Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10747 E. 2023/1636 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat, nafaka taleplerinin hukuka uygunluğu ve erkeğin boşanma davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının, ortak çocuğun doğumundan önce evi terk ettiğine dair bir iddianın bulunmadığı, erkeğin kusurlu davranışlarının ispatlandığı ve kadının boşanma davasındaki kararın kesinleşmesiyle evlilik birliğinin sona erdiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulüne, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları ile kişisel ilişki yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü erkeğin davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakaları ile tazminatlar yönünden kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından erkeğin davası hakkında verilen karar, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, İlk Derece Mahkemesinin kadının davasının kabulüne ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine dair kararı kesinleşmiştir. Açıklanan nedenlerle; davacı-karşı davalı erkek vekilinin kadının davasının kabulü ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı erkek vekilinin reddedilen yönler dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde, süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesi ile karşı davada ikinci cevap dilekçesinde; davalı kadının çocuk doğmadan evi terk ettiğini, tarafların bu süreden beri ayrı yaşadıklarını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde; davacı erkeğin dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaları kabul etmediklerini, erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, düzenli çalışıp evine bakmadığını, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığını, müvekkilini dövdüğünü ve müvekkiline hakaret ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına, faizleriyle birlikte müvekkili lehine 40.000,00 TL maddî, ve 80.000,00 TL manevî tazminata, müvekkili için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, velâyete, ortak çocuk için 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 02.07.2019 tarihli ve 2018/189 Esas, 2019/440 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulayıp baskı yaptığı, hakaret ve tehditte bulunduğu; kadının ise evi terk ettiği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile tarafların evlilik süresi gözetilerek toptan 6.300,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ve velâyet yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 11.01.2022 tarihli ve 2019/1840 Esas, 2022/30 Karar sayılı kararı ile her iki taraf yönünden velâyet ve kişisel ilişkiye dair sosyal inceleme raporu alınması gerektiği, velâyet ve kişisel ilişki yönünden eksik incelemeyle karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi hükmü tamamen kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılması sebebine göre her iki dava ve tüm fer'î talepler yönünden yeniden hüküm kurulması zorunlu olduğundan tarafların diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, baskı yaptığı, hakaret ettiği; kadının ise sık sık ortak haneden ayrıldığı ve evlilik birliğini fiilen sekteye uğrattığı belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile aylık 450,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile evlilik süresi gözetilerek toptan 6.300,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 7.500,00 TL maddî ve 7.500,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davalı -karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin kusursuz olduğunu, erkeğin kusurlu olduğunu, tazminat ve nafakaların az olduğunu, kişisel ilişkinin kaldırılması gerektiğini belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları ile kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların aralarında evlenme akdi olmadan bir arada yaşadıkları, 17.05.2016 tarihinden ortak çocuğun dünyaya geldiği, ortak çocuk doğduktan sonra 26.07.2016 tarihinde evlendikleri; erkeğin, kadının ortak çocuğun doğumundan önce evi terk ettiğini iddia ettiği, evlilik birliği içerisinde evi terk ettiğine dair bir iddiasının bulunmadığı, bu nedenle kadına herhangi bir kusur yüklenemeceği, erkeğin kusurlu davranışlarının ispatlandığı, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davasının reddi gerektiği, ancak kadının davasında verilen boşanma kararı istinaf edilmeyerek kesinleştiği ve taraflar arasındaki evlilik birliğinin bu boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte sona erdiği belirtilerek kadının, erkeğin boşanma davasının kabulüne ve kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne; kusur belirlemesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımları kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin davasındaki yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 331 inci maddesi gereğince belirlenerek yargılama giderlerinin erkek üzerine bırakılmasına ve kadın lehine vekâlet ücreti takdirine; 10.05.2022 tarihli ara kararla ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir nafakasının aylık 500,00 TL'ye çıkarıldığı, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının hüküm fıkrasında bu ara karar değinilmeden ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmolunduğu, bu durumun infazda tereddüte neden olacağı; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir nafakası ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile tazminatların az olduğu gerekçesiyle kadının bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulüyle ortak çocuk yararına dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar kadar tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla aylık 500,00 TL tedbir nafakasına ve boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına toptan 24.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının miktarında ve kişisel ilişki düzenlemesinde isabetsizlik olmadığı belirtilerek kadının diğer istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili; müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin hiçbir dayanağı olmadığını, tazminatların fahiş olduğunu, kadının sigortasız olarak çalıştığını ve gelir elde ettiğini, kadının taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkilinin davasının kabulü gerektiğini ileri sürerek; erkeğin davası hakkında verilen karar, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğin davasının kabulü için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası ve kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi erkek tarafından istinaf edilmeyerek kadın yararına usuli kazanılmış hak oluşturmuş ise de Bölge Adliye Mahkemesince hükmolunan miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin kadının davasının kabulüne ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.