Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10776 E. 2023/370 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadının boşanma davasının kabul koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde davacı erkek yararına hükmedilen manevi tazminat miktarını düşürdüğünü belirtmesine rağmen, hüküm fıkrasında bu konuda bir karar vermeyerek hükümde çelişki yaratıp hükmü infaz edilemez hale getirdiği gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/306 E., 2022/507 K.

DAVA TARİHİ : 09.09.2019 - 07.10.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/58 E., 2020/447 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle her iki davanın da kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı kadının evliliğin başında cinsel birliktelikten kaçındığını, ortak çocuk doğduktan sonra çocuğa bakmadığını, emzirmek istemediğini, çocuğun bakımının müvekkilinin annesi tarafından yapıldığını, ruhsal problemler yaşadığını, bir kaç kez intihar mektubu bıraktığını, müvekkilini aldattığını, internet ve telefon üzerinden başka erkekler ile cinsel ilişki yaşadığını, başka erkeklere cinsel içerikli fotoğraflarını gönderdiğini, bebeğinin yanında dahi başka erkeklerle cinsel içerikli görüşmeler yaptığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 100.000 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı karşı davalı erkek vekili süresi içerisinde sunduğu karşı davaya ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davalı karşı davacı kadının iddialarının asılsız olduğunu belirtmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, davacı karşı davalı erkeğin müvekkilini evliliğin başından beri istemediğini, müvekkilinin vajinusmus hastalığının ortaya çıkması neticesinde müvekkiline kötü davranmaya başladığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, hakaret ettiğini, küçük düşürücü sözler söylediğini, davacı karşı davalı erkeğin annesinin de müvekkilini istemediğini, eşi ve annesinin müvekkilinin elinden telefonunu aldığını, fiziksel şiddet uygulayarak bir odaya kapattıklarını, dışarı çıkmasına izin vermediklerini, adını çıkarmakla tehdit ettiklerini, ailesinden yardım istemesine mani olduklarını, ortak çocuğu vermediklerini, kendisine ait özel fotoğrafları yayacağını, internette paylaşacağını belirterek tehdit etiğini bu konuda davacı karşı davalı hakkında soruşturma sürdüğünü, bunların ardından da müvekkilinin babasını arayarak kızını al git dediklerini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuğunun velâyetinin anneye verilmesini ve çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası ile müvekkili yararına aylık 1.000,00 tedbir ve yoksulluk nafakası ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 50.000,00 maddî, 100.000,00 manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı kadının ortak çocuğa ilgisiz davrandığı ve ihmal ettiği, internet ve cep telefonu üzerinden başka erkekler ile görüşüp, mesajlaşıp sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak şekilde fotoğraflar gönderdiği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri ihlal ettiği gerekçesi ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı karşı davacı kadının tamamen kusurlu olduğu belirtilerek, davalı karşı davacı kadının davasının reddine, davacı karşı davalı erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu Hilmi Asaf'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı karşı davalı erkek yararına 15.000 manevî tazminata, davalı karşı davacı kadının tedbir, yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararında açıkça annenin şeref, haysiyet ve ahlaka aykırı hareket ettiği ve çocuk ile ilgilenmediği belirtilmesine rağmen, sadece sosyal inceleme raporu dayanak gösterilerek velâyetin anneye verilmesinin yerinde olmadığını, çocuk yararına hükmedilen nafakanın fahiş olduğunu, müvekkilinin kişilik haklarının ağır şekilde ihlal edildiği buna rağmen oldukça düşük miktarda manevî tazminata hükmedildiği belirtilerek, velâyet düzenlemesi, iştirak nafakasının ve manevî tazminatın miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerle hüküm kurduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanamadığını, tanık anlatımları kapsamında davacı karşı davalı tarafın kusurlu davranışlarının sabit olduğunu, tarafların en azından eşit kusurlu olarak değerlendirilmesi gerektiğini, hiçbir geliri olmayan müvekkili aleyhine fahiş miktarda manevî tazminata hükmedildiğini, müvekkili yönünden tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğunu belirterek, erkeğin davasının kabulü, reddedilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevî tazminat, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı kadının ortak çocuğa karşı ilgisiz olduğu ve ihmal ettiği şeklindeki kusurların ispat edilemediği, davalı karşı davacı kadına yüklenen sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği şeklindeki kusurlu davranışın tanık beyanları ve sosyal inceleme raporundaki davalı karşı davacı kadının ikrarı ile sabit olduğu, davacı karşı davalı erkeğin de annesinin evliliğe müdahale ettiği ve ortak çocuğun erkeğin annesi ile yatırıldığı kusurlarının sabit olduğu, bu kapsamda davacı karşı davalı erkeğin az, davalı karşı davacı kadının ağır kusuru ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davacı karşı davalı kadın yararına tedbir nafakası koşullarının oluştuğu, davacı karşı davalı erkek yararına hükmedilen 15.000,00 TL manevî tazminatın tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı, evlilikte geçen süre dikkate aldığında fazla olduğu, hak ve nefaset kuralları gereğince davacı karşı davalı erkek yararına 10.000,00 TL tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, davalı karşı davacı kadının da davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davalı karşı davacı kadın yararına karşı dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin tüm, kadının sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine hükmedilmiş, davalı karşı davacı kadının manevî tazminatın miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabul edildiği belirtilmesine karşın bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe kısmında müvekkili yararına hükmedilen manevî tazminatın 15.000,00 TL'den, 10.000,00 TL'ye düşürüldüğü yazılmasına rağmen bu hususta hüküm kurulmadığını, kısa karar ile hüküm arasında çelişki yaratılarak, manevî tazminat yönünden hükmün infaz edilemez hale geldiğini, müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, karşı tarafın tamamen kusurlu olduğunu, manevî tazminatın miktarının düşürülmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, sadakatsiz kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilemeyeceğini, tedbiren çocukla müvekkili arasında kurulan kişisel ilişkinin anne refakatinde düzenlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtilerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, davalı karşı davacı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, müvekkili yararına hükmedilen manevî tazminatın miktarı, çocukla tedbiren kurulan kişisel ilişki yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu, tarafların en azından eşit kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davacı karşı davalı erkeğin eşi ile ilgilenmediğinin, evde tek söz sahibinin davacı karşı davalı erkeğin annesi olduğunun ve davacı karşı davalı erkeğin boşanma davası devam ederken eşine ait mahrem görüntülere üçüncü kişilerle paylaştığının sabit olduğu, müvekkili yararına yoksulluk nafakası verilmesi gerektiği, aleyhlerine manevî tazminata hükmedilemeyeceği belirtilerek, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası talebi ile aleyhlerine hükmedilen manevî tazminat yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi ile velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında tedbiren kurulan kişisel ilişki, davacı karşı davalı erkek yararına hüküm altına alınan manevî tazminat ile davalı karşı davacı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun4 üncü 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk hakları sözleşmesinin 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Medeni Borçlar Kanunu 50 inci ve 51 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. İlk Derece Mahkemesince taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarına ilişkin yapılan yargılama sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tamamıyla kusurlu olduğu belirtilerek, kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ve davacı karşı davalı erkek yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir. Hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusun erkek yararına hükmedilen manevî tazminatın miktarı yönünden kabulü ile davacı karşı davalı erkek yararına hüküm altına alınan 15.000,00 TL manevî tazminatın tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı, evlilikte geçen süre dikkate aldığında fazla olduğu belirtilerek hak ve nefaset kuralları gereğince erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiği gerekçede yazılmasına karşın, kararının hüküm fıkrasında davacı karşı davalı erkeğin manevî tazminat talebi hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.