"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminatın ve iştirak nafakasının miktarı yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kısmen kabulü ile bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine 1.000,00 TL tedbir-iştirak, 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî- 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.06.2021 tarihli ve 2020/266 Esas, 2021/343 Karar sayılı kararıyla; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı tarafın tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.02.2022 tarihli ve 2021/3195 Esas, 2022/350 Karar sayılı kararıyla; davacının ailesinin davalıyı damat olarak istemediği, evlilik birlikteliklerine müdahalede bulundukları, davacının ailesinin etkisinde kaldığı, son yaşana olayda tarafların birlikte davacının kız kardeşinin düğününe gittikleri davacı tarafın düğün sonrasından müşterek konuta dönmediği, davalının ise davacıya mesaj yolu ile hakaret ve tehdit ettiği, çevreye borçlanıp ödemediği, evin maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, çocuğu davacının ailesinin yanına götürmesine izin vermediği anlaşılmakla davacı kadının hafif davalı kocanın ağır kusurlu olduğu, davanın kabulü gerektiği, çocuğun yararı gereğince velâyetinin annesine verilmesi babası ile kişisel ilişki kurulması gerektiği, çocuk yararına nafaka koşulları oluştuğu, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu ancak nafaka koşulları oluşmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuk ile babası arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadının tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine, davacı kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynet alacağı davası yönünden; davalı erkek tarafından boşanma davasının kabulü ve ferileri yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizin 26.06.2022 tarihli 2022/4070 Esas, 2022/5997 sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın ve nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk 2015 doğumlu ...'ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, davalı erkeğin tüm davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilerek davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarlarının az olduğu gerekçesiyle davacı kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminata, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; müvekkiline atfı kabil kusur bulunmadığını, davacı ve ailesinden kaynaklı problem yaşanmış olsa da müvekkilinin eşini sevdiğini, davacı tarafın çalıştığını, maddî zararının olmadığını, müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının da fahiş olduğunu, davanın reddi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, maddî tazminat ve iştirak nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci, 182 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.