"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 18. Aile Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi kararının yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin tavır ve davranışları nedeniyle evlilik birliğinin devamının mümkün olmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, erkeğin tazyik ve teşvikiyle kardeşlerinin ortak aile konutunun elektrik ve su aboneliklerini iptal ettirmek suretiyle müvekkil ve çocuklarına baskı uyguladığını, müvekkil ve çocuklarına yardımcı olmadığını, erkeğin müvekkilini rencide edici tavır ve davranışlarda bulunduğunu, maddî gücünü baskı vasıtası olarak kullandığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuklar ve kendisi için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL nafaka ile lehine 200.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, bu nedenle boşanma talebini kabul etmediklerini, kadının müvekkiline ve ailesine beslediği nefret nedeniyle adli makamlara defalarca haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şikayetlerde bulunduğunu, ortak çocuklar üzerinde baskı kurarak erkek ve erkeğin ailesi aleyhine tanıklık yapmaya zorladığını, kadının ağır kusurlu olduğunu bu nedenle istemiş olduğu maddî ve manevî tazminat talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Anadolu 15. Aile Mahkemesi'nin 2013/121 Esas - 2013/589 Karar sayılı dosyasının red ile sonuçlandığını, üç yıllık yasal süre içeresinde müşterek yaşantının yeniden tesis edilemediğini belirterek asıl davanın reddi ile birleşen davasının kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.10.2018 tarihli ve 2016/2 Esas, 2018/1008 Karar sayılı kararıyla; erkeğin kadını evden kovması, annesinin evine gitmesine izin vermemesi, fiziksel şiddet uygulması, ekonomik baskı uygulaması, elektrik ve suyunu kesmesi nedeni ile evlilik birliğinin erkeğin kusuruna dayalı olarak onarılmaz derecede temelinden sarsıldığı, taraflar arasında görülen ve red ile sonuçlanan boşanma davasından sonra geçen üç yıllık yasal süre içeresinde müşterek yaşantının yeniden tesis edilemediği, evlilik birliğinin korunmasında taraflar ve toplum açısından bir fayda kalmadığı gerekçesiyle her iki davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kişisel ilişkiye, müşterek çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve bir defaya mahsus 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.09.2021 tarihli ve 2020/949 Esas, 2021/1085 Karar sayılı kararıyla kadın lehine verilen maddî ve manevî tazminat miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile hakkaniyet ilkesi gereğince az olduğu gerekçesiyle kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek kadının maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 11.05.2022 tarihli 2021/10168 Esas, 2022/4288 Karar sayılı kararıyla tarafların ekonomik sosyal durumları, evlilikte geçen süre, tarafların yaşları dikkate alındığında kadın yararına irad şeklinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kadının kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaatleri, evlilikte geçen süre, tarafların yaşları dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına karar verilmesinin yerinde olmadığı gibi, hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının da hakkaniyet gereğince az olduğu gerekçesiyle kadının toptan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarına ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile kadın için boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminat miktarlarının oldukça yetersiz olduğunu belirterek kararı yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarları yönünden temyiz etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının yoksulluk nafakası talebinin olmadığı halde yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, kadının kardeşi adına ev aldığını ve orada kira vermeden yaşamaya başladığını, adına taşınmazları olduğunu, tazminat miktarlarının oldukça fahiş olduğunu belirterek kararı yoksulluk nafakası ile tazminat miktarları yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminat miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.