Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10765 E. 2023/1191 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma, tedbir nafakasının kaldırılması ve daha sonra açılan zinaya dayalı boşanma davalarının birleştirilmesi sonucu verilen kararda, hukuki yarar, tedbir nafakası koşulları ve boşanmanın kesinleşmesinden sonraki zina iddiasının değerlendirilmesinin doğru yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmanın kesinleşmesinden sonraki eylemlerin zina sayılamayacağı, boşanma davası kesinleştikten sonra tedbir nafakasının kaldırılması davası açılmasında hukuki yarar bulunmayacağı ve boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar geçen süre için kadının tedbir nafakası talebinin reddedilmesinin hatalı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/246 Esas, 2021/934 Karar

KARAR : Bozma sonrası kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma ve tedbir nafakasının kaldırılması davalarından dolayı verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tarafların boşanma davaları yönünden karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin birleşen tedbir nafakasının kaldırılması davasının ise kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı ... kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili 07.09.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 29.09.2016 tarihinde evlendiklerini, erkeğin kadını sürekli olarak aşağıladığını, hakaret ettiğini, güven sarsıcı hareketler sergilediğini, kadının ailesi ile görüşmesine engel olduğunu ve kadını kendi ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, erkeğin birleşen davalarına karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, kadının aile sırlarını anne babasına ve çevresine anlattığını, eşe küçük düşürücü sözler söyleyip tehdit ettiğini, başına buyruk davranışlar sergilediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili 14.12.2020 tarihli birleşen tedbir nafakasının kaldırılması talepli dava dilekçesinde özetle; kadının açtığı boşanma davasında kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, boşanma dosyasının temyiz aşamasında olduğunu, halen davacının soyadını taşımakta olduğunu ve evliliğin devam ettiğini, buna rağmen kadının 11.12.2020 tarihinde Y.A. ile gayri resmi olarak evlenmiş ve düğün yapmış olduğunu, kadının resmi evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşadığını, yoksulluğunun ortadan kalktığını beyanla bağlanmış olan tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

3.Davalı-davacı erkek vekili 17.12.2020 tarihli birleşen boşanma dava dilekçesinde özetle; kadının açtığı boşanma davasının henüz kesinleşmediğini, kadının 11.12.2020 tarihinde gayri resmi olarak Y.A. isimli şahısla düğün yaparak evlendiğini ve birlikte yaşamaya başladıklarını, kadının evlilik birliğinden doğan sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadının gayri resmi olarak yaptığı evliliğinde çekilen nişan, kına ve düğün görüntülerini her türlü sosyal medya uygulamalarında paylaşarak erkeğin kişilik haklarına ağır bir saldırıda bulunduğunu beyanla tarafların davalı kadının zina eylemi nedeniyle boşanmalarına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07.02.2019 tarihli kararı ile, erkeğin kadını aşağılayıp sürekli olarak hakaret ettiği, bağımsız müşterek bir konut temin etmeyerek ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığı, kadının ise davalıyı aşağılayacak davranışlar sergilediği, boşanmaya sebebiyet veren olayalarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur durumuna göre kadın lehine nafaka ve tazminat ödenmesine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 8.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 07.02.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi 09.09.2020 kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olduğu belirtilerek davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı -davacı erkek tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemizin 17.02.2021 tarihli ilamında, boşanma hükmünün istinaf edilmeksizin kesinleştiği ancak boşanma davasının fer'î hükümleri ve kusur belirlemesi yönünden verilen kararın henüz kesinleşmediği, eldeki boşanma davasının yargılaması sonucunda verilmiş olan hüküm temyiz incelemesinde iken, davalı -davacı erkeğin ... 4. Aile Mahkemesinin 2020/863 Esas sayılı dosyasında 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesinde düzenlenen zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası açmış olduğu ve davalar arasında bağlantı bulunduğu, buna göre eldeki dava ile erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, her iki davanın esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesi Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadının kız kardeşine, "kardeşini al git, onu istemiyorum", şeklinde söylemde bulunduğu, yine kadına başkalarının yanında "sen aşağılık bir kadınsın, seni istemiyorum, yeter artık bıktım, sen kilolusun, güzel değilsin" şeklinde sözler sarf ettiği, kadına müstakil konut tahsis etmediğini ve ailesi ile birlikte oturmaya zorladığı, kadının ise erkek ile olan özel hayatlarını başkalarına anlattığı, sürekli gitmek istediğini söylediği, sık sık baba evine küs gittiği, başkalarının yanında "Çek git, sen kimsin? bana dokunma" şeklinde sözler sarf ettiği, evlenmeden önce başka bir şahısla ilişkisinin olduğu, o şahsın tarafların düğününe de katıldığı, kendisinin de bu evlilikten son derece pişman olduğunu söylediği, tarafların her ikisinin açıklanan davranışları neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve her iki tarafın da eşit derecede kusurlu oldukları, erkeğin zinaya dayalı boşanma davasında, kadının zina teşkil ettiği iddia edilen başkası ile dîni nikahlı evlenme eyleminin, kadının davasında verilen boşanma kararının kesinleşmesinden sonra gerçekleştiği, bu sebeple eylemin zina teşkil etmeyeceği ve kusur belirlemesinde göz önünde bulundurulamayacağı, yine erkeğin açtığı tedbir nafakasının kaldırılması istemli birleşen davasında, kadının başka bir erkekle nişan ve düğün yaparak evlendiğinin anlaşılmasına göre, 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen nafakanın mahkeme kararı ile kaldırılması hukuki şartlarının gerçekleşmiş olduğu ve aynı yasanın 175 inci maddesinde düzenlenen yoksulluğa düşme şartlarının oluşmadığı ve taraflarca talep edilen tazminatların gerçekleşen kusur durumuna göre reddinin gerektiği belirtilerek, tarafların boşanma davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının yoksulluk nafakası ve tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkeğin birleşen tedbir nafakasının kaldırılması davasının kabulü ile kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin açtığı davaların boşanmanın kesinleştiği değerlendirildiğinde açıkça hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, yine kadın aleyhine nafakanın kaldırılmasına yönelik dava açmasında da hukuki yarardan bahsedilemeyeceğini, kadının söz konusu dîni nikahlı evliliğinin asıl davadaki boşanma kararı kesinleştikten sonra meydana geldiğini, dolayısıyla eylemin zina teşkil edemeyeceğini, dolayısıyla kusur oranını değiştirecek ya da kadını kusurlu duruma getirecek herhangi bir eyleminin olmadığını, erkek adına söz konusu kararda iki defa vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek asıl dava yönünden kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönlerinden, birleşen erkeğin boşanma davasında verilen karar verilemesine yer olmadığı kararı yönünden, birleşen erkeğin tedbir nafakasının kaldırılması davasında ise verilen kabul kararı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, nafakalar, tazminatlar, erkeğin birleşen tedbir nafakasının kaldırılması davasında dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, birleşen tedbir nafakasının kaldırılması davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, erkeğin birleşen zinaya dayalı boşanma davasında verilen karar verilmesine yer olmadığı kararının yerinde olup olmadığı, erkeğin birleşen zinaya dayalı boşanma davasının dava tarihinde taraflar arasında evlilik birliğinin bulunup bulunmadığı, erkeğin birleşen zinaya dayalı boşanma davasının reddinin gerekip gerekmediği ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 161 inci maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü ve 115 inci maddeleri, 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davacı- davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2.Taraflar arasındaki evlilik birliğinin, İlk Derece Mahkemesinin 07.02.2019 tarihli kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına dair kurulan ilk hükmün erkek tarafından istinaf edilmeyerek istinaf süresi sonunda kesinleşmesi ile sona erdiği anlaşılmaktadır. Erkek tarafından 17.12.2020 tarihinde açılan ve eldeki dosya ile birleştirilen 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı boşanma davasındaki zina iddiası ise boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra meydana gelen vakıalara ilişkindir. Boşanma hükmü kesinleştikten sonra kadının başka bir erkekle birlikte yaşaması nedeniyle zina eylemi kadına kusur olarak yüklenemez. Bu nedenle erkeğin birleşen zinaya dayalı boşanma davasının reddine karar verilecek yerde yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3. Erkek tarafından 14.12.2020 tarihinde açılan ve eldeki dosya ile birleştirilen tedbir nafakasının kaldırılması davası yönünden erkeğin iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğundan söz edilemez, zira görülen boşanma davasında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca tedbir nafakasına hükmedilmiş olup, İlk Derece Mahkemesince bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Diğer taraftan kadının davasında verilen boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiği hususu da değerlendirildiğinde erkeğin açtığı birleşen tedbir nafakasının kaldırılması davasının hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır. Boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası boşanmanın kesinleşmesine kadar uygulanacaktır. Dosyanın yapılan incelemesinde, kadın tarafından açılan boşanma davasının dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar geçen dönemde kadının başka bir erkek tarafından bakım ve iaşesinin karşılandığı ispatlanamamıştır. O halde kadın yararına bu dönem için 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilecek yerde talebin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda (2), (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere erkeğin birleşen davalarında verilen kararlar ile kadının asıl davasında tedbir nafakası talebinin reddi kararı yönlerinden davacı -davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davacı -davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derce Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.