Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10550 E. 2024/2160 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Zina sebebiyle açılan boşanma davasında, hükmedilen manevi tazminat ve iştirak nafakası miktarlarının azlığı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alınarak, hakkaniyet ilkesi ve tazminat hukuku kuralları gözetilerek, hükmedilen iştirak nafakası ve manevi tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının o kısımlarının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/233 E., 2022/1822 K.

DAVA TARİHİ : 06.12.2017

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/382 E., 2020/934 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av. Şamil Can Zorman ve karşı taraf temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sadakatsiz olduğunu, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli ailesinin yanına göndermek istediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi olmazsa 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini, tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının müvekkilini rencide ettiğini, aşağıladığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanları, davalı tarafın beyanları ve özellikle dosya içerisinde bulunan fotoğrafların incelenmesinde davalı erkeğin başka bir kadınla birlikte bir evde yakalandığı ve bu olayın fotoğraflandığı, tanık Esra'nın da bu olaya şahit olduğu, bu suretle zina eyleminin gerçekleştiği, davacı tarafından açılan zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verildiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, boşanma sonucu davacı kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, en azından eşinin maddî desteğini yitireceği, ayrıca yaşanan olayların davacı kadının kişilik haklarına ağır saldırı niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından, tarafların mali ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedildiği, ortak çocuğun yaşı, anne sevgi ve bakımına muhtaç oluşu ve menfaati gözönüne alınarak velâyetinin annesine verildiği, ortak çocuğun beslenme, barınma, giyim ve diğer ihtiyaçları ile davalı babanın ödeme gücü gözönüne alınarak ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği, davacının özel bir şirkette muhasebeci olduğu asgari ücret ile çalışıyor olsa da yoksulluk düzeyinin ortadan kalkmadığı kanaati ile davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocukla baba arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı, kişisel ilişkinin yatılı olarak tesisi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamından; her iki tarafın çalıştığı ve gelirlerinin birbirlerine denk olduğu, bu durumda davacı kadın yönünden 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi gereğince boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluşmadığı, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, bunun yanında tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, Mahkemece kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davacı kadının maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, davalı erkeğin ise kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, tazminatlara karar kesinleştiğinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, taraf vekillerinin sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; iştirak nafakasının ve tazminatların miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası talebi, kişisel ilişkinin yatılı olarak tesisi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının zina sebebine dayalı davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları, velâyet düzenlemesi ile kişisel ilişkinin şekli ve süresinin ortak çocuğun üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Elif Aynil yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davacı kadın yararına iştirak nafakası ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL. vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.