"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, bu durumun süreklilik arz ettiğini, sadakatsiz davrandığını, müvekkilinin onuru ve haysiyetini zedelediğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi uyarınca pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeni ile ve 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı karşı davalı kadın vekili, cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlara ilişkin yazışmalar olduğunu, müvekkilinin ...'ya kötü muamelede bulunduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu, ...'nın velâyetinin annesinde olduğunu, müvekkili ile karşı tarafın akraba olduğunu, bu nedenle iki tarafın ailesinin de evliliğe müdahil olduğunu, davalı karşı davacı erkeğin iddialarının kendi içerisinde çelişkili olduğunu, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, iddiaların asılsız olduğunu belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kadının yeğeninin 3 ay boyunca ortak hanede kaldığını, kadının ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, evde yaşanan olayları kendi ailesine anlattığını, sürekli başka insanların evine gittiğini, eve geç saatlerde döndüğünü, gizlice müvekkilinin cebinden para aldığını, gizlice evlere temizliğe gittiğini, ilk evliliğinde yatak odasında yaşadıklarını müvekkiline anlattığını, müvekkilinin ilk evliliğinden olma kızı ...'ya kötü davrandığını, ... ortak eve geldiğinde baskı yaptığını, yerde yatırdığını, ...'yı evde istemediğini, davacı karşı davalı kadının kendi ailesine para gönderdiğini, eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını göz ardı ettiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
2. Davalı karşı davacı erkek vekili ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, aldatma iddiasının 1 yıl öncesinde yaşanılan ve affedilen bir olay olduğunu, müvekkilinin ailesinin evliliğe müdahale etmediğini, kadının müvekkilinin annesini ortak hanede istemediğini, Amerika'da yaşayan ve ülkeye giremeyen abisine para gönderdiğini, asıl kusurun davacı karşı davalı kadında olduğunu belirterek, karşı dava dilekçesinde öne sürülen iddialarını tekrarla asıl davanın reddine, karşı davanın ve fer'î taleplerin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı karşı davalı kadının dayanmış olduğu fiziksel ve ekonomik şiddet olgularının ... Şehir Hastanesi'nin müzekkere cevabı ekinde gönderilen hastane kayıtları ile adli muayene raporu, görgüye dayalı muteber tanık beyanları ve dosya kapsamında toplanan delillerden sübut bulduğu, davalı karşı davacı erkeğin, kadının kendisinden habersiz evlere temizliğe gittiği, ailesine kendisinden habersiz para gönderdiği yönündeki iddialarının ise erkeğin kardeşi tanık ...'nin davacı kadının evlere temizliğe gittiğini bildiğini beyan etmesi, kardeşinin bildiği hususu davacı erkeğin bilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmayışı, keza ihtiyaçlarının karşılanacağı beyan edilmesine rağmen davacı kadının evlere temizliğe gitmesinin hayatın olağan akışına uygun olmayışı, davalı karşı davacı erkek tarafından davacı karşı davalı kadının kendisinden habersiz ailesine ve fetö firarisi ağabeyine para gönderdiği iddialarını ispata matuf herhangi bir banka kaydı, makbuz yahut sair delilin mevcut olmayışı, davacı karşı davalı kadının davalı erkeğin önceki evliliğinden olan kızı ...'nın sorumluluğunu üstlenmediği yönündeki iddialarına karşın müşterek çocuğun velâyetinin dava dışı üçüncü kişi annesinde olduğu, çocuğun sorumluluğunun velâyet sahibi dava dışı üçüncü kişi annede olduğu göz önüne alındığında davacı kadının sorumluluğu üstlenmeyişinin kusur olarak izafe edilemeyeceği ve diğer hususlar göz önüne alınarak davalı karşı davacı erkeğin iddialarını dayandırdığı olguların sübut bulmadığı, evlilik birliğinin müşterek hayat yeniden tesis edilemeyecek şekilde temelinden sarsıldığı, kusurun davalı karşı davacı erkekte olduğu, davacı karşı davalı kadına izafe edilebilecek bir kusurun mevcut olmadığı, boşanmaya sebep olaylarda davacı karşı davalı kadının kişilik haklarının saldırıya uğradığı, boşanma ile davacı karşı davalı kadının yoksul duruma düşeceği, müşterek çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesinin çocuklarının menfaatine olduğu tespitini içerir sosyal inceleme raporu ile dosya kapsamı itibari ile ortak çocuklarının velâyetinin anneye verildiği gerekçesi ile davalı karşı davacı erkeğin davasının reddine, davacı karşı davalı kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 250,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı karşı davalı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacı karşı davalı kadın yararına 18.000,00 TL manevi tazminata, davalı karşı davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin doğru olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davalı karşı davacı erkeğin ekonomik durumu ve kusurlu davranışları nazara alındığında manevi tazminatın çok az takdir edildiğini, arttırılması gerektiğini belirterek, manevi tazminatın miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asıl kusurun davacı karşı davalı kadında olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, müvekkilinin eşini darp etmediğini, tanık beyanları ile müvekkilinin cebinden para alındığının, çocuklara kadın tarafından şiddet uygulandığının ispatlandığını, dosyaya süresinde sunulmayan delillerin hükme esas alınamayacağını, karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadının müvekkilinin ilk evliliğinden olma çocuğu ...'ya kötü muamelesinin sabit olduğunu, kadının fiziksel şiddet iddiasında salt doktor raporunun esas alındığını, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, nafaka ve tazminat miktarlarını da kabul etmediklerini kadına bağlanan nafakanın kaldırılması gerektiğini belirterek, davacı karşı davalı kadının davasının kabulü, reddedilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ve nafakalar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...Tüm dosya kapsamından; 4721 sayılı Kanun'un 338 inci maddesinin "Eşler, ... olmayan üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler." düzenlemesi dikkate alınarak, tanık beyanları ile kadının, erkeğin önceki evliliğinden olan, velâyeti annesinde olan kızı ...'yı müşterek hanede istemediği vakıası sabit olmakla, bu vakıanın davacı - karşı davalı kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği anlaşılmış olup, buna göre İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen davalı - karşı davacı erkeğin kusurlu davranışları da birlikte değerlendirildiğinde; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı - davacı erkeğin ağır, davacı - davalı kadının az kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, davacı - karşı davalı kadının, erkeğin karşı davasına yönelik itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, erkeğin davasında 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası koşullarının gerçekleştiği olayların akışı karşısında tarafların dava açmakta haklı oldukları, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadının davası ve erkeğin karşı davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince kadının davasında verilen boşanma kararının isabetli olduğu anlaşılmış ancak, erkeğin karşı davasının da kabulü gerekirken hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin karşı davasının reddi doğru olmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve müşterek çocuklar yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu hususta verilen karar ve nafakanın miktarının isabetli olduğu, yine, velâyeti kendisine verilmeyen baba çocukların bakım, korunması ve eğitimlerine ilişkin giderlere katılması gerektiğinden İlk Derece Mahkemesince bu hususta verilen karar ve nafaka miktarının isabetli olduğu, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, toplanan delillerle, boşanmaya neden olan olaylarda davacı - karşı davalı kadının erkeğe oranla daha az kusurlu olduğu, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, o halde, kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu hususta verilen karar ve nafaka miktarı isabetli olduğu, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini, toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı - karşı davacı erkeğin, davacı - karşı davalı kadına oranla daha ağır kusurlu olduğu, bu olayların davacı - karşı davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı - karşı davalı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğu, sonuç olarak; davacı - karşı davalı kadının manevi tazminatın miktarına, davalı - karşı davacı erkeğin karşı davanın reddine, kusur belirlemesine ilişkin istinaf itirazlarının kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde gerekçe ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 250,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı karşı davalı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacı karşı davalı kadın yararına 50.000,00 TL manevi tazminata, davalı karşı davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde yer alan sebeplerle davacı karşı davalı kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı karşı davalı kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi ile davacı karşı davalı kadın yararına tazminat ve nafaka, ortak çocuklar yararına nafakaya hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile davalı karşı davacı erkek yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 inci, 328 inci, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.