"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/837 E., 2022/1650 K.
DAVA TARİHİ : 21.09.2020
KARAR : Başvurunun kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/553 E., 2021/902 K.
Taraflar arasındaki iştirak nafakasının kaldırılması yahut bedelin indirilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/539 Esas 2018/492 Karar sayılı ilamı ile boşandığını, ortak çocukların velâyetinin davalı anneye verildiğini ve iştirak nafakası takdir edildiğini, boşanma davasının davacı için fiziki yorgunluk ve kadının iradeyi fesada uğratan nitelikteki korkutması sonucu oluşan psikolojik çöküntü anında gerçekleştiğini, erkeğin bir süre süre için çalıştığı şirketin İngiltere'de bulunan birimlerinde görevlendirildiğini, tarafların çocuklarının eğitimi açısından da bazı fırsatların doğduğunu, kadının 22.12.2018 tarihinde çocukları da yanına alarak Türkiye'ye döndüğünü ve boşanma davasını açtığını, davayı kabul etmemesi halinde çocukları İngiltere'ye geri getirmemekle tehdit ettiğini, bunun sonucunda iradesini fesada uğratacak düzeyde korktuğunu, anlaşmalı boşanma protokolünün korkutma ile vücut bulduğunu, belirlenen nafaka miktarlarının çok yüksek olduğunu, çalışma şartlarının değişeceğini, yurtdışı çalışmasının sona ereceğini, nafakaya ek olarak davacının ortak çocukların okul ve eğitim giderlerini, üniversiteden mezun oluncaya kadar, okul taksitleri, kurs taksitleri, okul servisi, yemek ve kitap giderleri, okul kıyafetleri ve bu giderlerin her türlü vergilerini ödeyeceğinin protokolde yazılmış olduğunu, çocukların özel okulda okuduklarını, masraflarının çok yüksek olduğunu, hükmedilen iştirak nafakasının irade fesadı nedeniyle kaldırılmasına aksi halde iştirak nafakasının her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL olacak şekilde indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, davacının anlaşmalı boşanma sürecine bilerek isteyerek ve uzun pazarlık süreci sonrasında girdiğini, boşanma protokolü davacı tarafından kabul edildikten sonra boşanma davasının açıldığını, sonrasında protokolün erkeğin lehine revize edildiğini, erkeğin protokol hükümlerini yerine getirmediğini, erkeğin gelirinin yüksek olduğunu, yurt dışında yüksek maaşla çalıştığını, erkeğin protokol şartlarını yerine getirmediğini, ödemesi gereken nafakayı bazen eksik ödediğini bazen de ödemediğini, davacının sosyal ve ekonomik durumunda bir artış olduğunu açıklayarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile) 2018/539 Esas, 2018/492 Karar sayılı ve 28.12.2018 tarihli boşanma kararı ile hükmedilen iştirak nafakasının irade fesadı nedeniyle kaldırılması talebinin reddine, Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile) 2018/539 Esas, 2018/492 Karar sayılı ve 28.12.2018 tarihli boşanma kararı ile velâyeti davalı anneye verilen tarafların ortak çocuğu ... için hükmedilen nafakanın davacı babanın Türkiye'de veya yurtdışında çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın karar tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL'ye indirilmesine ve iştirak nafakası olarak davacı tarafça davalı kadına ödenmesine, ortak çocuk 29.11.2003 doğumlu ... ...'in karar tarihi itibari ile reşit olduğu ve iştirak nafakasının kendiliğinden sona erdiği anlaşılmakla adı geçen çocuk için hükmedilen iştirak nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; nafakanın indirilmesi için yasada aranan şartların gerçekleşmediğini, davacının gelir durumunda artış söz konusu olduğunu, yaklaşık 8.500,00 USD gelir elde ettiğini, davacının 2018 yılında bile, Türkiyede çalışsa dahi 5.000,00 TL iştirak nafakası ödemeyi kendi rızasıyla kabul etmîş, olmasına rağmen 2022 yılında sadece 2.000,00 TL iştirak nafakası ödemesi gerektiği şeklinde hüküm kurmanın hayatın olağan akışına uygun olmadığını, çocuğun ihtiyaçlarının süreçte arttığını ve yerel mahkemenin verdiği indirim kararının kabulünün mümkün olmadığını bildirerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların Mudanya 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/538 Esas, 2018/492 Karar sayılı kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre anlaşmalı şekilde boşandıklarını, yapılan anlaşma doğrultusunda ortak çocuklara babanın ödeyeceği iştirak nafakası miktarlarının belirlendiğini, mahkemece davacının irade fesadına bağlı nafakanın kaldırılması talebi de reddedilmesine ve tarafların özgür iradeleri ile belirledikleri sözleşme şartlarında önemli bir değişiklik yapılmasını gerektirecek sebepler de olmadığı halde, İlk Derece Mahkemesince yanlış değerlendirme sonucu ortak çocuk ... lehine bağlanan nafakanın aylık 2.000,00 TL'ye indirilmesine yönelik kararın doğru olmadığını belirterek, istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile hükmün ilgili maddelerinin kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; davacının ortak çocuk ...'nun nafakasının azaltılmasına yönelik davasının reddine, kadın lehine, reddedilen nafakanın yıllık toplam miktarı dikkate alınarak hesaplanan 19.000,00 TL nispi vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, Bölge Adliye Mahkemesinin tarafların özgür iradesine atıf yapmasının kamu düzeninden olan nafaka kurumunun niteliği ile bağdaşmadığını, belirlenen nafaka miktarının çocuk için yeterli olduğunu, nafaka tutarının alacaklısının temel ve zorunlu ihtiyaçları gözetilerek belirlenmesi gerektiğini, sadece cebri icra yoluyla, 1,5 yılda 700.000,00 TL'yi aşan bir nafaka tahsilatı yapıldığını, çocukların bu miktarda nafaka ihtiyacı olmadığını, nafaka tutarının yanların sosyal ekonomik durumunun çok üzerinde olduğunu, kabule göre de davalı taraf lehine fazla vekâlet ücreti hesaplandığını, belirterek kararın, davanın reddi, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iştirak nafakasının kaldırılması yahut miktarının indirilmesi davasında, nafaka yükümlülüğünü değiştirmeyi gerektirecek düzeyde tarafların ekonomik ve sosyal şartlarında değişiklik gerçekleşip gerçekleşmediği davanın reddi koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına vekâlet ücretinin nispi olarak takdir edilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası 4 üncü, 327 nci, 329 uncu, 331 inci ve 330 uncu, 169 uncu, 182 nci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.