"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bergama 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının alkol bağımlısı olduğu ve düzenli bir işinin bulunmadığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, ilgilenmediğini, davacının ailesine ve davacıya sürekli hakaret ettiğini ve küçümsediğini, psikolojik baskı uyguladığını, çalışmasını istediğini, davacının davalı eşin kardeşi tarafından kaçırıldığı ve tecavüz edilmeye kalkışıldığını ve davacının darp edildiğini, bu konuda Akhisar İlçesinde şikayette bulunulduğunu ve soruşturmanın devam ettiği, bu olay üzerinde davacının 7 gün kadın sığınma evinde kaldığını, daha sonra hayati endişesi olması sebebiyle evine gitmediğini, ailesinin yanına gittiğini bu süreç içerisinde kocasının bu olaylar karşısında dahi davacıyı suçladığını, kardeşinin yanında yer aldığını, hiçbir şekilde eşine destek olmadığını, şiddete meyilli tutumları bulunduğunu ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili lehine 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-davalı vekili birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; müvekkiline atfedilen kusurları kabul etmediklerini, davacının yaşanılan ilişkiden haberdar olduğunu, bu hususu kabullendiğini, davacının sorumsuz olduğunu, kredi çektirip müvekkiline ödettiğini, çocukların ve müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkilini hamileyken aldattığını, müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, darp ettiğini, aşağıladığını, alkol bağımlılığı olduğunu ve çocukların yanında kullandığını beyanla asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı-davacı erkek, asıl davaya süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
2. Davalı-davacı erkek vekili birleştirilen dava dilekçesinde özetle; kadının en ufak şeyleri bahane edip evde kavgalar çıkarmaya başladığını, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilini beğenmeyerek aşağıladığını, hor gördüğünü, Akhisar ilçesinde yürütülen soruşturma kapsamında alınan ifadeler neticesinde eşinin, müvekkilinin öz kardeşi ... ile müvekkilini aldattığını öğrendiğini, yaptığı zina sonucunda çocuklarından birinin ...'dan olduğunu kendisinin ifade ettiğini, kadının yaşanan tüm bu olaylarda kendini haklı çıkarabilmek ve yaptığı hataları örtmek adına müvekkilini asılsız ithamlarla suçlayarak boşanma davası açtığını, her iki davanın birleştirilmesini istediklerini beyanla, tarafların öncelikle kadının zinası sebebiyle, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanlarının, kadın tarafından erkeğe atfedilen kusurların ispatına elverişli olmadığı, erkeğe kusur olarak yüklenen alkol alma vakıası yönünden erkeğin alkol aldıktan sonra eşine ve çocuklarına olumsuz davranışları olduğuna yönelik beyanın bulunmadığı, alkol kullanmanın tek başına boşanma sebebi oluşturmayacağı, tarafların Akhisar İlçe Emniyet Amirliği'ndeki ifadelerinin incelenmesinden zina sebebine dayalı davanın, son eylemin öğrenildiği tarihten 6 ay geçtikten sonra açıldığı, kadının, eşinin erkek kardeşiyle duygusal ve cinsel birliktelik yaşadığı, bu hususun kadın tarafından ikrar edildiği, kadının kollukta alınan ifadesinde 2012 doğumlu ...'nin eşinin kardeşiyle ortak çocuklarının olduğunu beyan ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe atfedilen kusurların ise ispatlanamadığı gerekçesi ile; asıl davanın reddine, erkeğin birleştirilen davası yönünden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesine dayalı davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile aralarında kişisel ilişki tesisine, erkek lehine 40.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin zinaya dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesine rağmen lehlerine vekâlet ücreti verilmemesinin hatalı olduğunu, tanık beyanlarının değerlendirilmediğini, erkeğin aldatma olayını bildiğini ve kabul ettiğini, kusur olarak yüklenemeyeceğini beyanla, asıl dava ve taleplerinin reddi, birleştirilen davanın kabulü, velâyet düzenlemesi, manevî tazminat ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan soruşturmaya, toplanan delillere, dinlenen taraf tanıklarının beyanlarına, dosya içerisinde mevcut bulunan sosyal inceleme raporuna, emniyet ifade tutanaklarına göre; kadının evlilik birlikteliği devam ederken sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kadın tanıklarının beyanlarının bir kısmının üçüncü kişi veya kadın taraftan duyum niteliğinde olduğu, bir kısmının yer ve zamanı belli olmayan beyan niteliğinde olduğu, yine kadın tanıklarının Bergama ilçesinde yaşayıp, tarafların ise ortak evlerinin Akhisar'da olması nedeni ile görgüye dayalı beyanda bulunduklarına dair bir kısım tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceği, mevcut durum karşısında erkeğe, kadın tarafından atfedilip ispat edilen herhangi bir kusurun bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, kadının gerçekleşen kusuru, erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden erkek yararına manevî tazminat koşullarının gerçekleştiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında, erkek yararına takdir edilen manevî tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu, sosyal inceleme raporları ile ortak çocukların aşamalardaki beyanına, yine ortak çocukların ifadelerini babalarının baskısı ile verdiğine ilişkin dosyada delil bulunmamasına, çocukların velâyetlerinin babalarına verilmesinin üstün yararlarına aykırı olacağına dair bir delil ve tespitin de olmamasına, çocuk ...'ye ilişkin açılmış bir soybağı davasının da bulunmamasına göre, mahkemenin velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesine yönelik kararının dosya kapsamına göre uygun olduğu, erkek tarafından kademeli (terditli) olarak dava açılması nedeniyle kadın yararına reddedilen zina davası yönünden vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; davacı-davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin zinaya dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesine rağmen lehlerine vekâlet ücreti verilmemesinin hatalı olduğunu, tanık beyanlarının değerlendirilmediğini, erkeğin aldatma olayını bildiğini ve kabul ettiğini, müvekkiline kusur olarak yüklenemeyeceğini beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl dava ve taleplerinin reddi, birleştirilen davanın kabulü, velâyet düzenlemesi, manevî tazminat ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın reddi, birleştirilen davanın kabulü, erkek yararına manevî tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarı ile velâyet düzenlemesi ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 330 uncu madesi, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.