Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10736 E. 2023/1482 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasının kabulü ile birlikte yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ve hükmedilen iştirak nafakası miktarına ilişkin itirazlar.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, yargılama ve ispat kuralları ve gerekçeleri dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/49 E., 2022/1814 K.

DAVA TARİHİ : 24.03.2017

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2017/120 E., 2018/176 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 15.12.2010 dava tarihli Akşehir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde davalı aleyhine boşanma davası açtığını, açılan davanın davalının açmış olduğu nafaka davası ile birleştiğini, 2010/588 Esas sayılı nafaka dosyası üzerinden devam eden yargılamada boşanma davasının red olduğunu, mahkeme kararının 31.01.2012 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davası sırasında fiilen ayrı yaşayan tarafların boşanma davasından sonra da hep ayrı yaşadıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına

karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Akşehir Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi'nin 2010/588 Esas, 2011/1032 Karar sayılı dosyasında, kadının tedbir nafakası davası ile erkeğin birleşen boşanma davası bulunduğu, söz konusu dosyada "davalı birleşen dava davacısının şiddetli geçimsizlik olgusunu ispatlayamadığı, ortak hayatın sürdürülmesinin kendilerinden beklenemeyecek şekilde temelinden sarsılmış olduğu olgusunun ispat edilemediği, taraflar arasındaki geçimsizliğin, davalı birleşen dava davacısının ayrı bir ev açmaması, davacıyı kendi anne ve babası ile yaşamaya mecbur etmesi, davalının annesinin evliliğe müdahale etmesi, davalının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirememesinden kaynaklandığı, davacı birleşen dava davalısının geçimsizliğin oluşumunda sübut bulan bir kusurunun bulunmadığı, epilepsi hastalığının bulunmasının günlük yaşam aktivitelerini etkilemediğinin bildirildiği anlaşılmakla" şeklindeki gerekçe ile birleşen erkeğin boşanma davasının reddine karar verildiği, ilgili kararın 31.10.2012 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden eldeki davanın açıldığı 24.03.2017 tarihine kadar geçen beş yıla yaklaşan süre içerisinde taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulamadığı gerekçesi ile erkeğin boşanma davasının kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davalı tarafın maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2010/588 esas, 2011/1032 karar ve 22.12.2011 tarihli kararı ile davalı ... ve müşterek çocuk ... için yoksulluk ve iştirak nafakası takdir edilmiş olduğundan, iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden de karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili Mahkeme kararını; davanın kabulü ve verilmeyen nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf incelemesine getirmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece Akşehir Asliye (Aile) Mahkemesinin 2010/588 Esas ve 2011/1032 Karar sayılı ilamında kadın ve müşterek çocuk için yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedildiğinden iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği belirtilmiş ise de, ilgili dosyanın incelenmesinde ana dosya davacısı kadın lehine aylık 200,00 TL ile anne yanındaki müşterek çocuk lehine aylık 100,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği ve bir boşanma hükmü bulunmadığından verilmiş bir yoksulluk ve iştirak nafakası kararının da bulunmadığı, bu sebeple Mahkemenin davalı yanın yoksulluk nafakasına ilişkin talebi hakkında yoksulluk nafakası talebi süresinde istenmediğinden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilerek gerekçenin düzeltilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, bu hususa ilişkin olarak İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının kaldırılmasına ve esas hakkında karar verilmek suretiyle; müşterek çocuk ... lehine dava tarihi olan 24.03.2017 tarihinden başlamak ve boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam etmek üzere, çocuğun almakta olduğu tedbir nafakasıyla tekerrür oluşturmamak kaydıyla aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak velayeten davalıya verilmesine, aynı miktarın boşanma kararının kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, davalı lehine dava tarihi olan 24.03.2017 tarihinden başlamak ve boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam etmek üzere, almakta olduğu tedbir nafakasıyla tekerrür oluşturmamak kaydıyla aylık 750,00 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalının yoksulluk nafakası talebi hakkında süresinde talep edilmediğinden karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafın sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; davanın kabulü ve verilmeyen nafakalar ve tazminatlar, iştirak nafakasının miktarı yönünden usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın davanın kabulü, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi, iştirak nafakası miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulünün yerinde olup olmadığı, lehine yoksulluk nafakasına, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin isabetli olup olmadığı, iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 141 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 175 inci maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.