Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10599 E. 2023/1027 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi tazminat ve tedbir nafakasının miktarının düşük olduğu iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetilerek, hükmedilen maddi tazminat ve tedbir nafakasının miktarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesine uygun olmadığı gerekçesiyle karar, maddi tazminat ve tedbir nafakası yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/248 E., 2022/478 K.

DAVA TARİHİ : 02.11.2012

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline karşı sorumsuz, ilgisiz ve rencide edici şekilde davrandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin sürekli alkol kullandığını, eve geç geldiğini, hatta bazen eve hiç gelmediğini, müvekkilinin anne ve babasının yardımlarıyla hayatını ikamet ettirdiğini, sürekli aldattığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediğini, asıl sebebin kadının kardeşi adına çektirdiği kredinin bir taksiti geç ödendiği için eşinin evi terk etmesi olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 21.05.2013 tarihli kararı ile; her ne kadar kadın, erkek aleyhine bir takım ithamlarda bulunmuş olsa da, kadının bu iddialarını ispatlayamadığı, dinlenen kadın tanıklarının sözlerinin bir kısmı evliliğin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanamayan, somut bilgi ve görgüye dayanmayan, sadece kadının anlatımlarından ibaret ve inandırıcı olmaktan uzak açıklamalar olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 24.03.2014 tarihli ve 2013/23525 Esas, 2014/6670 Karar sayılı kararıyla erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davacı kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, birlik görevlerini yerine getirmeyen erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası ve maddî tazminata hükmedilmesine ilişkin yasal koşulların oluştuğu, ne var ki erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı belirtilerek; belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra 500,00 TL üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 15.000,00 TL maddî tazminata ve kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı ile reddedilen manevî tazminat talebi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve maddî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve tedbir nafakasının miktarı ve kadın lehine manevî tazminata hükmedilmemesinin doğru olup olmadığı, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla davalı erkeğin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın ve tedbir nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkeğin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden ...'a iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.