükümlülüğü nazara alındığında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 169 uncu maddesi uyarınca kadın için tedbir nafakası verilmesi ve miktarının da uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle;evlilik birliğinin sarsılmasında davalı kadının tam kusurlu olduğunu belirterek davanın reddi, kusur belirlemesi, müvekkili lehine tazminat verilmemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında davalı kadından kaynaklanan ve geçimsizliğe sebebiyet verecek kusurlu bir davranışın ispatlanıp ispatlanamadığı, erkeğin kusurlu olup olmadığı, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.