Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10401 E. 2023/1017 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranları, nafaka ve tazminat miktarları ile ziynet eşyalarının iadesi hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve usul hükümleri dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, hakaret ve tehdit ettiğini, hapis hayatı yaşatıp ailesiyle dahi görüştürmediğini, başka biriyle mesajlaştığını, cinsel birliktelik yaşamakta sorun olduğunu, evden kovduklarını, kadına ve ablasına hakaret ettiğini, kadını sürekli aşağıladığını, psikolojik baskı yaparak intihar etmesi için teşvik etmeye çalıştığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile nafakaya ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata ve tazminata faiz uygulanmasına, ziynet ve takı parasının aynen iadesini mümkün olmadığı takdirde 5.000,00 TL'nin yasal faiziyle, çeyiz eşyalarının bedeli 1.000,00 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının kendisinden soğuduğunu söyleyerek evi terk ettiğini, ev işleriyle ilgilenmediğini, kişisel temizliğine dikkat etmediğini, sohbet dahi etmediğini ama ailesiyle sürekli kapalı kapılar ardında konuştuğunu, abisinin tehditlerine maruz kaldığı için şikayetçi olduğunu, ziynetlerin iddia edildiği kadar takılmadığını davanın reddini istemiş, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince kadının davasının reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin bağımsız ev açmadığı, eşine ilgisiz davrandığı, babasının eşine hakaretine sessiz kaldığı ve eşini istemediğini söylediği, dosya içerisinde mevcut hastane kayıtlarına göre erkeğin cinsel birlikteliği gerçekleştirmede sorun yaşadığı, buna karşılık kadının da birlik görevlerini yerine getirmediği, gerçekleşen bu durum karşısında birliğin sarsılmasına erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu davranışlarıyla sebebiyet verdiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin kadına aynen iadesine, mümkün değil ise toplam değeri olan 27.440,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile erkekten tahsiline, çeyiz eşyası alacağı yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur, tazminatlar, nafakalar, faiz ve artırım oranının uygulanmaması, birleşen davada vekâlet ücreti ve yargılama giderleri, ziynet eşyaları yönünden kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur, nafakalar, tazminatlar ve ziynet alacağı ve vekâlet ücreti yönünden kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece belirlenen kusur ve kusurun derecelerinin, buna bağlı olarak davalarının kabulünün doğru olduğu, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi nedeniyle erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile erkeğin tüm, kadının sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, davacı- davalı kadın yararına hükmedilen nafaka miktarının, kusurun ağırlığı, tarafların ekonomik durumları, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri dikkate alındığında az olduğu, kadının tazminat ve yoksulluk nafaka taleplerine ilişkin faiz talebinin olduğu halde bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin hatalı olduğu; 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanma nedeniyle tazminata karar verilebilmesi için tazminat talep eden tarafın az ya da kusursuz olmasının gerektiği dikkate alındığında ağır kusurlu erkek yararına tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile kadın vekilin nafaka ve tazminatın miktarı, nafaka ve tazminatlara ilişkin faiz talebi ile erkek yararına hükmedilen tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiz işletilmesine, kadın yararına hükmedilen 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiz işletilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, ziynet alacağının tefriki ile ayrı esasa kaydına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı- davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin davasının reddi gerektiğini, erkek tanıklarının yanlı beyanları ile kusur yüklenemeyeceğini, erkeğe yüklenilen kusurların yanında erkeğin güven sarsıcı davranışlarının olduğu, dava dilekçesinde belirttikleri tüm kusurların tanık beyanları ile ispatlandığını, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının hatalı olduğunu, erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tüm delillerin toplanılmadığını ileri sürülerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının hiçbir iddiasını ispatlayamadığını, tanıklarının duyuma dayalı beyanlarının hükme esas alınamayacağını, cinsel birlikteliğin gerçekleştiğinin davacı kadının da kabulünde olmasına karşın erkeğe kusur olarak yüklenilmesinin hatalı olduğu, erkeğin ailesi ile yaşadığını ve evlendiğinde de onlarla yaşayacağının kadın tarafından bilindiği bu nedenle bağımsız konut temin etmemenin erkeğe kusur olarak yüklenilmesinin hatalı olduğu, kadının evden kendi isteğiyle ayrıldığını, kadının kusurlu olduğunu bu nedenle davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalar ile reddedilen tazminat talepleri ile tefrik kararına dair kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulü, kadın yararına nafaka ve tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve nafaka miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve ziynet alacağına yönelik tefrik kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 167 nci maddesi, 168 inci maddesi, 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 352 inci maddesi , 353 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.