Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10478 E. 2023/988 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma sonrası davacı tarafından yapılan ıslahın kabul edilip edilmeyeceği ve davalı tarafından temyiz edilmeyen vekalet ücretine ilişkin hususun karar düzeltme talebi ile incelenip incelenemeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 177. maddesinde ıslahın zamanı konusunda 7251 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle Yargıtay bozma kararından sonra da ıslah yapılabilmesinin mümkün hale geldiği, davacının tahkikat sona ermeden ıslah dilekçesi sunduğu ve bu ıslah dilekçesindeki talep miktarı göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına, davalı tarafından temyiz edilmeyen vekalet ücretine ilişkin hususun karar düzeltme aşamasında incelenemeyeceğine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davacı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili; dava konusu taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olan kooperatif hissesinin satışından elde edilen 100.000,00 TL ve bakiye 5.000,00 TL senet ile alındığını, senet borcunun da müvekkili tarafından ödendiğini, davalının ev kadını olduğunu belirterek taşınmazın tapusunun iptali ve müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde taşınmazın alınmasına ve ihyasına yapılan katkı belirlenerek değer artış payı ve katılma alacağı oranının da tapunun iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde değer artış payı ve katılma alacağının belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 105.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı erkek vekili 07.04.2015 tarihli hesap raporuna itiraz dilekçesinde, 16.09.2015 tarihli 4 nolu celsede ve 18.11.2015 tarihli 5 nolu celsede, dava konusu taşınmazın tapusunun tamamen iptali ile müvekkil adına tescilini, Mahkeme aksi kanaatte ise 31.03.2014 tarihli 2013/23 Esas sayılı dava dosyasında bulunan bilirkişi raporu dikkate alınarak 191.102,43 TL'nin taşınmazın alındığı tarih olan 10.11.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davacı erkek vekili 27.01.2016 tarihli 6 nolu celsede, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini, öncelikle davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde yine kişisel mal sayılarak bilirkişi raporu doğrultusunda 200.657,50 TL'nin yasal faizi ile birlikte müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

4. Davacı erkek vekili 04.08.2019 tarihli dilekçesinde de, bilirkişi raporu doğrultusunda; taşınmazın bedelinin tamamının müvekkil tarafından ödendiğinin kabulü ile taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptaline ve müvekkili adına tesciline karar verilmesini, tapu iptali ve tescil talebi kabul edilmediği takdirde fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı olarak 200.657,50 TL'nin kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 27.01.2016 tarihli, 2014/171 Esas, 2016/38 Karar sayılı kararı ile, davanın kısmen kabulüyle 31.03.2014 tarihli bilirkişi raporuyla belirlenen 100.328,75 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından hükmün esası yönünden ve katılma yoluyla davalı kadın vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.09.2017 tarihli ve 2016/8127 Esas, 2017/11049 Karar sayılı ilamı ile, davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesini süresinde sunmadığı; davaya konu taşınmazın edinilmesinde aynı gün devredilen kooperatif hissenin satışından elde edilen paranın kullanıldığının kabul edilmesi gerektiği, Mahkemece taşınmazın tamamının edinilmiş malla karşılandığının kabul edilmesinin hatalı olduğu, devredilen kooperatif hissesinin kişisel mal olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek davacı vekilinin temiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına, davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kooperatif hissesinin davacının kişisel malı olduğu, dava konusu taşınmazın 100.000,00 TL'sinin kooperatif hissesinin satışından elde edilen para, 5.000,00 TL nakit olmak üzere toplam 105.000,00 TL'ye alındığı, davacının toplam 195.861,79 TL değer artış payı ve katılma bulunduğu, davacının 05.08.2019 tarihinde ıslah dilekçesini sunduğu, bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı, dava dilekçesindeki miktarla bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, 105.000,00 TL katılma alacağı ile değer artış payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 13.09.2021 tarihli ve 2021/5514 Esas, 2021/5952 Karar sayılı kararıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 177 nci maddesinde yer alan ıslahın zamanı hususunda 22.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 18 inci maddesi ile açıklayıcı bir düzenleme getirildiği, buna göre Kanun'da öngörülen şartları sağladığı takdirde Yargıtay bozma kararından sonra ıslah yapılabilmesi mümkün kılındığı, Mahkemece bozmadan sonra bozma doğrultusunda tahkikata dair işlemlerin yapıldığı ve davacı vekilinin tahkikat sona ermeden 04.08.2019 tarihinde ıslah dilekçesi sunduğu, davacı vekilinin 04.08.2019 tarihli dilekçesinde talep edilen miktar göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı kadın vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı kadın vekili, davanın 22.01.2013 tarihinde açıldığını, dava açıldığı tarihten sonra ıslah konusunda yasal düzenleme yapıldığını, yasal değişiklik harici tutulması gerektiği, Mahkemece harcı yatırılmış olan ıslah miktarına göre vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının da hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmadan sonra ıslahın mümkün olup olmadığı, temyiz edilmeyen vekâlet ücretine yönelik itirazın karar düzeltme talebi ile incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi, 177 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, temyiz ilamında yer alan açıklamalara, sadece davacı vekili tarafından hükmün temyiz edilmiş olmasına göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Karar düzeltme talebinin REDDDİNE,

1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 490,00 TL para ceza ile 375,10TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.