Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10696 E. 2023/1478 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, davalı-karşı davalı kadına yüklenen kusurun ispatlanmadığı ve davalı-karşı davacı erkeğin kusurlu davranışlarının boşanmaya sebebiyet verdiği gözetilerek, erkeğin boşanma davasının kabulüne ve kadının tazminat taleplerinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Hayrabolu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının çalışamamaktan kaynaklı 50.000,00 TL maddî tazminat talebinin reddine, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından; asıl davanın kabulü ve fer'îleri, karşı davanın reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, sair yönlerden başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadının çalışamamasından kaynaklanan maddî tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm davacı-davalı kadın tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davacı- davalı kadın vekilinin İlk Derece Mahkemesince kadının çalışmamasından kaynaklanan maddî tazminat talebinin reddi yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı-karşı davalı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan boşanma davalarına yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin evliliğe müdahalesinin olduğunu ve erkeğin buna sessiz kaldığını, erkeğin baskıcı, kıskanç ve cimri olduğunu, evden kovduğunu, balkondan eşya fırlattığını iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına müvekkiline, faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata, aylık 1.500,00 TL tutarında tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, fikren ve ruhen anlaşamamaları sonucu aralarında baş gösteren geçimsizliğin evlilik birliğini temelinden sarstığını, tarafların aralarında geçen sorunlardan sonra barıştığını ve birbirlerini affettiklerini ancak sonrasında kadının kendisinin evlilik birliğinin yürümediğini ve boşanmak istediğini beyan ettiğini ve evlilik birliğinin devamı için çaba sarf etmediğini aksine yaşanan her olayı sorun ederek evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesine neden olduğunu, davacı karşı davalının sürekli olarak etrafına ben ...'dan hoşlanmıyorum , eninde sonunda boşayacağım dediğini, asabi olduğunu, küçük düşürdüğünü, iddia ederek karşı tarafça açılan şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasının reddine ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine ruhsal ve sözlü şiddet uyguladığı,kıskanç tavırlar sergilediği ve hakaret içeren davranışlarda bulunduğu, eşine kötü davrandığı, kadını evden kovduğu, davacı kadına yüklenebilecek herhangi bir kusura rastlanmadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 500.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının çalışamamasından kaynaklı talep etmiş olduğu 50.000,00 TL maddî tazminata ilişkin talebinin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; asıl davanın kabulü ve fer'îleri, karşı davanın reddi yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına psikolojik şiddet uyguladığı, kıskançlık yaptığı,kadını evden kovarak annesinin evine götürdüğü, kadının ise evliliğin yürümeyeceği yönünde konuştuğu, hakaret ettiği anlaşılmış ise de, erkeğin kadını annesinin evine bırakmasından ve bu suretle tarafların 15 gün kadar ayrı yaşamasından sonra erkeğin kadından özür dilemesi üzerine tarafların barışarak birlikte müşterek haneye döndükleri, bu nedenle her iki tarafın da birbirlerinin önceki kusurlu davranışlarını affetmiş en azından hoşgörü ile karşıladıkları, ancak o gün barışıp müşterek haneye birlikte gitmelerinden sonra da taraflar arasında tartışma yaşandığı, kadının kardeşi tanık ...'in gece geç saatlerde müşterek eve gittiği, o gün erkeğin kadının kardeşi ... ile giderken arkalarından bir şeyler söyleyerek ve atarak psikolojik ve sözlü şiddet uyguladığı, kötü davrandığı kadının ise evliliğin yürümeyeceği yönünde konuştuğu, evden kişisel eşyalarını aldığı sırada başkalarının yanında erkeğin giysilerinin bulunduğu kutuyu fırlatıp atarak rencide edici davrandığı, bu sebeple boşanmayı gerektiren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile erkeğin karşı davanın reddine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, karşı davanın kabulü ile tarafların karşı davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi nin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, taraflar boşanmayı gerektiren olaylarda eşit kusurlu olduğundan erkeğin kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, buna bağlı olarak tazminatların reddi ve vekâlet ücretininde usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, var ise olan geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü kararının ve buna bağlı olarak hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin yerinde olup olmadığı, kadının tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle, davacı-karşı davalı kadının davasının kabulüne ve fer'îlerine, davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından her iki dava yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, davalı- karşı davacı erkeğin, kadının kardeşi ... ile giderken arkalarından bir şeyler söyleyerek ve atarak psikolojik ve sözlü şiddet uyguladığı, kötü davrandığı, davacı- karşı davalı kadının ise evliliğin yürümeyeceği yönünde konuştuğu, evden kişisel eşyalarını aldığı sırada başkalarının yanında erkeğin giysilerinin bulunduğu kutuyu fırlatıp atarak rencide edici davrandığı, bu sebeple boşanmayı gerektiren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile erkeğin karşı davasının reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile davalı- karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne, davacı-karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden dinlenen davalı- karşı davacı erkek tanıklarının, kadının evliliğin yürümeyeceği yönünde konuştuğuna ilişkin sözlerinin bir kısmının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak olayların izahından ibaret olduğu, kadına yüklenen evden kişisel eşyalarını aldığı sırada başkalarının yanında erkeğin giysilerinin bulunduğu kutuyu fırlatıp atarak rencide edici davrandığı kusurunun ise ispatlanmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan karşı davanın reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir. Ancak davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden, karşı davanın konusu kalmamıştır. O halde konusuz kalan erkeğin karşı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve dava tarihi itibariyle haklılık durumları gözetilerek yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden yeniden bir karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

2.Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı- karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri, dikkate alınarak davacı- karşı davalı kadın yararına uygun miktarda 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin, kadının çalışamamasından kaynaklanan maddî tazminat talebinin reddine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü ve buna bağlı olarak hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.