"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramankazan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma ve nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının kabulüne, kadının birleşen tedbir nafakası davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olduğu gerekçesi ile başvurunun kabulüne, hükmün kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının kabulüne, kadının birleşen tedbir nafakası davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı vekili kadın tarafından boşanma ve tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre temyize konu birleştirilen davada reddedilen tedbir nafakası yıllık toplam miktarı 12.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacının birleştirilen dava yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı kadının boşanma davası yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde: müvekkili ile davalının 01.10.2015 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten müşterek çocuklarının olmadığını, davalının Kahramankazan'dan hiç ayrılmayan müvekkilini Konya'ya götürdüğünü, cep telefonunu ve kimliğini elinden aldığını, müvekkilinin maaşını çekmek için davalının banka işlemleri yapmış olduğunu ve bankadan kredi çekmek için de başvurduğunu, ancak müvekkilinin yaşı itibariyle kredi işlemlerinin onaylanmadığını, müvekkili adına kayıtlı taşınmazların satışı konusunda bir yakını olan Adem Şahin Uçar'a vekaletname çıkarıldığını, vekaletname çıkarıldıktan sonra müvekkile "Bana sağlam adam lazım, seni çöpe atacağım, üzerine tüküreceğim" dediğini, bunun üzerine mevekkilinin can güvenliği duyması üzerine camiye gittiği bir vakitte camide bulunan birinden aldığı telefonla akrabasını arayarak gelin beni kurtarın demesi üzerine akrabaları tarafından müvekkilinin Kahramankazan'a getirildiğini, davalının müvekkilini dövdüğünü, ilgilenmediğini ve hakaret ettiğini, bıçakla tehdit ederek parasını aldığını beyanla, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı vekili birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; müvekkilin yaşlı ve rahatsız bir insan olduğunu, kendisine hayat arkadaşlığı edecek bir eş aradığı için evlendiğini, davacının evliliğin başından beri üzerine düşen hiçbir yükümlülüğü yerine getirmediğini, birden fazla borcunu müvekkile zor kullanarak ödettiğini, müvekkili kandırarak Konya'ya götürdüğünü ve orada eve kapattığını, kendi istediği zaman cuma namazına götürdüğünü, başkasının telefonundan yeğenini arayarak kendisini kurtarmasını istediğini, müvekkilin doksan yaşında olup adına kayıtlı bir mal varlığı bulunmadığını, kirada oturduğunu, bakıcı parası ödediğini, davacının çalışabilecek bir durumda olduğunu belirterek haksız davanın reddini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın, boşanma davasına süresinde cevap vermemiştir.
2.Davalı-davacı vekili birleştirilen dava ve cevaba cevap dilekçesinde, müvekkilin kolundan ameliyat olduğunu, davalının kendisi ile ilgilenmediğini, kurban bayramından sonra davalının yeğenlerinin "karılık mı yaptın, amcam boşanmak istiyor, s...r git" şeklinde söylemlerde bulunduğunu, müvekkilin bir mesleğinin bulunmadığını, kirada oturduğunu, mağdur durumda olduğunu, cevap dilekçesindeki beyanları kabul etmediklerini belirterek lehine aylık 1.000,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin25.06.2019 tarih ve 2018/199 Esas, 2019/294 Karar sayılı kararı ile; asıl davada, erkeğin yaşlılığından ve savunmasızlığından yararlanarak onu baskı altına aldığı, erkek ile beraber yaşamadığı, sık sık yanından ayrılarak sebepsiz yere Konya İline gittiği, böylece davalı kadının, beraber yaşamak, birbirine yardımcı olmak ve evliliğin mutluluğunu sağlamak yükümlülüklerine aykırı davrandığı ve tam kusurlu olduğu, birleştirilen davada, ortak yaşama haklı sebeple ara verme şartının kanıtlanamadığı, aksine kadının ortak yaşamı haksız yere terk ettiği, erkeği baskı altına alarak ortak yaşamı sonlandırmaya zorladığının anlaşıldığı gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 30.10.2020 tarih ve 2019/2590 E., 2020/1783K. sayılı kararı ile; kısa kararda, "davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına" denildiği, gerekçeli karar da ise "davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulüne, tarafların boşanmalarına" şeklinde hüküm kurulduğu, böylelikle İlk Derece Mahkemesi kararında kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu, delillerin hiç değerlendirilmemiş derecesinde yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı ve boşanma davasına ilişkin hükümde tarafların açık kimlik bilgilerinin de bulunmadığı gerekçesi ile mahkeme kararının tamamen kaldırılmasına, sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, doyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davada, taraflar arasındaki evliliğin şeklen bir evlilik olduğu, kadının, erkeği sık sık yalnız bırakarak birlik görevlerini ihmal ettiği ve maddi olarak yararlanmak amacıyla kötü davrandığı, kadının, erkek ile sırf maddi çıkar amacıyla evlendiği, evlilik birliğinin devamında bir yarar kalmadığı, bu haliyle ortak hayatı sürdürmesinin erkekten beklenemeyeceği ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının anlaşıldığı, birleştirilen davada, ortak yaşama haklı sebeple ara verme şartlarının kanıtlanamadığı, dosya kapsamında kadını, erkeği baskı altına alarak ortak yaşamı sonlandırmaya zorladığının anlaşıldığı gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın; davacının beyanlarının gerçek olmadığını, davacının yeğenlerine kendisini evden kovmalarını istediğini, bir kusurunun bulunmadığını, ev hanımı olduğu ve gelirinin bulunmadığını, mağdur olduğunu beyanla, boşanma davasının reddine, nafaka davasının kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, tarafların boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumlarına ilişkin yapılan değerlendirmede, tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde, davalı-davacı kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasının ise reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı kadının her iki dava yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, tedbir nafakası davası yönünden kesin olmak üzere karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın; davacının beyanlarının gerçek olmadığını, davacının yeğenlerine kendisini evden kovmalarını istediğini, bir kusurunun bulunmadığını, ev hanımı olduğu ve gelirinin bulunmadığını, kira ödediğini ve mağdur olduğunu beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; boşanma davasının kabulü, birleştirilen davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının kusurlarının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 362 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı-davacı kadının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-davacı kadının birleştirilen davaya yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı-davacı kadının asıl davaya yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.