"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/774 E., 2022/1479 K.
DAVA TARİHİ : 09.11.2017 - 05.12.2017
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 17. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/286 E., 2021/336 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı-karşı davacı ... Altınordu vekili Avukat ... ve karşı taraf davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı -karşı davalı vekili erkek dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli maddi taleplerinin olduğunu, ailesinin ihtiyaçlarını da müvekkilinin karşıladığını, ailesinin sürekli evlerine geldiğini, görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkiline ve çocuğa şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, talepleri yerine getirilmediğinde evden kovduğunu, çocuğu göstermeyeceğini söylediğini, evin temizliği ve yemekle ilgilenmediğini, agresif ve şiddet içeren davranışlarını eve yardıma gelen kişilere de yaptığını, tartışma sırasında hakaret edip eşyaları müvekkiline fırlattığını, yaraladığını, müvekkilinin ailesine küfür ettiğini, maddi talepleri karşılanmayınca evden kovduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 150.000 TL maddî, 150.000 TL manevî tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı -karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, erkeğin ailesinin müvekkiline "sen oğlumuzla para için evlendin, oğlumuz işitme engelli, sen güzel kızsın, işitme engelli biriyle ne işin olur, senin derdin para biz biliyoruz, öyle yada böyle bu evlilik bitecek" diyerek baskı uyguladıklarını, ailesinin etkisiyle tartıştıklarını, düğün hediyesi olarak verilen altınları gizlice alarak bozdurduğunu, "öküz gibisin, çok kilolusun" şeklinde hakaret ettiğini, cinsel ilişkiyle başkasından kaptığı hastalığı müvekkiline bulaştırdığını, sinirsel bir hastalığa yakalandığını, davacının yanında olmadığını, hamileliğinin dördüncü ayında davacının evi terk ettiğini, evi boşaltması için tehdit ettiğini, hastane kontrollerinde müvekkilinin yanında olmadığını, anlaşmalı boşanmaya yanaşmadı diyerek müvekkilinin işten çıkarıldığını, 15.10.2017 tarihinde müvekkilinin kaldığı eve gelerek bağırıp hakaretlerde bulunduğunu, işitme sorunu olduğundan evin bütün yükümlülüklerini müvekkilinin karşıladığını, çocuklarıyla da müvekkilinin ilgilendiğin iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, çocuk Ömer Faruk için aylık 2.000,00 TL, ...için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak, müvekkili için aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle ile birlikte 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadını bir kez başka bir kadınla aldattığı sabit ise de davalı karşı davacının bu durumu öğrenmesinden sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri anlaşılmakla affedilmiş veya en azından hoşgörü ile karşılanmış sayıldığından bu olay erkeğe kusur olarak yüklenmediği, ancak kadının sürekli davacıyı evden kovması, davacıya iyi davranmaması, "geri zekalı, aptal mısın" gibi sözlerle hakaret etmesi, fiziki şiddet uygulaması, eşinin ailesine karşı saygısız davranması, erkeğin de kadına "köpeksin, hayvansın" diyerek hakaret etmesi, ayrıca "şerefsiz, siz köylüsünüz" şeklinde sözlerle aşağılaması, fiziksel şiddet uygulaması, baskıcı davranması, taraflar arasında geçimsizliklerin başladığı dönemde şirket hisselerini babasına devrederek ekonomik yönden güven sarsıcı davranması şeklindeki eşit kusurlu davranışları sonucunda evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmelerini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk küçük ...'un alıştığı yaşam düzeni, tercihi nazara alınarak velayet hakkının davacı babaya tevdiine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk küçük ...'in yaşı ve ihtiyaçları, alıştığı yaşam düzeni nazara alınarak velayet hakkının davalı anneye tevdiine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, tarafların gelir ve ihtiyaçları, ödeme güçleri, paranın satın alma gücü, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri nazara alınarak davalı karşı davacı kadın ile ortak çocuk ... lehine uygun miktarda nafaka takdirine, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Ömer Faruk'un velâyet hakkının babaya verilmesine, ortak çocuk ...'in velâyet hakkının anneye verilmesine, ...için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 2.500,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafakalar, reddedilen tazminat talepleri, ortak çocuk ...'in velâyet düzenlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk Ömer Faruk'un velâyet düzenlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafakaların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'un velâyet düzenlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafakaların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve nafakaların miktarları, ortak çocuk ...un velâyet düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Semra'dan alınıp Okan'a verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.