Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10398 E. 2023/1427 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkeme kararına dayalı boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra açılan yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat davasında, yabancı mahkemece kusur belirlemesi yapılmamışken, yerel mahkemece kusur belirlemesi yapılıp yapılmayacağı ve buna bağlı olarak tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi ile kesin hüküm ve kesin delil niteliği kazandığı, yabancı mahkemece kusur belirlemesi yapılmamışken yerel mahkemece davalı erkeğe kusur yüklenerek davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata karar verilmesinin yasal dayanağı bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2462 E., 2022/1985 K.

DAVA TARİHİ : 03.06.2016

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Altınözü Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/89 E., 2021/258 K.

Taraflar arasındaki boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne, tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ile vekâlet ücreti yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair karara karşı, davacı vekili tarafından kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatın reddi ile vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurulmuştur. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalının, yoksulluk nafakasının kabulüne ilişkin karar kesinleştikten sonra Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalının temyiz dilekçesinin yoksulluk nafakası yönünden reddine karar vermek gerekir.

Davalı vekilinin, reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Almanya Weileheim İ.OB Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin kararı ile boşandıklarını, boşanma kararının 02.07.2015 tarihinde kesinleştiğini, yabancı mahkeme kararı ile ilgili Altınözü Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2016/209 Esas sayılı dosyasında açtıkları yabancı mahkeme kararının tanınmasına ilişkin davanın kabulüne karar verildiğini ve kesinleştiğini, boşanmada müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, davalının kusurlu olduğunu, müvekkiline karşı sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, sürekli hakaretlerde bulunduğunu, müvekkilinin darp raporları aldığını, davalı hakkında Alman polisince evden uzaklaştırma kararları verildiğini belirterek müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ile boşanmanın eki niteliğinde yasal faiziyle birlikte 80.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kusur ile ilgili iddialarının doğru olmadığını, boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararında iddia edilen vakıalardan bahsedilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında taraflara yönelik bir kusur belirlemesi yapılmadığı, tanıma ve tenfiz kararı verilen bu kararın Türk Mahkemesi bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünü kazandığı, kusur belirlemesi yapılmayan yabancı mahkeme ilamına göre tarafların boşanmada eşit kusurlu olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesi uyarında maddî ve manevî tazminatı kusursuz ya da daha az kusurlu olan taraf, kusurlu taraftan talep edebileceğinden, kanuni şartları taşımaması sebebiyle eşit kusurlu olan davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca kusuru daha ağır olmamak koşuluyla yoksulluğa düşecek tarafın nafaka talep etme hakkı bulunduğundan davacının kanuni şartlarını taşıyan yoksulluk nafakası talebi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, günümüz ekonomik koşulları, tarafların her ikisinin de yurt dışında yaşaması, gelirlerinin ve giderlerinin bu ülke koşullarına göre olması, yaşadıkları ülke parasının ülkemiz parasına göre değeri dikkate alınarak davacı lehine aylık 1.200,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin, boşanmanın eki niteliğindeki maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi kararının, tazminatların reddi kararı nedeni ile davalı lehine vekâlet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminatların reddi, vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesi ve tanıma kararının kesinleşmiş olmasının boşanmanın eki niteliğindeki maddî ve manevî tazminat taleplerinin incelenmesine engel olmadığı, yabancı mahkemede verilen boşanma kararının tanınmış olmasını sadece boşanma talebini konusuz bıraktığı, eldeki dosyada toplanan delillerden, davacı tanık beyanları ile Alman kolluk kuvvetlerinin kadın lehine vermiş olduğu tedbir kararları dikkate alındığında, davalı erkeğin, davacı kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı ve hakarette bulunduğu, bu durum dikkate alındığında boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu kadının ise kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut veya beklenen menfaatlerin kapsamı ile günün ekonomik şartları dikkate alınarak davacı yararına yasal faiziyle birlikte 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının çalıştığını, yabancı mahkeme ilamında belirtilmeyen kusurların müvekkiline kusur olarak yüklenmesinin ve davacı lehine tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat istemine ilişkin olup uyuşmazlık; kusur belirlemesi, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 58 inci ve 59 uncu maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası

3. Değerlendirme

Somut uyuşmazlıkta, tarafların 02.07.2015 kesinleşme tarihli Almanya Weileheim İ.OB Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi'nin 4F 433/14 numaralı kararı ile boşandıkları, bu kararın Altınözü Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 20.09.2016 tarihinde kesinleşen 2016/209 Esas , 2016/328 Karar sayılı ilamı ile tanıma ve tenfizine karar verildiği anlaşılmaktadır. Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır. Tanıma halinde, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder. Diğer bir ifade ile, taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılırlar. Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında davalı erkeğe yönelik bir kusur belirlemesi yapılmadığına ve artık yabancı mahkeme ilamı Türk Mahkemesi bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünü kazandığına göre, eldeki davada yazılı şekilde davalı erkeğe kusur yüklenmesi ve buna bağlı olarak davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin yoksulluk nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile davacı yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.