Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10551 E. 2023/2200 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının Türkiye'de tanınıp tenfiz edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafın Türkiye'de ikamet etmesine rağmen yabancı mahkemede yapılan yargılamada savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi talebinin reddine dair yerel mahkeme kararları, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/391 E., 2022/1713 K.

DAVA TARİHİ : 30.09.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/587 E., 2021/458 K.

Taraflar arasındaki yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 08.10.2019 tarihli Limburg Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/4851 Sayılı boşanma kararı ile boşandıklarını, boşanma işlemi ile ilgili 31.01.2020 tarihli A.R. 18/1757/A nolu boşanma belgesi düzenlendiğini, kararın kesinleştiğini belirterek Belçika Krallığı Limburg Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.10.2019 tarih ve AR. 18/1757/A sayısı ile düzenlenmiş boşanma belgesinin Türkiye'de tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların 13 yıl önce evlendiklerini, evlilikten sonra müvekkilinin Türkiye'den davalının yanına Belçika'ya gittiğini, müvekkilinin evliliğin ilk gününden itibaren davacının yoğun şekilde psikolojik, duygusal, fiziksel ve ekonomik şiddetine maruz kaldığını, en son 10.02.2018 tarihinde gördüğü yoğun şiddeti ailesine bildirmesi üzerine ailesi tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na başvuruda bulunulduğu ve Belçika Büyükelçiliği'ne durumun bildirilmesi ile davalının, kadın sığınma evine yerleştirildiği ardından da Türkiye'ye getirildiği, müvekkilinin 13.02.2018 tarihinden itibaren Türkiye'de baba evinde kaldığını, boşanma davasının açıldığını ve tarafların boşanmalarına karar verilip kararın kesinleştiğinin bu davanın açılması ile öğrendiğini, Belçika makamlarınca yargılama sırasında müvekkili lehine savunma hakkı verilmediğini, söz konusu kararın müvekkilinin gıyabında verildiğini, tanıma ve tenfiz'in mümkün olmadığını, müvekkili ile davacı arasında Ankara 10. Aile Mahkemesinde boşanma davası görüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Emniyet Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre ...'ın 13.02.2018 tarihinde Türkiye'ye giriş yaptığı ve 20.02.2018 tarihinde Saray Fatih Mahallesi Pursaklar/Ankara adresini yurtiçi adres bilgisi olarak Nüfus Müdürlüğüne bildirdiği, tanınması istenen boşanma kararında ise davalı kadının adresinin silinmiş olması ve Belçika veya yurt dışında bilinen bir ikamet ya da seçilmiş bir adresi bulunmadığından Yargı Kanununun 40. Maddesi gereğince Limburg Birinci Asliye Hukuk Mahkemesinin Kraliyet Savcısına tebliğ edildiğinin belirtildiği, davalı kadının yargılamanın yapıldığı zaman Belçika'da olmadığı ve bu ülkedeki adresini sildirdiği resmi kayıtlardan belirli olup ayrıca davalı Türkiye'de bulunduğu adresini de adres kayıt sistemine beyan ettiği halde davalının Türkiye'deki yerleşim yerine tebligat gönderilmeden Belçika'da boşanma davasının açılıp yokluğunda karar verilip kesinleşmesinin davalının savunma hakkının kısıtlanmasına neden olunduğu gerekçesi ile tanıma ve tenfiz davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından Belçika Limburg Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan boşanma davasında tebligatların o ülkenin usul kanunları gereğince savcılık makamına tebliğ edildiği ve kesinleştiği, boşanma kararının Belçika Hukuk sistemi içerisinde usul ve yasalarına uygun olarak kesinleştiği, Belçika Devletinin usul hukukunun bu davada tartışılmasının mümkün olmadığı, boşanma davasında mutad mesken hukukunun uygulanması gerektiğinin tartışmasız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davanın reddine dair verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma davasında 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 7 nci maddesi uyarınca kararı veren ülkenin maddi hukuk hükümlerine uygun şekilde karar verildiğini, kararda davalı kadının boşanma davası sırasında Belçika kayıtlarında Türkiye'de olduğu yada ikamet ettiğine dair bir kayıt olmadığının, kararı veren mahkemeye kanunlara uygun şekilde çağırıldığının ancak katılmadığının anlaşıldığı, buna rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

5718 sayılı Kanun'un 50 nci, 52 nci, 54 üncü ve 58 ... maddeleri. 6100 sayılı Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.