Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10520 E. 2024/2161 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakası ve manevi tazminat miktarının azlığı nedeniyle temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alınarak takdir edilen yoksulluk nafakası ve manevi tazminat miktarının az olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri gözetilerek daha uygun miktarda hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ve manevi tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/921 E., 2022/1484 K.

DAVA TARİHİ : 13.09.2019

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/979 E., 2021/116 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı kadın vekilinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vekili Avukat Dilara Güneş ve karşı taraf temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının annesi, kız kardeşi ve yengesinin 28.08.2019 tarihinde müvekkilinin namusuna dil uzatarak kendisini darp ettiklerini, kayınvalidesinin "oğlumdan boşan" dediğini, kız kardeşinin "abimi boşa, sevdiğini alsın" diyerek hakaret ettiğini, bu olay üzerine davacının baba evine dönmek zorunda kaldığını, davalının bu hususların hepsine duyarsız kaldığını, eşini aramadığını, müvekkiline karşı ilgisizliği ve alakasızlığı alışkanlık haline getirdiğini, davalının kardeşinin müvekkilinin babasına "orospu kızının yaptıklarını biliyormusun" diye hakaret ettiğini, davalının ilgisiz olduğunu, evi otel gibi kullandığını, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığını, müvekkilinin ailesini istemediğini, görüşmesini engellediğini, müvekkilinin ailesine ve konuklarına kötü sözler kullanarak küçük düşürdüğünü, misafirleri evden kovduğunu, birlik vazifelerini yerine getirmediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını, cinsel ilişkiden kaçındığını, yatağın ortasına yastık koyarak müvekkilini dışladığını, başka bir kadınla ilişkisinin olduğunun öğrenildiğini, düğünlere ve sosyal ortamlara bu kadınla katıldığını, müvekkiline hakaret ettiğini, sosyal ortamlardan kısıtladığını, sağlık sorunlarıyla ilgilenmediğini, sedef hastalığı ve diş rahatsızlıklarını tedavi ettirmediğini, ziynet eşyalarını kullanmasına da izin vermediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 7.000,00' er TL tedbir ve iştirak, müvekkili için aylık 15.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların ÜFE oranında artırılmasına, 600.000,00 TL maddi 750.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının anne ve kardeşiyle arasındaki olaydan sonra bilgi vermeden çocukları da bırakarak evden ayrıldığını, iddiaların hiçbirisinin doğru olmadığını, müvekkilinin 2016 yılında bypass ameliyatı, 2019 yılında şeker hastalığı nedeniyle ameliyat olduğunu, müvekkilinin yatak istirahatlerini davacının cinsellikten kaçınmak olarak iddia ettiğini, çocukların müvekkilinin yanında olup okula gittiklerini, davacının çocuklara imkan sağlayamayacağını, bu sebeple davacının davasının reddini, boşanma halinde velayetin müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacıya harçlık vermediği, davacının kişisel ihtiyaçlarını gidermediği bu şekilde ekonomik şiddet uyguladığı, davalının, davacının ailesi ile görüşmek istemediği, davacının ailesini evde de istemediği, davalının, davacıya 'lan,lö' şeklinde hitap ettiği, bu şekilde aşağıladığı, sinkaflı küfürler ettiği, davacının sağlık sorunları ile ilgilenmediği, ayrıca davalının başka bayanlar ile görüşerek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu tüm bu olguların davacı tanıklarının anlatımları ile doğrulandığı, davalının annesi ve kız kardeşinin davacıyı darp ettiği Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2019/24410 soruşturma numaralı dosyasından anlaşıldığı, davalının tam kusurlu olduğu, ortak çocuklardan Serkan'ın babası ile kaldığı, velayetin ihmaline yönelik babadan kaynaklanan bir durum mevcut olmadığı gibi, sosyal inceleme raporu ve mahekmece alınan çocuğun beyanı da dikkate alınmakla Serkan'ın velayetinin babaya verilerek anne ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklardan Masar Han yargılama sırasında reşit olduğundan velayet hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davalı hakkında düzenlenen sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davalının hayvancılık ile uğraştığı ve aylık gelirinin 4.000,00 TL olduğu bildirilmiş ise de; davalının UYAP'tan yapılan sorgulamada üzerine kayıtlı çok sayıda taşınmazın bulunduğu, yine davalı adına kayıtlı araçların olduğu dikkate alındığında davalının gelir düzeyinin sosyal ve ekonomik durum araştırmasında bildirilen miktardan daha iyi olduğu kanaatine varıldığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına ve kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedildiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, tarafların evli kaldığı süre dikkate alınarak davacı yararına maddi ve manevi tazminata karar verildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Serkan'ın velayetinin babaya verilmesine, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 4.000,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, velâyet düzenlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün sair yönlerinin usul ve kanuna uygun olduğu ancak, davacı kadının ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı, ailesiyle birlikte yaşadığı, davalı erkeğin hayvan ticaretiyle uğraştığı, çiftliğinin bulunduğu, 49 adet evi, 43 adet arsa ve tarlalarının olduğu, 13 adet aracının bulunduğu, çocuklarıyla birlikte yaşadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında takdir edilen nafaka miktarının da az olduğu gerekçesi ile davacı kadının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına yönelen istinaf talebinin kabulüne, davacı kadının diğer istinaf talepleri ile davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı kadın yararına aylık 10.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaya yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, davacı kadın yararına yasal faizi ile birlikte 600.000,00 TL maddî ve 600.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminatın miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

3. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.