Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10584 E. 2023/1344 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat hususları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek, davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 17. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya karşı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2012 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, borçlandığını, ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir nafakası, aylık 700,00 TL iştirak nafakası ve iştirak nafakasının gelecek yıllarda ÜFE oranında arttırımına karar verilmesini, kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevini ihmâl ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlâl etme ihtimalinin olduğunu, erkeğin ailesine kötü davrandığını, ortak konutu terk ettiğini, hakaret ve tehdit ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası, erkek yararına 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, birlik görevlerini ihmâl ettiği, ortak çocuğun rahatsızlığı ile ilgilenmediği, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, karşı davada dayanılan vakaların ispatlanamadığı, bu nedenle kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 Sayılı Türk Medeni Kanun'un(4721 Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi gereği boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve fiili olarak anne yanında kaldığı dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE ortalaması oranında arttırılmak üzere aylık 400,00 TL iştirak nafakası, kadının çalıştığı, düzenli bir geliri olduğu, yasal şartları oluşmadığından tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve kusurlu eyleminin duygusal şiddete dair olduğu dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 18.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin hatalı olduğu, babanın ortak çocuğa gereken ilgiyi göstermediği, bu nedenle ortak çocukla baba arasında kişisel ilişkinin her ayın iki hafta sonunda ve sadece dini bayramların ikinci gününde bir gece kalması şeklinde düzenlenmesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kişisel ilişkinin süresi yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince deliller toplanmadan eksik araştırma ile karar verildiği, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, hatalı kusur belirlemesine dayanarak asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, velâyet düzenlemesinin hatalı yapıldığı, kusur durumu ve tarafların ekonomik ve sosyal durumu birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesince erkek aleyhine nafaka ve tazminata karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek her iki dava fer'îleri yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin kısmen hatalı olduğu, her ne kadar erkeğe, ortak çocuğun hastalığı ile ilgilenmediği vakası kusur olarak yüklenmişse de tanık beyanlarından bu olayın ne zaman gerçekleştiğinin anlaşılmadığı ve bu durumun süreklilik arz etmediği, tek sefere özgü olduğu, erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusur durumuna göre erkeğin yine de tam kusurlu olduğu, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, ortak çocuğun velâyeti ile ilgili İlk Derece Mahkemesince sosyal inceleme raporunun alındığı, raporda, ortak çocuğun anne yanında kalmasının uygun olacağının belirtildiği ve ortak çocuğun anne yanında kalması durumunun onun ahlaki, bedeni ve fikri gelişimine olumsuz katkı sağlayacağının da ispatlanmadığı, ortak çocuğun üstün yararı gereği velâyetinin anneye verilmesinin isabetli olduğu, her ne kadar kadın vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde, ortak çocuğa olumsuz davranışlar sergilendiğini iddia etmişse de bu iddiasını ispata yarar delil sunmadığı, ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin aile bağlarının geliştirilmesi açısında isabetli olduğu ve kişisel ilişkinin değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilebileceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ortak çocuğun yaşı dikkate alındığından ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının da isabetli olduğu, toplanan delillerden, her ne kadar boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek tam kusurlu ise de erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmaması sebebiyle kadın yararına manevî tazminat şartlarının oluşmadığı ve kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu olmayan kadın yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında maddî tazminat takdiri ile hükmedilen maddî tazminat miktarının isabetli olduğu, erkeğin tam kusurlu olması sebebiyle tazminat istemlerinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, gerekçesiyle erkek vekilinin kusur belirlemesi ve manevî tazminata yönelik istinaf itirazının kabulü ile kadının manevî tazminat talebinin reddine, erkek vekilinin sair, kadın vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte her iki dava ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 Sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devamı maddeleri; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci maddesi, 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.