"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 15. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı -davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı -davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı -davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin çocuklarına ve evliliğine gereken özeni göstermediğini, eşinin ve çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılamadığını, çok uzun yıllardan beri hangi sebepten olduğu bilinmeyen şekilde borçlandığını ve bu hususta gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, borçlarının bir çok kez aile bireylerinin desteği ile kapandığını, bu şekilde ekonomik olarak evlilik birliğini zor durumda bırakmayı huy haline getirdiğini, bu konuda verdiği sözleri tutmadığını, müşterek konutta kumar içerikli dergi ve gazeteler bulundurduğunu, kendi de kumar oynadığını kabul ettiğini, hakaret ve aşağılamada bulunduğunu, erkeğin anlaşmalı boşanma protokolünden vazgeçme nedeninin de müvekkilinin maddi talepleri olduğunu beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek süresinde sunduğu cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının evliliğin başından beri müvekkiline sistematik olarak maddi ve manevi baskı ile psikolojik şiddet uyguladığını, otoriter ve baskın bir karaktere sahip olduğunu, ancak evin ihtiyaçlarına yeten maaşı ile yetinmediğini, aralarında ekonomik sıkıntılar doğduğunu, evlilik boyunca tüm paranın kadının yönetiminde olduğunu ve istediği gibi harcadığını, müvekkiline 50,00 TL harçlık verdiğini, mütemadiyen ağır sözler ile hakaret ettiğini, çocukların gözü önünde defalarca küçük düşürdüğünü, çocuklarına ilgisiz davrandığını, eve geç saatlerde geldiğini ve ne yaptığının belli olmadığını beyanla tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların ekonomik nedenler yüzünden aile içi sorunlar yaşadıkları, erkeğin ekonomik yetersizlik yüzünden krediler çekerek borçlandığı, taraflar arasındaki geçimsizliğin ana sebebinin bu olduğu, kadının da evlilik boyunca aileye maddi katkı sağlamak adına bir gayretinin olmadığı, imkanı olduğu halde çalışmadığı, erkeğin de gelirinin üzerinde harcama yaparak ailenin ekonomik sıkıntıya düşmesinde kusurlu olduğu, harcamaların kötü niyetle ve aile dışında harcandığına dair erkeğe atfedilecek bir hususun ortaya konmadığı, tarafların ortak kusurlarıyla evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenilemeyecek derecede temelinden sarsıldığı, çocukların idrak çağında oldukları ve velâyet tercihlerini babalarından yana kullandıkları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadının da kusurlu olması, kadının yaşı ve çalışmaya engel bir durumunun olmaması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği, yine tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşıldığından tazminat istemlerinin de reddi gerektiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların 2001 ve 2007 doğumlu müşterek çocuklarının velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin ise ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı -davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı -davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin birliğin sarsılmasında kusurunun bulunmadığını, yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin niteliği açıklanamayan borçlar nedeni ile evlilik birliğini birden çok kez ekonomik olarak sıkıntıya soktuğu, gelirinin üzerinde harcamalar yaptığı, kadının da sürekli eşinden maddi taleplerinin olduğu, aile birliğine maddi katkı sağlama konusunda yeterli gayretinin olmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu kabul edilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, bu nedenle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin kararın yerinde olmadığı, yine boşanmaya neden olaylarda kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, boşanma nedeniyle kadının evlilikten mevcut veya beklenen maddi menfaatlerinin zedeleneceği, bu nedenle kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı-davalı kadının kusur belirlemesi ve derecesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın kusur gerekçesi ve derecesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, davacı -davalı kadının reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile buna ilişkin hükümlerin kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine, davacı -davalı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere 30.000,00 TL toplu yoksulluk nafakasının davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı-davalı kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı -davalı kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı -davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı -davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçelerinin gerçekle örtüşmediğini, müvekkilinin bankalardan kredi çekmesi ve yoğun kredi kartı kullanımının tek nedeninin evinin ve davacı eşinin taleplerini karşılayabilmek olduğunu, bu hususun tanık beyanlarıyla da sabit olduğunu, çocuklarının velâyetini dahi istemeyen, velâyet yönünden kararı istinaf dahi etmeyen bir anne için, bu rakamlarda bir tazminata hükmedilmesinin kabul edilebilir olmadığını, davacının, çocukların velâyetine de sahip olmadığından çalışmasına engel bir durumun da söz konusu olmadığını beyanla kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; anlaşmalı boşanmadan çekişmeli boşanmaya dönen ve taraflarca karşılıklı olarak açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin olup, uyuşmazlık kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.