Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10540 E. 2023/1336 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve özellikle kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında, kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesine uygun daha yüksek bir miktar belirlenmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi tazminat yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/916 E., 2022/1492 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekilleri Av. ... vd.

DAVA TARİHİ : 21.06.2018-28.08.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/541 E., 2021/107 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, kadının, erkeğin başka kadınlarla birlikte olduğunu ve kendisini aldattığını ileri sürerek sık sık tartışma çıkardığını, kadının bu davranışları sebebiyle aralarında güven duygusunun kalmadığını, taraflar arasında sık sık şiddet boyutuna varan tartışmalar yaşandığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, kıskanç olduğunu, kadının kıskançlığı sebebiyle yanında çalıştırdığı kadın personelini işten çıkarmak durumunda kaldığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, eşini aşağıladığını, hakaret ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, tehdit ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, iddia ederek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, birlik görevini ihmâl ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, hakaret ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, ortak çocukların hastalığı ile ilgilenmediğini, iddia ederek birleşen davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 125.000,00 TL maddî tazminat, 125.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğin işe aldığı tüm sekreterle adını çıkardığı, aşırı kıskanç olduğu, erkeğin bu sebeple üç ayrı sekreter değiştirdiği, kadının baskıcı olduğu, erkeğin ise ortak çocukların hastalığı ile ilgilenmediği, kadına hakaret ettiği, kadını tehdit ettiği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, her ne kadar kadın vekili tarafından erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı iddia edilmişse de bu eylemden sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve bu vakanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 Sayılı Türk Medeni Kanun'un(4721 Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirildiğinde ortak çocuklar yararına ayrı ayrı dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden iş bu karar kesinleşinceye kadar aylık 600,00 TL tedbir nafakası ve kararın kesinleşmesinden sonra aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 600,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden iş bu karar kesinleşinceye kadar aylık 800,00 TL tedbir nafakası ve kadının boşanma sebebiyle yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından, iş bu kararın kesinleşmesinden sonra aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı bir arada değerlendirildiğinde kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve dinlenen kadın tanıklarının beyanlarının bizzat görgüye dayalı olmadığı, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, hatalı kusur belirlemesine dayanarak asıl davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kusur durumu ve erkeğin ekonomik durumu dikkate alındığından kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının düşük olduğu, belirtilerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği, ortak çocukların yaşları ve ihtiyaçları, tarafların boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile maddî tazminat ve manevî tazminat ile ortak çocuklar yararına takdir olunan iştirak nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin, tazminatların ve nafakaların miktarlarına yönelik istinaf itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün bu yönlerden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; kadın yararına aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminat ile ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 750,00 TL iştirak nafakasına, kararın diğer bölümlerinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile kadın vekilinin sair istinaf itirazlarının, erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, nafakalar ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.