Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10682 E. 2023/1413 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddi tazminat miktarlarının azlığı nedeniyle yapılan temyiz üzerine Yargıtay'ın önceki bozma kararına uyularak verilen nafaka ve tazminat miktarlarının davalı erkek tarafından tekrar temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, davalı erkeğin temyiz itirazlarının bozma nedeni oluşturmadığı, dosyadaki mevcut deliller ve tarafların ekonomik durumları dikkate alındığında Bölge Adliye Mahkemesinin bozmaya uyarak verdiği kararın usul ve hukuka uygun olduğu gözetilerek davalı erkeğin temyiz talebini reddederek Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 11. Aile Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulüne, yoksulluk ve iştirak nafakası talebinin kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle ; davalının son üç yıldır eve sadece yatmaya geldiğini, tüm zamanını kahvehanede geçirdiğini, kendisine hakaret ve tehdit ettiğini, eve para bırakmadığını, ev ihtiyaçlarını bakkala yazdırarak aldıklarını ve bunun hesabını sorduğunu, davacının yakınlarının eve gelmesini istemediğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, davacının asıl gayesinin davalıya miras kalan malları satmak istemesinden kaynaklandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.12.2018 tarihli ve 2017/884 Esas, 2018/469 Karar sayılı kararıyla; tanık beyanlarından tarafların sürekli tartıştıkları ve birbirlerine hakaret ettikleri, erkeğin akşamları eve geç gelip zamanını kahvede harcadığı, evi ve çocukları ile yeterince ilgilenmediği, borçlandığı, kadına ağır küfürler ettiği, kadının da erkeğe mal varlığı için evli kaldığını söyleyerek incitici sözler söylediği, kadının az, erkeğin ağır kusuru ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle açılan davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kişisel ilişkiye, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 700,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 15.000,00 maddî ve 7.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.11.2021 tarihli ve 2020/1097 Esas, 2021/1463 Karar sayılı kararıyla davalı erkeğin cevap dilekçesinde kadına kusur izafe etmediği halde davalının dayanmadığı vakıaların davacı kadına kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, erkeğin İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurları yanında evin maddî ihtiyaçları ile yeterince ilgilenmediği, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi gereği kadın için hükmolunan maddî ve manevî tazminatı miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının lehine 40.000,00 TL maddî tazminat ile 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek erkeğin tüm istinaf taleplerinin, kadının iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, kadının kusur tespiti ve maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 18.05.2022 tarihli 2022/2437 Esas, 2022/4691 Karar sayılı kararıyla, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat miktarının az olduğu, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî tazminatın miktarı tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşulları ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaate göre az olduğundan davacının iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, müşterek çocuk lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusursuz olduğu halde kadın lehine tazminata hükmedildiğini, miktarların fahiş olduğunu, emekli aylığı dışında geliri olmadığını, hasta olduğunu belirterek kararı kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesi, maddesinin birinci fıkrası ile 175 inci maddesi ile 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi hükümleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı, 20.02.2005 doğumlu ortak çocuk Selma'nın temyiz inceleme tarihinde ... olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.