"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Maçka Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin, evine bakmadığını, ilgisiz olduğunu, alkol ve kadın düşkünü olduğunu, gece hayatı olduğunu, başka kadınları eve getirerek içki masası kurduğunu, sadakatsiz olduğunu bu nedenle evden ayrıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, ortak çocuk için aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla, davalı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, bağımsız konut temin etmediğini, çocuk ile ilgilenmediğini, davalının ailesinin de müvekkilinin ailesine "Kızını al git, ...'den buna fayda yok, ...'den buna koca olmaz" dediğini, davalı erkeğin müvekkilinin patronu ile ilişki yaşadığını, müvekkilinin patronunu eve getirip, alkol alacağını söyleyerek müvekkilini evden kovduğunu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını iddia ederek, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına yasal faizi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000.00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediğini, davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, sadakatsiz olduğunu, sürekli kendi kafasına göre hareket ettiğini, ortak çocuğu kendisinden kaçırdığını, 5 yıldır göremediğini, belinden ameliyat olduğunu hastanede bırakıp gittiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili 16.09.2021 tarihli dilekçesi ile cevap dilekçesini ıslah ettiğini bildirmiş, ıslah dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı kadının kıskanç olduğunu, müvekkilini hastanede terk ederek gittiğini, bakımıyla ilgilenmediğini, eve dönmek istemediğini, ortak çocuk ile babasını ayrı yaşattığını, davacı tarafın tamamıyla kusurlu olduğunu, müvekkiline "senden tiksiniyorum, midem bulanıyor" şeklinde sözler söylediğini, aşırı sinirli olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek boşanma kararı verilmesini, davacı tarafın yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini, iştirak nafakası için cüzi bir miktar belirlenmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının evlilik süresince evlilik birliği giderlerine katılmadığı, eşine ilgisiz davrandığı, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, sadakatsiz davrandığı, maddî manevî destek vermediği, müşterek çocuğa ilgisiz olup bakım gözetim yükümlülüğünü ihlal edici davranışlarda bulunduğu, davacı kadının kusurlu bir davranışının ispatlanmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadın yönünden maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir, 650,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurlu bir davranışının ispatlanmadığını, fiziksel şiddete ilişkin darp raporu bulunmadığını, fiziksel şiddete maruz kaldığı iddia eden kadının eve geri döndüğünü, müvekkilinin sadakatsizliğine ilişkin delil bulunmadığını, müvekkilinin ayrı bir ev tuttuğunu ve eşi ile çocuğuna baktığını, tanık beyanlarının kabul edilemeyeceğini zira sürekli eve girip çıkan kişiler olmadığını, davacı kadının müvekkili hastanedeyken terk ettiği ve müvekkiline bakmadığının ispat edildiğini, asıl kusurlu olanın davacı kadın olduğunu, maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşmadığını miktarlarının fahiş olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının tamamının, tanık anlatımlarından anlaşıldığı üzere gerçekleştiği, aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarının olduğu, akrabalık veya diğer bir yakınlık durumunun başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı, dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgunun da bulunmadığı; kadına izafe edilen bir kısım kusurların ise, tarafların evliliğine devam etmiş olması nedeniyle affedilmiş olgulara ilişkin olup, hükme esas alınmayacağının tabii olduğu, her ne kadar eşlerden birinin diğer eşin hastalığıyla ilgilenmemiş olması kusur ise de; tek seferlik tepki niteliğinde olan eylemlerin de hükme esas alınmayacağı, bu minvalde kadının, eşi hastanede iken evden ayrılmasının da erkeğe izafe edilen ve sabit görülen kusurlu davranışlarına tepki olarak kabul edilmiş olması ile kadına yüklenmemiş olmasının da yerinde olduğu, erkeğin karısına izafe ettiği diğer kusurların ise tanık anlatımı ya da başkaca delille desteklenmemiş olması nedeniyle varit görülmediği, evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, devamında taraflar, müşterek çocuk ve toplum için bir yararın kalmadığı, kadının birliği devam ettirmeye zorlanamayacağı, kadının davasının kabulü ile boşanma kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, hükmedilen tazminatların, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkeleri nazara alındığı asgari hadden olup, fazla olmadığı, yine boşanma davalarında kabul edilmeyen nafaka ve tazminat miktarları üzerinden karşı taraf lehine vekâlet ücretine de hükmedilemeyeceği gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurularının esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde yer alan sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmolunan tazminatlar yönünden bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi ile davacı kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.