"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1687 E., 2022/2102 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çumra Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/531 E., 2021/761 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davası ile aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin karı koca olduğunu, davalıların ise müvekkillerinin çocukları olduğunu, müvekkili Halil'in eşi Feride'nin haberi olmadan İçeriçumra Çavuşlar mevkiinde bulunan 397 ada 2 parselde kayıtlı olan ve müvekkilinin ve eşinin aile olarak oturdukları konutu ve müştemilatlarını her iki tarafında çocukları olan davalılara 1/2 pay olacak şekilde tapuda satış göstermek sureti ile devrettiğini, müvekkillerinin yaşlı kimseler olup bakıma muhtaç olduklarını, davalıların, davacının gerçek iradesine uygun olmayacak şekilde taşınmazı devraldıklarını, davalıların çeşitli vaatlerle taşınmazı değerinin çok altında aldıklarını hatta bu düşük bedelin dahi müvekkillerine ödenmediğini çünkü taşınmazın bir bedel karşılığında değil ölünceye kadar bu taşınmazda oturmaları karşılığında devredildiğini, davalıların yurt dışında bulunduklarını ve bu taşınmazı başkalarına satma ve devretme çabasında olduklarını haricen öğrendiklerini, müvekkili Halil'in dava konusu taşınmazın devir işleminin yapıldığı sırada ayırt etme gücünden yaşı itibariyle yoksun olduğunu, diğer davacının ise davalıların annesi olduğu ve müvekkillerinin oturdukları evi çocuklarının bir başkasına devretme korkusu ile yaşadıklarını belirterek dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını ve taşınmazın mevcut tapu kaydının iptali ile müvekkili Halil adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin itirazlarının olduğunu ve mesken vasıflı bir taşınmaza aile konutu şerhinin konulmasının aile mahkemelerinin görev alanında olduğunu, dava konusu taşınmazın devir tarihinde davacı ...'in akli dengesinin yerinde olduğunu bu durumun alınacak raporlar ile de sabit hale geleceğini, davacının her ne kadar kısıtlı olsa da devir tarihinde akli dengesinin yerinde olduğunu, devir esnasında davalıların annesinin de orada olduğunu ve devre ... gösterdiğini, davacıların tüm taşınmazlarını çocuklarına devrettiğini dava konusu taşınmazın da müvekkillerine devredildiğini, davacıların dava konusu taşınmazda ikamet etmediklerini ve bu taşınmazı aile konutu olarak kullanmadıklarını, müvekkillerinin imar affına başvurduklarını ancak davacıların bunu evin satılacağı şeklinde anlamaları üzerine bu davayı açtıklarını, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Halil'in işlem tarihinde ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan alınan düzenlenen 17.08.2021 tarihli raporda işlem tarihi olan 23.08.2017 tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun belirtildiği, bu nedenle davacının ehliyetsizlik iddiasının ispatlanamadığı, davacı ...'ın taşınmazın devrinden önce danışmak maksadıyla avukata gidildiğinde eşi ...'ın yanında olduğu, arsanın satılması ve parasının ödenmesi hususunda karar verildiği, bu esnada tanık ...'ın diğer tanık beyanlarıyla uyumlu beyanına göre davacı ...'ın da orada bulunduğu, devir öncesinde görüşmeler esnasında ve devir işlemleri esnasında davacının yanında bulunup alınan karardan haberdar olup karşı çıkmadığı, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği gibi dava tarihine kadar satış işleminden haberi olmadığı yahut cevaba cevap dilekçesinde ileri sürdüğü gibi satış işlemi olarak yapılmasına rızası olmadığı iddialarının ispatlanamadığı davacının satış öncesi görüşmeler esnasında ve satış işlemi esnasında orada olduğu, karşı çıkmadığı hususlarının sabit görüldüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece bu dosyadan tefrik edilen eşi davacı ... tarafından açılan tapu iptali ve tescile yönelik dava sonucunun beklenmesi ve bu davaya etkili olacağı, beraber açıldığı delillerin beraberce değerlendirilmesi yolundaki taleplerinin Mahkemece yeterli gerekçe gösterilmeden reddedildiği, davaya konu taşınmazın devrindeki amacın karı koca olarak müvekkillerin ölünceye kadar oturup kullanacakları aile konutu olarak hayatlarını bu taşınmazda sürdürme şartıyla devri yapılacağı konusunda anlaşmalarına rağmen davalıların babalarının akıl zayıflığından istifade edilerek bir bedel bile verilmeden devir işlemi yapıldığını, buna rağmen tapu siciline herhangi bir şerh verilmeden ve bu konuda anneleri olan müvekkilenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194 üncü maddesinde ön görülen açık ve kesin rızasının tapu işlemi yapılırken alınmadığını yapıldığını, bir süre sonra davalıların müvekkile ve eşini evden çıkmaları için sözde rahatsız etmelerine başlamaları üzerine müvekkilin tapu kütüğünün incelenmesi sonucu anlaşma doğrultusunda aile konutu şerhi düşülmediğini öğrenince bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, kesinlikle şartsız olarak dava konusu taşınmazın devrine açık ve kesin rızası olmadığını, delillerin değerlendirilmesinin tek taraflı olarak yapıldığını, Mahkemede görülen davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülen bir dava olup aile konutu özgülenmesi ve tapuya bu konuda şerh verilmesinden ibaret olduğunu, hal böyle olunca Mahkemece davalılar lehine, maktu vekalet ücreti hükmetmesi gerekirken, nispi hesaplamalara göre vekalet ücreti takdir edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleri ile reddedilen davaları ile vekalet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ... ve eşi ...'ın 01.12.1964 yılında evlendikleri, bu evliliklerinden ..., Ayşe, Aysel, ... ve Hacı ... isimli çocuklarının olduğu, davalıların Almanya'da yaşadıkları, davaya konu 397 ada, 2 parsel sayılı arsa vasfında bulunan taşınmazın davacı kadının eşi ... adına kayıtlı iken söz konusu taşınmazı 23.08.2017 tarihinde davalılar adına 1/2 hisse ile satış suretiyle devrettiği, davaya konu taşınmaz üzerinde 2 katlı mesken samanlık, depo ve ahır bulunduğu, ayrıca bir kısım ağaçların bulunduğu, davaya konu meskende davacı ve eşinin uzun süreden beri oturduğu, söz konusu meskenin davacı ve eşinin aile konutu olduğu davaya konu meskenin davalılara devredilmesi öncesinde ve devri sırasında davacı kadının bizzat bulunduğu, devre karşı çıkmadığı, devir esnasında tapu müdürlüğüne davalılarla ve eşi ile birlikte bizzat giderek bilgisi ve rızasıyla devir işleminin gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, devir işleminin aile içinde olması nedeniyle davacı kadından yazılı bir ... belgesi vermesinin beklenilmeyeceği, davanın reddinin doğru ve yerinde olduğu, işbu davanın aile konutu nedeniyle tapu iptal ve tescil davası olduğu ve nispi vekalet ücretine tabi olduğu nazara alındığında davalılar lehine nispi vekalet ücreti verilmesinin doğru ve yerinde olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla usul ve kanuna aykırı kararın tüm yönlerden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan davanın kabulü gerekip gerekmediği ve vekalet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.