Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10577 E. 2024/2768 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve usule uygun olarak verdiği kararın, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler bozma gerekçesi oluşturmadığından onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/798 E., 2022/1366 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/397 E., 2021/295 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı- davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

İlk Derece Mahkemesince, yoksulluk nafakasına ilişkin olarak verilen hüküm davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı- davacı kadın vekili tarafından, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... ile vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... ve vekili gelmedi. Davalı-davacı vekili Av. ...'in mazeret bildirdiği görüldü. Belgelendirilmeyen usul ve yasaya uygun bulunmayan mazeretin reddine karar verildi. Okundu. Açık yargılamaya devam olundu. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin ise reddedilen yön dışındaki gerekli şartları taşıyan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olmadığını, kadının, sürekli olarak erkeği aşağıladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, cinsel, sosyal şiddet uyguladığını, erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin ailesine kötü davrandığını, kadının kendi rızası ile 19.06.2018 tarihinde ortak konuttan ayrıldığını, erkeğin annesinin vefatından sonra mesaj atarak ortak konuta gelmek istediğini söylediğini, erkeği affettiğini, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, sürekli olarak erkeği aşağıladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, cinsel, sosyal şiddet uyguladığını, erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin ailesine kötü davrandığını, kadının kendi rızası ile 19.06.2018 tarihinde ortak konuttan ayrıldığını, erkeğin annesinin vefatından sonra mesaj atarak ortak konuta gelmek istediğini söylediğini, erkeği affettiğini iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın asıl davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, bağımsız konut temin etmediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ailesinin fiziksel ve sözlü şiddetlerine sessiz kaldığını iddia ederek davanın reddine, aksi kanaatte olunması durumunda ise kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olmdığıını, erkeğin, bağımsız konut temin etmediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ailesinin fiziksel ve sözlü şiddetlerine sessiz kaldığını, kadının ailesini arayarak "gelin kızınızı götürün ben artık istemiyorum" dediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, hastalığı ile ilgilenmediğini, kadını babasının evine bıraktığını, sonrasında maddî ve manevî olarak ilgilenmediğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkek ile dalga geçtiği, erkeğe karşı ilgisiz olduğu, sevgi göstermediği, ev işlerini bazen yaptığı bazen yapmadığı, erkeğin ise annesinin kadını istemediği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına ara kararla hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadının, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin ise ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu belirtilerek tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına yasal faizi ile birlikte 5.000,00 TL maddî tazminat, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kadının, erkeğe gönderdiği mesajlar ile erkeği affettiği, dinlenen kadın tanık beyanlarının bizzat görgüye dayalı olmadığı ve hükme esas alınamayacağı, erkek yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, hatalı kusur belirlemesine dayanarak erkek yararına tazminata hükmedilmesi ve kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasının hatalı olduğu, kadının, erkeğe affetmediği belirtilerek; kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ve tedbir nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacı-davalı erkek, davalı-davacı kadının kendisine mesajlar gönderdiği ve kendisini affettiğini iddia etmişse de davalı-davacı kadın tarafından davacı-davalı erkeğe gönderilen mesajların barışma girişimi niteliğinde olduğu ve af olarak kabul edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, erkeğe yüklenen vakıaya dair beyanda bulunan davalı-davacı kadın tanıkları ... ve ...'in beyanlarından, davacı-davalı erkeğin annesinin, erkeğin de bulunduğu ortamda kadını istemediğini söylediği ve erkeğin bu ifadelere sessiz kaldığının sabit olmadığı, bu nedenle erkeğe bu vakıa nedeniyle kusur yüklenemeyeceği, dinlenen tanık beyanları uyarınca davacı-davalı erkeğin, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, kadını ailesinin evine bıraktıktan sonra arayıp sormadığı ve bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, kadının birleşen davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, davalı-davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu ve davacı-davalı erkek yararına tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçisiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve tedbir nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı kadın vekilinin yoksulluk nafakasına yönelik temyiz delikçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,

2.Taraf vekillerinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

,