"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı vekili tarafından tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı vekili tarafından tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 20 yıllık yaş farkının olduğunu, kadının müvekkilini beğenmemeye, yaşı nedeniyle hor görmeye, küçümsemeye başladığını, yatağını ayırdığını, evi çöp yığını yaptığını, ev işlerini yapmadığını, kendisinden izin almadan işe gittiğini, tarafların on aydır ayrı yaşadığını ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, tarafların boşanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu ve kabul etmediklerini, davacı tarafın asabi ve geçimsiz biri olduğunu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkilinin hiç bir yere gitmesine izin vermediğini, esir hayatı yaşatmak istediğini, şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, hakaret ettiğini, televizyon gavur işidir diyerek eve televizyon almadığını ve aldırmadığını, davacının tutucu davranışlarından dolayı ayağına çorap giymeden dışarıya çıkamadığını, bunlarla birlikte müvekkilini ve müşterek çocuklarını siyasi miting ve yürüyüşlere katılmak için zorladığını, müvekkiline bir çok kez seni istemiyorum defol git dediğini, kedisinin evi terk ettiğini ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, asıl davanın reddine, davalarının kabulüne, tarafların boşanmasına, müvekkili lehine 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.08.2021 tarih ve 2019/308 Esas, 2021/535Karar sayılı kararı ile; davalı-davacının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve ortak hayatın çekilmez hale geldiği olgusunun ispatlanamadığı, davacı-davalının, davalı-davacıya karşı agresif olduğu ve eşine karşı saygısız ve tutucu davrandığı, tarafların müşterek çocuklarının beyanında "babam anneme fiziksel şiddet uygulamaktaydı, sık sık tartışma yaşıyorlardı, babam şiddete meyilliydi, fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, hakaretler ederdi, annem solak olduğu için yaptığı işlerde sol elini kullanırdı babam da bunu görünce anneme çok kızardı, anneme gavur diye hakaret ederdi ve sağ elini kullanmasını isterdi" dediği, hakaretlerin daha sonraları da devam ettiği, yine tanık beyanlarından davacı-davalı erkeğin tutucu davranışlar sergileyerek evliliği çekilmez hale getirdiği, davacı-davalının boşanmaya yol açan olaylarda ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-davacıya göre daha kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmasına, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, 10.000,00 TL maddî tazminat, 8.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, müşterek çocuk ergin olduğundan velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı vekili asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile boşanma, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat yönlerinden mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 17.03.2022 tarih ve 2022/320 Esas, 2022/1061 Karar sayılı kararı ile; davacı-davalının boşanmaya yol açan olaylarda ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-davacıya göre daha kusurlu olduğunun belirtildiği ancak kadına yüklenen kusurların belirtilmediği gibi taraflara yüklenen kusurlar yönünden çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesi ile kararın tümüyle kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, istinaf başvurusunun kabul sebebine göre, diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların müşterek çocuklarının, babasının çok tutucu olduğu için evde tişört giymelerine, başı açık kadınlarla arkadaşlık yapmalarına, bakkala çıkıp alışveriş yapmalarına izin vermediğini, annesi sol elini kullandığı zaman kendisine gavur dediğini, babasının televizyona karşı olması nedeniyle evlerinde televizyon olmadığını, evden çorapsız çıktıklarında babasının kızdığını ve hakaret ettiğini, siyasi parti mitinglerine annesi ve kendisini zorla götürmeye çalıştığını beyan ettiği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında toplum, müşterek çocuklar ve taraflar açısından menfaat kalmadığı anlaşıldığından, davacı-davalı erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu olduğu, davacı-davalı kadının ise evlilik birliğinin sona ermesinde kendisine atfedilebilecek herhangi bir kusuru bulunmadığı gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmasına, sürekli ve düzenli geliri bulunmayan, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen, eşinin maddî desteğini yitirecek bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminat, 8.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine, müşterek çocuk 18 yaşından büyük olduğundan velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararının gerekçe içermediğini, müvekkilinin kusurlarının açık ve net şekilde belirtilmediğini, tanık beyanlarının önceki olaylara ilişkin olduğunu ve kusur olarak değerlendirilemeyeceğini, dinletmiş oldukları tanık beyanlarının değerlendirilmediğini, müvekkilniin kusurunun bulunmadığını beyanla, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile boşanma, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat yönlerinden mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararının gerekçe içermediğini, müvekkilinin kusurlarının açık ve net şekilde belirtilmediğini, tanık beyanlarının önceki olaylara ilişkin olduğunu ve kusur olarak değerlendirilemeyeceğini, dinletmiş oldukları tanık beyanlarının değerlendirilmediğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile boşanma, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile boşanma, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesie, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.