Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10673 E. 2023/388 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davalı erkeğin kusurlu davranışlarının ispat edilip edilmediği ve evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin eşinin ailesiyle görüşmesini engellemesi, aileye soğuk davranması ve tarafların akrabaları arasında yaşanan ölüm ve yaralama olayları gözetilerek evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin boşanma kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı erkek vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 19.03.2019 tarihli ve 2018/3523 Esas, 2019/2973 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuş, bozma üzerine İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına direnilmiş ve bu kararın da davalı erkek vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.10.2022 tarihli ve 2019/2-801 Esas 2022/1220 Karar sayılı ilâmı ile direnme kararının yerinde olduğuna karar verilerek bozma nedenine göre davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin davacı kadına sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, tehdit ettiğini, çocuklarla ilgilenmediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin davacı kadına verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı 750,00 TL tedbir nafakasına, davacı kadın yararına 1000,00 TL tedbir nafakası ile faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. 30.05.2017 tarihli duruşmada davacı kadın vekili, boşanmanın ferisi niteliğindeki tazminat ve nafaka talepleri ile ilgili olarak haklarını saklı tuttuklarını, bu dosyada karar verilmemesini, taleplerinin ... bırakılmasını istediklerini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesi ile; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07.06.2017 tarihli ve 2014/551 Esas, 2017/482 Karar sayılı kararıyla; davacı kadına yüklenecek bir kusurun kanıtlanmadığı, davalı erkeğin güven sarsıcı eylemde bulunduğu, eşinin ailesi ile görüşmesini istemediği, ailesine soğuk davrandığı, tarafların akrabalarının bu boşanma davası nedeni ile darp ve ölüm ile sonuçlanan bir olaya karıştıkları gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı vekili tazminat ve nafaka taleplerini ... bıraktığından bu taleplerle ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2018 tarihli ve 2017/1957 Esas, 2018/559 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 19.03.2019 tarihli ve 2018/3523 Esas, 2019/2973 Karar sayılı kararıyla; fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı, davacı tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olmayan beyanlar olduğu, boşanmaya esas alınamayacağı bu nedenle boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadına yüklenecek bir kusurun kanıtlanmadığı, davalı erkeğin güven sarsıcı eylemde bulunduğu, eşinin ailesi ile görüşmesini istemediği, ailesine soğuk davrandığı, tarafların akrabalarının bu boşanma davası nedeni ile darp ve ölüm ile sonuçlanan bir olaya karıştıkları, tarafların evliliklerinin devamında her iki tarafın ve müşterek çocukların korunmaya değer bir yararın bulunmadığı, evliliğin devamında taraflar ve aileler arasında gerçekleşecek olayların telafisinin mümkün olmayacağı gerekçesi ile direnme kararı verilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı vekili nafaka ve tazminat taleplerini ... bıraktığından bu talepler ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, tanıkların evlilikle ilgili hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını, beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, ceza dosyası nedeni ile davalıya kusur yüklenemeyeceğini, davanın ispatlanmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.10.2022 tarihli ve 2019/2-801 Esas 2022/1220 Karar sayılı ilâmı ile evlilik süresince eşlerin İngiltere’de yaşadıkları, Türkiye’ye nadiren geldikleri, İngiltere mahkemelerince eşler arasında yaşanan sorunlar nedeniyle davacı ve çocuklar yararına koruma kararı verildiği, dosyada mevcut 26.05.2015 tarihli tutanaktan anlaşıldığı üzere davacı ve çocukların İngiltere Devleti’nin yardımıyla geçindiği ve Devlet tarafından kirası karşılanan evde yaşadıkları, tüm bunların yanında, davacının gelinleri olan tanıklar ... ve ...’ın birbiri ile uyumlu beyanlarından “eşlerin Türkiye’ye geldiklerinde davalının davacıyı ailesi ile görüştürmediği, gördükleri zamanlarda da davacının ağlayarak yaşadığı sıkıntıları” anlattığı, davacının annesi olan tanık ...’ın “bu olay nedeni ile aileler arasında kasten adam öldürme ve yaralama suçlarının işlendiğini ve olay nedeni ile de tutuklu olduğunu” beyan ettiği, bu haliyle somut olayda evlilik birliğinin eşler yönünden ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı gibi evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yararın da kalmadığı gerekçesi ile direnme kararı yerinde bulunarak davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin kusurlu davranışlarının ispat edilip edilmediği, burada varılacak sonuca göre davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 107 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 371 inci maddesi ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükümleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.