Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10754 E. 2023/1392 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eylemli ayrılığa dayalı boşanma davasının kabulü için gerekli şartların oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararında, tarafların fiili ayrılık süresinin kanunda öngörülen 3 yıllık süreyi aştığı ve bu süre zarfında ortak hayatın kurulmadığı gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmiş, bu karar davalı tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi ise ilk derece mahkemesi kararını usul ve yasaya uygun bularak istinaf başvurusunu esastan reddetmiş, Yargıtay da dosyadaki tüm deliller ve yasal düzenlemeler değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/611 E., 2022/1920 K.

DAVA TARİHİ : 17.12.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/20 E., 2021/63 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından davanın kabulü yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından davanın kabulü ve nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir.

Somut uyuşmazlıkta; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine ilişkin hüküm kurulmuş; İlk Derece Mahkemesinin kararı davalı kadın tarafından, davanın kabulü yönünden istinaf edilmiş olup hükmün nafakalara ilişkin bölümü kadın tarafından istinaf kanun yoluna getirilmemiştir. Davalı kadın; İlk derece Mahkemesinin kararını nafakalar yönünden istinaf etmediğinden davalı kadının, nafaka miktarlarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davalı kadın vekilinin reddedilen yön dışında kalan gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde ve süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesinde; daha önce 21.01.2014 tarihinde ... 11 Aile Mahkemesinde boşanma davası açtığını, dava açtıktan sonra davalının kendisine boşanma konusunda verdiği güven neticesinde tanık bildirmemesinden dolayı davanın reddedildiğini, 15.05.2014 tarihi itibariyle birlikte oturdukları ikametten ayrılarak davalı ile fiili ayrılıklarının başladığını, davanın reddine karar verildiği, hiç bir zaman davalı ile ortak alanda kalmadığını müşterek hayatın yeniden kurulmadığını, kararın 09.12.2015 tarihinde Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, 3 yıl bekleyerek yeniden dava açtığını, davalının müşterek ikametten mernis adresinden kaydını sildirdiğini, davalıya yaklaşık 3 yıldır tedbir nafakası ödediğini, icra dairesinden her ay maaşından kesinti yapıldığını iddia ederek tarafların eylemli ayrılık sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın süresinde verdiği cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacının ev geçiminde sorumluluk almak istemeyen biri olduğunu, özel eğitim alan müşterek bir kız çocuklarının bulunduğunu, babasıyla birlikte aynı ortamda büyümesini istediğini, davacının bir evvelki boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın kurulamadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının boşanma isteme hakkının bulunmadığını, evlilikte kusurunun daha ağır olduğunu, ortak çocuğa karşı maddi ve manevi sorumluluklarını yerine getirmediğini, ihmal ettiği, alkol alışkanlığı olduğunu, kötü arkadaş çevresi nedeniyle gece hayatının olduğu polis memuru olmasına rağmen para idaresinde başarısız olduğu sürekli krediler çektiği müsrif yaşam tarzı nedeniyle bu kredileri ödeyemediğinden çektiği başka kredilerle ödemeye çalıştığını, ret kararının kesinleştiği tarihten sonra ortak hayatın kurulamadığı iddia edilse de bu durumun gerçek dışı olduğunu, bu tarihten önce de sonra da ortak hayatın kurulduğunu, davacının ailesinin yanına gelip ortak aile hayatını devam ettirdiğini, ancak bazı dönemler evden ayrılıp daha sonra geri döndüğünü, bu sürelerin iddia edildiği gibi uzun olmayıp süreklilik arz etmediğini, hatta mezkur boşanma davasından sonra kalp ameliyatı geçiren davacının bakımının kendisi tarafından yapıldığını savunarak ve iddia ederek haksız davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

2.Davalı kadın vekili 30.04.2019 tarihli ön inceleme celsesinde; davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiş, davacı erkek vekili bu taleplere muvafakat etmediklerini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından ... 11. Aile Mahkemesi 15.10.2014 tarihli 2014/88 Esas, 2014/1209 Karar sayılı dosyası ile açılan boşanma davasının reddine karar verildiği, kararın 09.12.2015 tarihinde kesinleştiği, ... 6. Aile Mahkemesi 23.12.2015 tarihli 2015/139 Esas, 2015/1861 Karar sayılı dosyası ile davalı kadın tarafından davacıya karşı tedbir nafakası davası açıldığı; davanın kısmen kabulü ile dava tarihi olan 29.01.2015 tarihinden itibaren davalı kadın için aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk için aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verildiği; kararın 17.03.2016 tarihinde kesinleştiği, tedbir nafakasına ilişkin ... 3. İcra Dairesinin 2015/9813 Esas sayılı ve ... 22. İcra Dairesi 2019/3889 Esas sayılı dosyası ile davalı tarafından davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı, nafakaların ödenmeye devam ettiği, Yenimahalle İlçe Nüfus Müdürlüğünün 23.12.2029 tarihli müzekkere cevabında davacı erkeğin ortak ikametteki kaydının 27.01.2015 tarihinde silindiğinin tespit edildiği; davacı tanığının beyanında; davacının 2015 yılında Mamak'ta ablasında kaldığını, 2016 yılı ocak ayından 2018 yılı sonlarına kadar yanlarında kaldığını beyan ettiği; davalı tanığının ise beyanında; son bir yıla kadar davacının ortak konuta gelip gittiğini, kaldığını evliliklerinin devam ettiğini beyan etmişse de davacının evde olduğunu bizzat görmediğini, ancak davalıya telefon açtığında sesini duyduğunu, davalının davacı ...'in geldiğini söylediğini, davacının evde olduğunu bu şekilde öğrendiğini beyan ettiği; görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığı duyuma dayalı beyanının dikkate alınamayacağı, tedbir nafakasının ödenmeye devam etmesinin de tarafların bir araya gelmediklerine karine teşkil ettiği, aksinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davanın 17.12.2018 tarihinde açıldığı, reddedilen boşanma davasının 09.12.2015 tarihinde kesinleştiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrasında belirtilen 3 yıllık sürenin dolmasından itibaren davanın süresinde açıldığı, tarafların bu süre içinde bir araya gelmedikleri belirtilerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına; davalı kadının süresinde usulüne uygun olarak yoksulluk nafakası talebinde bulunmadığı, talebini ıslah etmediği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili; ret kararının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın kurulduğunu, davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunu, davanın reddinde ortak çocuğun menfaati bulunduğunu, davanın reddi gerektiğini belirterek davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; istinaf başvurusunun reddinin hatalı olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının davanın kabulü yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; eylemli ayrılık sebebine dayalı olarak açılan davanın kabulü için gerekli şartların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı 166 ncı maddesinin son fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı kadının nafaka miktarlarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı kadının, davanın kabulüne yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.