"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 12. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 2015 yılında evlenen tarafların çocuklarının bulunmadığını, evliliğin başından itibaren davalının ailesi ile sorunlar yaşandığını, düğünde toplanılan 30.000 TL'nin kayınpeder tarafından alınıp iade edilmediğini, kayınpederin uyuşturucu suçundan mahkumiyet aldığını, bozdurulan gerdanlığın yarı bedelinin davalı tarafından alındığını, kalanının tüp bebek tedavisinde kullanıldığını, evin çoğu eşyalarının müvekkilince karşılandığını, işten ayrılmaya zorlayıp ayrılmasına neden olduğunu, davalının 2017 yılı Mayıs ayında işinden ayrılıp ailesinin yanına gittiğini, müvekkilinin davalı ailesi tarafından istenmediğini, rencide edici ve ağır hakaretler ettiklerini, davalının sonraki tüp bebek tedavisinde masrafları karşılamadığını, havaalanına giderken müvekkilini yalnız ve zor durumda bıraktığını, evliliğin 2017 yılı Kasım ayından itibaren fiilen sona erdiğini, davalının müvekkilini manevi olarak taciz ettiğini, huzursuzluk verdiğini, müvekkilinin yaşadıkları nedeniyle psikolojik destek almaya başladığını beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, çektiği manevî ızdırabın karşılığı olarak da 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız ve mesnetsiz olduğunu, davacının evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, çocuk sahibi olamamanın etkisiyle kendisini sürekli küçük düşürdüğünü belirterek boşanmalarına ve davacının maddî taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının evliliğin verdiği yükümlülüğü yerine getirmediği, eşine karşı ilgisiz, duyarsız davrandığı, davacıyı bırakıp ailesinin yanına gittiği, davalının öfke nöbetlerinin olduğu, düğünde bile sinirlenerek sürahiyi yere fırlatarak kırdığı, bu tutumun evlendikten sonra da devam ettirdiği, tüp bebek tedavisinde maddi ve manevi olarak davacının yanında durmadığı, davalının, davacının babasının evine kira vermek kaydıyla yerleştiği halde kira ödemediği boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olması sebebiyle davacı kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca meydana gelen zarar, mevcut ve beklenen menfaat, kişisel haklarının saldırıya uğraması nedeniyle duyulan elem ve ızdırap, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kusur derecesi ve hakkaniyet ölçüsünde uygun miktarda tazminata hükmedilmesi gerektiği, davacının çalıştığı ve eşit düzeyde ücret aldıkları göz önünde bulundurularak tedbir ve devamında talep edilen yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata, kadının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle ;müvekkili yararına hükmedilen tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, çektiklerinin karşılığı olamayacağını beyanla; yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği neticesine varıldığından, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu' nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri uyarınca kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle davacı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatlara ilişkin bendinin kaldırılarak bu konuda yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde; geçici olarak asgari ücretle ücretli öğretmenlik yaptığını, ailesinin geçimini zar zor temin ettiğini beyanla kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ile hakkaniyet ilkesi uyarınca uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.