Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10688 E. 2023/1788 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğin kusur oranı, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarının yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, dinlenen tanık beyanları, tarafların kusur durumları, kadının ekonomik durumu ve erkeğin gelir durumu değerlendirilerek, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1685 E., 2022/1664 K.

DAVA TARİHİ : 19.09.2018

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/697 E., 2020/274 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin asabi, geçimsiz ve kavgacı olduğunu, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, eşine karşı ilgisiz olduğunu, akrabalarını ailesinden önde tuttuğunu, sürekli ailesinin yanına gidip uzun süre onların yanında kaldığını, davacı kadını aşağılayıp hakaret ettiğini, Ağustos ayında ailesinin yanından döndükten sonra davacı kadının üzerine yürüdüğünü, kollarını sıkarak morarttığını, davacı kadına cinlerin musallat olduğunu ve davacı kadının cinlerle cinsel ilişki kurduğunu söylediğini, davacı kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kızlarının mezuniyet töreninde dahi kadını yalnız bıraktığını, davacı kadının boşanmak istediğini söylemesi üzerine ölümle tehdit ettiğini, evden ayrıldıktan sonra giderleri karşılamadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ve 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının asılsız olduğunu, davacı kadının sebepsizce davalı erkeğe küstüğünü, ailesi ile görüşmesine engel olduğunu, eş olarak görevlerini yerine getirmediğini, aynı odada yatmadığını, dokunduğu eşyalara dokunmadığını, sebepsiz yere boşanma davası açtığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin devamı süresince davalı erkeğin ...' da oturan kök ailesini kendi ailesinden üstün tutarak 20-30 gün gibi uzunca sürelerle ...' ya gidip kaldığı, bu durumu eşine haber vermediği, birliğin devamı boyunca ''cahil, şizofren, psikopat gibi temizlik yapıyorsun, sen zaten hep hastasın, '' şeklinde eşine küçümseyici ve hakaret içerikli sözler söylediği, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, sosyal ortamlarda eşini yalnız bırakarak desteklemediği, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, boşanma ile davacı kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile 2.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı erkek tanıklarının yok sayıldığını, davalı erkeğin tam kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemece dosyaya sundukları delillerin değerlendirilmediğini, davalı tanıklarının taraflar arasında bir geçimsilik görmediklerini beyan ettiklerini, Mahkemece yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, davacı kadının 30.09.2018 tarihinde işinden ayrıldığını, kendi isteği ile işten ayrılan kadının yoksulluk nafakası alamayacağını belirterek davanın tümü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin cevap ve ikinci cevap dilekçesinde ses kaydına delil olarak dayanmadığı, taraflar arasında ses kaydı bulunduğuna ilişkin bir savunma ileri sürmediği, davalı erkeğin dilekçeler teatisi bittikten sonra tahkikat aşamasında 12.07.2019 tarihli dilekçesi ile bir kısım beyanlarda bulunarak, ses kaydına ve fotoğraflara delil olarak dayandığı, davacı vekilinin 16.07.2019 tarihli celsede davalının sunduğu 12.07.2019 tarihli delillere muvafakatinin olmadığını bildirdiği, dilekçeler aşamasında ses kaydının delil olarak bildirilmediğinden, Mahkemece bu delilin incelenip değerlendirilmeden hüküm kurulmasında herhangi bir yanlışlık görülmediği, dinlenen davacı tanık beyanları ile Mahkemece davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların ispat edildiği, tanık olarak dinlenen müşterek çocuk ...'in doğruyu söylemediğine ilişkin bir tespit olmadığı, Mahkemece görgüye dayalı anlatımlarının kusura esas alındığı, davalı erkeğin tanık beyanlarının soyut, kanaat bildiren, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını açıklamaya yönelik beyanlar olmadığı, davacı kadının kusurlu olduğunu gösteren beyanlar da olmadığı, böylece İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinde ve boşanmaya karar verilmesinde yanlışlık görülmediği, boşanma davası açılmakla tarafların ayrı yaşama hakkı doğduğundan davacı lehine tedbir nafakası takdirinde bir isabetsizlik olmadığı, davalının kusurlu davranışları nedeniyle kadın lehine maddî ve manevî tazminat koşullarının gerçekleştiği, davacının kısa bir dönem sigortalı çalışmasının olup, kendi isteği ile işten ayrılmış ise de, SGK Hizmet Dökümüne göre asgari ücret üzerinden gelir elde ettiğinin ve vasıflı bir işinin de olmamasına, davacı kadının pazarda el ürünlerini yaparak gelir elde ettiği sabit ise de, işin niteliğine göre elde edeceği gelirinde sürekli ve düzenli kabul edilemeyeceği, davalı erkeğin albay emeklisi olup, adına kayıtlı ev ve arsasının bulunmasına, babasının yanında oturup, kira ödememesine, davacı kadının kira ödemesine göre gelirlerinin de denk sayılamayacağı, böylece düzenli ve sürekli geliri olmaması ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurunun bulunmaması sebebi ile davacı kadın lehine yoksulluk nafakası koşullarının da oluştuğu gerekçeleri ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davalı erkek tanıklarının yok sayıldığını, davalı erkeğin tam kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemece dosyaya sundukları delillerin değerlendirilmediğini, davalı tanıklarının taraflar arasında bir geçimsizlik görmediklerini beyan ettiklerini, Mahkemece yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, davacı kadının 30.09.2018 tarihinde işinden ayrıldığını, kendi isteği ile işten ayrılan kadının yoksulluk nafakası alamayacağını belirterek; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadın lehine maddî, manevî tazminat ile yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.