Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10394 E. 2024/2108 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin güven sarsıcı davranışları, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kalması ve hakaretleri gibi hususlar göz önünde bulundurularak, davalı erkeğin ağır kusurlu olduğuna ve davacı kadının maddi ve manevi tazminata hak kazandığına karar verilmiş, yerel mahkemenin direnme kararı da bu gerekçelerle onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1941 E., 2022/1612 K.

DAVA TARİHİ : 20.07.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Salihli Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/593 E., 2019/746 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 26.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Davacı vekili Av. ...'nun mazeret bildirdiği görüldü. Belgelendirilmeyen usul ve kanuna uygun bulunmayan mazeretin reddine karar verildi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olmadığını, erkeğin, ortak konutu terk ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kadına ait olan ziynet eşyalarının erkeğin ailesi tarafından alındığını ve iade edilmediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, tarafların 15.07.2018 tarihinden bu yana ayrı yaşadıklarını, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap, ikinci cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, baskıcı olduğunu, iftira attığını, erkeğin ailesine kötü davrandığını, ortak konutun kilidinin değiştirildiğini iddia ederek boşanma isteminin kabulü ile dava dilekçesindeki fer'î taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, taraflar arasında öncesinde yapılan programa rağmen kendi ailesinin yanına gitmek istediği, taraflar arasında bu sebeple tartışma çıktığı ve erkeğin, kadını yalnız bıraktığı, kadının kendi ailesinin yanına yalnız gittiği, kadının ise ortak konutun kilidini değiştirdiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakası, kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 197 inci maddesi hükmü uyarınca talep edilen nafakanın reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, yasal şartları oluşmadığından tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının olmadığı, dava dilekçesinde dayanılan vakıaların ispatlandığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, tedbir nafakası miktarının az olduğu, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, eksik inceleme ile karar verildiği belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, tam kusurlu olan kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetli olmadığı, boşanma yönünde verilen karara bir itirazları olmadığı, İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur değerlendirmesi, kadının tazminat taleplerinin reddi yönündeki kararın onanmasına karar verilmesi belirtilerek; tedbir nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranış yanında, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde erkeğin, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, kadına hakaret ettiği, erkek vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde, İlk Derece Mahkemesinin kusur tespitine yönelik karara karşı itirazda bulunulmadığı, bu nedenli İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusurlu davranışın kesinleştiği, kadına yüklenen kusurlu davranışın ise ispatlandığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise hafif kusurlu olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat şartlarının oluştuğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, paranın alım gücü dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına tedbir nafakası takdirinin isabetli olduğu, ancak dava dilekçesinde tedbir nafakasına faiz hükmedilmesinin talep edildiği, bu hususta olumlu, olumsuz karar verilmediği, yine kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 197 inci maddesi hükmü gereği açılan bir tedbir nafakası davası olmamasına rağmen kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına karar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına ve gerekçeli kararın hüküm kısmının ikinci maddesinde yer alan "...TMK 197 maddesi uyarınca talep edilen tedbir nafakası talebinin reddine..." kısmının hükümden çıkartılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 35.000,00 TL maddî tazminat, 35.000,00 TL manevî tazminat, davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin telefon konuşması yaptığı dönemde tarafların fiilen ayrı olduğu ve kadının rahatsız olmasını gerektirecek bir durum olmadığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu belirtilerek tazminat taleplerinin reddine karar verildiği ve bu kararın kusur yönünden istinaf edilmesinin davalı taraftan beklenemeyeceği, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve tedbir nafakasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî, manevî tazminat ve tedbir nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.