Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10567 E. 2023/1343 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eylemli ayrılığa dayalı boşanma davasında, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının Bölge Adliye Mahkemesince arttırılmasının davacı erkeğin usuli kazanılmış hakkını ihlal edip etmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadın tarafından tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvurusunda bulunulmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince hükmedilen tazminat miktarları yönünden davacı erkek lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, Bölge Adliye Mahkemesinin bu hakkı gözetmeksizin, re'sen inceleme yaparak tazminat miktarlarını arttırmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından boşanma davasının kabulü ve vekâlet ücreti yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından; kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince, kusur belirlemesine ilişkin verilen hüküm davalı tarafça istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davacı erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı erkek vekilinin, reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1967 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ortak çocuklarla birlikte erkeğe fiziksel şiddet uyguladıklarını, kadın aleyhine ... 2. Aile Mahkemesinin 2013/874 E., 2014/650 K. sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, davanın reddedildiğini, ortak hayatın tekrardan tesis edilemediğini iddia ederek davanın kabulü ile eylemli ayrılık hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, erkek tarafından, tarafların üç yıllık süre içerisinde bir araya gelmediğinin ispat edilmesi gerektiğini iddia ederek davanın reddini, aksi kanaatin oluşması durumunda, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dayanak teşkil eden, ... 2. Aile Mahkemesinin 2013/874 Esas, 2014/650 Karar Sayılı dosyası ile görülen davanın reddedildiği ve kararın 08.09.2015 tarihinde kesinleştiği, tarafların kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıldan fazla süredir evlilik birliğini devam ettirmek amacı ile bir araya gelmediği, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, ortak hayatın tekrardan kurulamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereği boşanmalarına, taraflar arasında görülen ve işbu davaya dayanak teşkil eden davanın, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve birlik görevini ihmal ettiği gerekçesiyle reddedildiği, fiili ayrılık dönemi içerisinde kadına yüklenebilecek herhangi bir kusurlu davranışın ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının boşanma sebebiyle erkeğin maddî desteğini yitirileceği ve tarafların sosyal, ekonomik durumları ile erkeğin kusurlu davranışları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, tam kusurlu olan erkeğin, kusurlu davranışının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuklar ergin olduğundan velâyet ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının, yurt dışından düzenli geliri olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168 inci maddesi gereği kadın yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek; boşanma davasının kabulü ve vekâlet ücreti yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının, kusur durumu ve tarafların ekonomik, sosyal durumları dikkate alındığında az olduğu gerekçesiyle, davalı kadın vekilinin tazminatların miktarlarına ilişkin istinaf itirazının kabulü ile kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata, davalı kadın vekilinin sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, tam kusurlu eş yararına maddî tazminat ve manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, taraflar arasında halen derdest olan mal rejiminden kaynaklı alacak davası olduğu, gelir durumu dikkate alındığında tazminatları ödeyecek durumu olmadığı belirtilerek; kusur belirlemesi ve davalı kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı boşanma davasında, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Davacı erkek tarafından eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, velâyet ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş hüküm, davalı kadın vekili tarafından İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına karar verilmesinin ve kadın yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının, kusur durumu ve tarafların ekonomik, sosyal durumları dikkate alındığında az olduğu gerekçesiyle davalı kadın vekilinin istinaf itirazının kabulü ile kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata, davalı kadın vekilinin sair yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiş ise de İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı kadın vekili tarafından yararına hükmedilen tazminatların miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarları yönünden erkek yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadın vekili tarafından yararına hükmedilen tazminat miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmamasına rağmen yanılgılı değerlendirme ile erkek yararına oluşmuş usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı erkek vekilinin kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davacı erkek vekilinin kadın yararına hükmedilen tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.