Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10429 E. 2023/1349 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kusuru bulunmayan kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yeterli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri uyarınca, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan erkeğin ekonomik durumu ve kadının uğradığı manevi zarar da gözetilerek hükmedilen tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kadın yararına bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen onanmasına ve davalı-davacı kadın yararına hükmedilen maddi ve manevî tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; son yıllarda eşi ile olan evliliklerinin temelinden sarsıldığını, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik olduğunu, evlilik birliğinin devamının imkansız hale geldiğini belirterek dava dilekçesine ekli protokol uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili ıslah dilekçesi ile; kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, tarafların birlikte hareket etme ve aile sorumluluklarını yerine getirme motivasyonlarının kalmadığını, kadından kaynaklanan bir takım kusurlu hareketler nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin duygusal, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sadakatsiz davrandığını, baskı uyguladığını ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuk Nice İlkim için aylık 3.500,00 TL, ... Masal için aylık 1.500,00 TL, kadın için aylık 7.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, boşanmaya karar verilmesi halinde aynı tutarların iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamıyla miktarlara yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; karşı dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla davacı-davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurlu olduğunu, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuk Nice İlkim için aylık 3.500,00 TL, ... Masal için aylık 2.500,00 TL, kadın için ise aylık 7.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, boşanmaya karar verilmesi halinde aynı tutarların iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamıyla nafaka miktarlarına yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; davacı-davalı erkeğin zina yaptığı ve kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğundan bahisle asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının karşı davasının kabulüyle ortak çocukların geçici velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, kadının karşı davasındaki tedbir nafakası talebinin kabulüyle ortak çocuklardan İlkim için aylık 2.000,00 TL, ... için aylık 1.500,00 TL, kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının birleşen davası yönünden ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklardan İlkim için aylık 2.000,00 TL, ... için aylık 1.500,00 TL, kadın için 2.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, ortak çocuklar ve kadın lehine hükmedilen tedbir nafakalarının kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakalara ÜFE oranında artış uygulanmasına, davalı-davacı kadın lehine 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden; davalı-davacı kadın vekili ise, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.09.2020 tarihli ve 2018/2082 Esas, 2020/1037 Karar sayılı kararıyla; ortak çocuklardan Nice İlkim Yılmaz'ın istinaf aşamasında ergin olması nedeniyle erkeğin bu çocuk yönünden istinaf talebinin kabulüne, kararın infazda karışıklık olmaması açısından ortak çocukların geçici ve daimi velâyeti ile ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarına yönelik İlk Derece Mahkemesi'nce verilen hüküm fıkralarının kaldırılmasına, ortak çocuk Nice İlkimin geçici velâyetinin ergin olduğu tarihe kadar anneye bırakılmasına, bu tarihe kadar aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, daimi velâyet ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer ortak çocuk ... Masal yönünden ise İlk Derece Mahkemesi'nce karar altına alınan geçici ve daimi velâyet, kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakaları yönünden kurulan hükmün aynı şekilde karar altına alınmasına, kadının tüm, erkeğin ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise, erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 18.02.2021 tarih ve 2020/6227 Esas, 2021/1501 Karar sayılı kararı kadına kusur olarak yüklenilen vakıanın erkek tarafından affedildiği ve güven sarsıcı davranışlarda bulunma kusurunun kadına yüklenemeyeceği, bu sebeple erkeğin boşanma davasının reddinin gerektiği ancak kadının boşanma davasında verilen hükmün kesinleşmesi nedeniyle erkeğin boşanma davasının konusu kalmadığından bahisle davanın açıldığı tarihte tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekâlet ücreti açısından bir karar verilmesi gerektiği, ortak çocuk ... lehine hükmedilen iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğundan bahisle kadının, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı yönlerine ilişkin temyiz itirazlarının kabulüne, kadının sahip olduğu bir kısım taşınmazlar yönünden kira geliri elde edip etmediğinin araştırılarak kadının yoksulluk nafakası hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına, tarafların sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün temyiz itirazları reddedilen yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18.04.2022 tarih ve 2021/685 Esas, 2022/608 Karar sayılı kararı ile; kararın erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ... yararına hükmedilen iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı ile yoksulluk nafakasına ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun tespitiyle gerekçenin bu şekilde düzeltilmesine, erkek tarafından açılan boşanma davasının, kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek kesinleştiği de dikkate alındığında tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin erkek üzerinde bırakılmasına; ortak çocuk ... yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, nafakaya ÜFE oranında artış uygulanmasına; kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının kira gelirleri ve taşınmazlarının bedelleri dikkate alındığında yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili, aleyhine hükmedilen tazminat ve iştirak nafakası yönünden; davalı-davacı kadın vekili ise maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakasının miktarı ile yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 04.07.2022 tarih ve 2022/5914 esas, 2022/6580 Karar sayılı kararı ile; Dairece daha önce verilen bozma kararında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayacak şekilde kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, erkeğin tüm, kadının ise sair temyiz itirazlarının reddiyle, kararın bu yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Son Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların kusur durumu, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleriyle, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gereğince kadının tazminat talebinin kısmen kabulü ile kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının evlilik birliği içerisinde güven sarsıcı davrandığını, Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınan tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, kadın üzerine kayıtlı taşınmazların bulunduğunu, erkeğin maddî durumunun kötü olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin zinasının dosya kapsamından sabit olduğunu, kadına fiziksel şiddet ve psikolojik baskı uyguladığını, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun Yargıtay kararıyla sabit olduğunu, erkeğin sadakatsizliğinin tüm ülkece bilindiğini, erkeğin TV 8 isimli televizyon kanalında üst düzey yöneticilik yaptığını, halihazırda ...'de lüx bir evde oturduğunu ileri sürerek kadın lehine hükmedilen tazminat miktarları ile kabul edilen tazminat talepleri yönünden nispi vekâlet ücretine hükmedilmemiş olması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında evlilik birliğinin sarsılmasında kusuru olmayan kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Dairemizin 18.02.2021 tarihli ilamı ile kadın yararına hükmolunan maddi ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir. Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dairemizin 04.07.2022 tarihli ilamıyla kadın lehine hükmedilen maddi ve manevî tazminatların bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayacak şekilde az takdir edildiği gerekçesiyle hüküm bu yönlerden tekrar bozulmuştur. Yeniden kurulan maddi ve manevî tazminatlara yönelik hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp, davalı-davacı kadın yararına hükmedilen maddi ve manevî tazminat yine azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükmü de dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Atılay'a yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran Nurgül'e iadesine,

Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.