"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/178 E., 2022/1806 K.
DAVA TARİHİ : 06.09.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/755 E., 2020/246 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27 .03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Duruşma günü belirlenip duruşma gününe ilişkin tebligatların çıkarılmasından sonra 27.01.2024 tarihli dilekçe ile duruşma isteminden vazgeçildiğine dair dilekçenin dosya içerisinde gelmiş olduğu görüldü. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının sadakatsiz olduğunu Muammer isimli bir kişi ile cinsel ve duygusal birliktelik yaşadığını sürekli müvekkiline yalan söylediğini, hakaret ettiğini, saldırıda bulunduğunu, cinsel birliktelikten kaçındığını, müvekkilini hiçe saydığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 80.000,00 TL maddi ve 80.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle, erkeğin iddialarının gerçek dışı olduğunu, erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiğini, müvekkiline şiddet, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını, sadakatsiz olduğunu, eşine "seni sevmiyorum" şeklinde beyanlarda bulunduğunu, müvekkilini haksız yere sadakatsizlikle suçladığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin müvekkiline verilmesini, her bir çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, 30.08.2018, saat 17:00 sularında müşterek haneye gelip zili çalmasına rağmen o sırada banyoda olan kadının bu nedenle kapıyı geç açmasında eve erkek almakla suçladığı hususu bu eve komşu olan tanığın beyanından ikindi vakti müşterek haneni arka tarafından pencereden bir erkek şahsın atladığı, üstündeki kıyafetin dağınık olduğu, hemen oradan kaçtığı akabinde erkeğin gelerek tanığa buradan birinin kaçıp kaçmadığını sorduğunu, akabinde komşulardan o anda davalı kadının da evde olduğu bilgisin edindiğini söyleyen tanık Havva'nın beyanı ile doğrulanmış olmakla ve bu aşamadan sonra müşterek haneye gelen kadının annesi ile kadının evden ayrıldıkları, bir daha bir araya gelmedikleri, kadının sadakate aykırı davranışı nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu, tarafların maddi sıkıntılardan kaynaklı sürekli tartışmaları olduğu şıkırtılardan kaynaklı sürekli tartışmaları olduğu, kadını ve yakınlarına yeteri açıklamada bulunmaması evin ihtiyaçlarının giderilmesinden kadının yakınlarının maddi yardımları olduğu, tanık beyanları ile ortaya konulmakla, erkeğin bu şeklide kusurlu olduğu ancak sadakate aykırı davranışları nedeniyle kadının daha fazla kusurlu olduğu , uzman raporu göz önüne alınarak velayet düzenlemesi yapıldığı gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin babaya verilmesine, erkeğin maddi tazminat talebinin reddine, erkek yararına 5.000,00 TL manevi tazminata, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, velayet düzenlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile aleyhine hükmedilen manevi tazminat yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, velayet düzenlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile aleyhine hükmedilen manevi tazminat
yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği erkek yararına manevi tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velayet düzenlemesi çocukların üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.