Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10568 E. 2023/231 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadına hükmedilen tedbir nafakası ve maddi tazminat miktarının uygunluğu hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davasının açılmasıyla eşlerin birbirlerine karşı evlilik birliğinden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerinin devam etmesi, ayrıca, boşanma davasının açılmış olmasının eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılma zorunluluklarını ortadan kaldırmaması ve tarafların gelirinin bulunmasının tedbir nafakasına hükmedilmesine engel olmaması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 07.02.2017 tarihli ve 2016/7820 Esas 2017/1224 Karar sayılı kararı ile karar kısmen onanmış kısmen bozulmuş, bozma üzerine mahkemece bozma ilamına kısmen uyulmuş kısmen direnilmiş ve bu kararın da davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili tarafından katılma yoluyla temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2022 tarihli ve 2019/2-107 Esas 2022/318 Karar sayılı ilâmı ile direnme kararının yerinde olduğuna karar verilerek bozma nedenine göre davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden taraf vekillerinin temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı kadına verilmesine, çocuk için 1000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 1000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili verdiği cevap dilekçesi ile özetle; boşanma davasının kabulüne karar verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin davalı erkeğe verilmesini, çocuk için 500 TL iştirak nafakasına, davalı erkek yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.12.2015 tarihli ve 2014/169 Esas, 2015/909 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı kadına verilmesine, davalı ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için ara kararla hükmedilen 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile 600,00 TL`ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesi ile iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadın yararına 400,00 TL tedbir nafakasına ve davacı kadın yararına 35.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 07.02.2017 tarihli ve 2016/7820 Esas, 2017/1224 Karar sayılı kararıyla; davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın çok olduğu ve davacı kadının talep ettiği tedbir nafakasının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; maddî tazminata yönelik bozma ilamına uyularak davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmiş, tedbir nafakası yönünden boşanma davası açıldığında ayrı yaşama hakkının doğduğu, ayrılık halinde evlilik birliği hukuken devam ettiğine göre eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmak zorunda olduğu gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili katılma yolu ile temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı erkek vekili; davacı kadının gelirinin davalı erkekten daha çok olduğu, bu nedenle tedbir nafakasında ısrar edilmesinin hatalı olduğu ve hükmedilen maddî tazminatın yine çok olduğu gerekçeleri ile tedbir nafakası ve maddî tazminat yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili katılma yoluyla; hükmedilen tedbir nafakası ve maddî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçeleri ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2022 tarihli ve 2019/2-107 Esas 2022/318 Karar sayılı ilâmı ile boşanma davasının açılması ile eşlerin birbirlerine karşı evlilik birliğinden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerinin devam ettiği, boşanma davasının açılmış olmasının eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılmak zorunluluklarını ortadan kaldırmadığını, devam eden zorunlu giderlere güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılmak zorunda oldukları, tarafların gelirinin bulunmasının tedbir nafakasına hükmedilmesine engel olmadığı gerekçesi ile direnme kararı yerinde bulunarak bozma nedeni dikkate alındığında karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 169 uncu maddesi uyarınca tedbir nafakasının miktarı ve davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi ve 174 üncü maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.