Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10772 E. 2023/1708 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosyadaki tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığı, davalı-davacı erkeğin ağır, davalı-davacı kadının ise az kusurlu olduğu, takdir edilen nafaka ve tazminat miktarlarında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; müvekkilin Almanya'da yaşadığını, yurt dışından eşini aradığında eşinin telefonda konuşmak istemediğini, gönülsüz davrandığını, bahaneler ürettiğini, kendisi ile iglienmediğini, "beni bırak, defol, terbiyesiz, cimrisin, takıntılı psikopat, narsistsin" şeklinde mesaj atıp müvekkiline karşı hakaret ve küçük düşürücü sözler sarf ettiğini, boşanmak istediğini söylediğini, Almanca kursuna önem vermediğini ve geçmek için çaba harcamadığını, kadının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, kadının kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, tarafların boşanmalarına, 60.000,00 TL maddî, 75.00,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkiline eşinin hakaret ettiğini, amcasının ortak konuta gelmesini istemediğini, amcasına hakaret ettiğini, sürekli baskı uyguladığını, müvekkilin Almanca sınavını geçememesinin sorun edildiğini, bu durumun müvekkile kusur olarak yüklenemeyeceğini, annesi ile dalga geçip alaya ettiğini, mahrem konuları annesine anlattığını, fiziksel şiddet uyguladığını, "defol git ne halin varsa gör, git ayrıl, ayrılmazsan şerefsizsin, ayrılmazsan yüzüne tükürürüm, ben istemiyorum seni, senden karı da olmaz anne de olmaz" şeklinde mesajlar attığını, müvekkiline "boş ol boş ol boş ol" diyerek dinen boşadığını, taraflar arasındaki son tartışmanın 08 Kasım 2020 tarihinde gerçekleştiğini, müvekkiline hakaret içerikli mesajlar atarak engellediğini, evlilik birliğinin erkeğin kusurlu eylemleri nedeniyle son bulduğunu, beyanlarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini beyanla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000 00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalı erkeğin, kadına karşı baskıcı tavırlar uyguladığı, ben istemiyorum, seni çekemem şeklinde mesajlar attığı, amcası ile görüşmesini istemediği, davalı-davacı kadının ise, eşine hakaret ve küçük düşürücü sözler ile evliliği devam ettirmek istemediğine dair mesajlar attığı, tarafların ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenilmeyecek derecede temelinden sarsıldığı ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığı, meydana gelen geçimsizlikte davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu, davalı-davacı kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile, asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikici fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, 750, 00 TL tedbir, 1.250,00 TL yoksulluk nafakası ile 27.000,00 TL maddî, 27.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili; kadının kusurlu davranışlarının ispat edildiğini, Mahkeme gerekçesinde somut bir açıklama bulunmadığını, Mahkemenin kusur tespitinin hatalı olduğunu, müvekkili aleyhinde nafaka ve tazminata karar verilmesinin yerinde olmadığını ve miktarlarının yüksek olduğunu beyanla; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, kabul edilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesince kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve nafakanın miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatların miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde, her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile, davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili;kadının kusurlu davranışlarının ispat edildiğini, Mahkeme gerekçesinde somut bir açıklama bulunmadığını, Mahkemenin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkili aleyhinde nafaka ve tazminata karar verilmesinin yerinde olmadığını ve miktarlarının yüksek olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, kabul edilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.