Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10437 E. 2023/909 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan, kadının oturduğu evin kira ve aidatının erkek tarafından ödeneceği hükmünün, kadının yeniden evlenmesi nedeniyle kaldırılmasının talep edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Anlaşmalı boşanma protokolünde kira ve aidat ödeme yükümlülüğünün kadının evlenmesi halinde ortadan kalkacağına dair bir hüküm bulunmaması, ancak kadının yeniden evlenmesi ve tarafların ekonomik durumları gözetilerek hükmün kaldırılmasının TMK 2. maddesi, 4. maddesi, 166/3. maddesi ve TBK 138. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun olduğu değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki velâyetin değiştirilmesi, boşanma protokolünün uyarlanması ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince velâyetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davalarının reddine ve boşanma protokolünün uyarlanması davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, o dönemde erkeğin sahibi olduğu şirketlerin mali durumunun bozuk olması nedeniyle, aile ekonomisinin tehlikeye girmemesi için boşanma kararı alındığını, erkeğin anlaşmalı boşanma protokolü ile sahibi olduğu tüm taşınmazları kadına devrettiğini, tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karşın evliymiş gibi birlikte yaşamaya devam ettiklerini, çocukların nafakalarının ödenmemesi nedeniyle karşı tarafça 6 yıldır icra takibi yapılmamış olmasının da tarafların fiilen birlikte olduklarının kanıtı olduğunu ancak taraflar fiilen birlikte yaşarken kadının 2017 yılında başkası ile evlendiğini, erkeğin bu durumu 2020 yılında öğrendiğini, üç yıl boyunca kadının diğer kişi ile evli olmasına rağmen erkek ile birlikte yaşamayı sürdürdüğünü, kadın ve eşinin davacı-davalıyı dolandırarak bankalara ve piyasaya borçlandırdıklarını, başkasıyla evlenmiş olduğu halde anlaşmalı olarak boşandığı eski eşiyle yaşamaya devam eden kadının ahlâki yönden ortak çocukların velâyet sorumluluğunu taşıyamayacağını, anlaşmalı boşanma protokolünde kadının oturacağı evin kira ve aidatının erkek tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak kadının evlenmesi nedeniyle erkeğin artık oturmayacağı evin kirasını ödemesinin beklenemeyeceğini iddia ederek; ortak çocukların velâyetinin anneden alınarak babaya verilmesini ve boşanma protokolündeki kadının oturacağı evin kira ve aidatının davacı-davalı tarafından ödeneceğine dair hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin boşanma tarihinden itibaren çocukların nafakalarını ödemediğini, bunun için icra takibi başlattıklarını, dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, babanın ortak çocuk Yıldız ...'yı darp ettiğini, velâyetin anneden alınması koşullarının oluşmadığını, ortak çocuklarla görüşme çabası olmadığını, tarafların boşandıktan sonra birlikte yaşadıkları iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı vekili, birleşen dava dilekçesinde özetle; baba ile ortak çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ortak çocukların velâyetinin anneden alınması ve baba ile çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin sınırlandırılması koşullarının gerçekleşmediği, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma ilâmındaki kadının oturduğu evin kirası ve aidatının erkek tarafından ödeneceği hükmünün, kadının boşanma sonrası yeni bir evlilik yaptığı ve tarafların ekonomik durumları gözetildiğinde, kaldırılmasının gerektiği gerekçesiyle; davacı-davalının velâyetin değiştirilmesi davası ile davalı-davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddine ve davacı-davalının boşanma protokolündeki hükmün kaldırılması talebinin kabulü ile anlaşmalı boşanma ilâmındaki kadının oturduğu veya ileride taşınacağı taşınmazın kirası ile aidatının erkek tarafından ödeneceğine dair hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı boşanma protokolü ile kadının oturduğu evin kira ve aidatını erkeğin ödemesi konusunda anlaştıklarını, protokolde kadının evlenmesi halinde kira ve aidatın ödenmeyeceğine dair hüküm bulunmadığını, evde ortak çocukların da yaşadığını, erkeğin ekonomik durumunun çok iyi olduğunu ve ortak çocuklarla baba arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddinin yerinde olmadığını belirterek; anlaşmalı boşanma hükmündeki davalı-davacının oturduğu evin kira ve aidatının davacı-davalı tarafından ödeneceğine dair hükmün kaldırılması ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; anlaşmalı boşanma ilamındaki hükmün kaldırılmasının usul ve kanuna uygun olduğu, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası yönünden de ayrıntılı uzman raporu alınarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; kadının boşanma ilamındaki hükmün kaldırılmasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddi hükmünün kaldırılarak dosyanın kişisel ilişki davası yönünden gerekçede belirtilen eksiklikler giderilip yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı boşanma protokolü ile kadının oturduğu evin kira ve aidatını erkeğin ödemesi konusunda anlaştıklarını, protokolde kadının evlenmesi halinde kira ve aidatın ödenmeyeceğine dair hüküm bulunmadığını, evde ortak çocukların da yaşadığını, erkeğin ekonomik durumunun çok iyi olduğunu belirterek; anlaşmalı boşanma hükmündeki davalı-davacının oturduğu evin kira ve aidatının davacı-davalı tarafından ödeneceğine dair hükmün kaldırılması yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma ilamındaki kadının oturduğu evin kira ve aidatının boşandığı eşi tarafından ödeneceğine dair hükmün kaldırılmasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi, 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 138 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.