"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ergani 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davada sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 1997 yılında evlendiğini, 2011 yılından beri ayrı yaşadıklarını, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, birlik görevini ihmâl ettiğini, alkol kullandığını, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, tehdit ettiğini, kadına ve ortak çocuklara fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat ve ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığını, dava dilekçesinde çelişkiler olduğunu ve iddia edilen vakalarla ilgili adli makamlara yansıyan bir şikayetin de olmadığını, iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiği, birlik görevini ihmâl ettiği, sık sık alkol kullandığı bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların anne yanında kaldığı, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alındığında ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günü sabah 10.00'dan pazar akşamı 17.00'a kadar, dini bayramların 2. günü sabah 10.00'dan 3. günü akşam 17.00'a kadar her yıl sömestr tatilinin 1. pazartesi günü sabah 09.00'dan aynı hafta sonu cumartesi günü akşam 17.00'a kadar ve yer yıl 1 Temmuz sabah 09.00'dan 30 Temmuz akşam 17.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına, velâyeti anneye verilen ortak çocukların eğitim ve sağlığı konusunda bulunduğu okul ya da sağlık kuruluşu binasında idarenin belirleyeceği uygun yer ve süre içinde bir görevli yanında kişisel ilişki kurma ve 4721 sayılı Kanun'un 182 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında babaya bilgi edinme ve ziyaret hakkı verilmesine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocukların ihtiyaçları dikkate alındığında ortak çocukların her biri yararına dava tarihinden karar tarihine kadar ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar ayrı ayrı aylık 600,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, kadının düzenli ve sürekli gelir getiren işi olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 1.200,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 1.200,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, hakkaniyet ilkesi dikkat alındığında yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince kusur belirlemesinin kısmen hatalı yapıldığı, erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, bu kusurlu davranışların da erkeğe yüklenmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının düşük olduğu, tedbir nafakasına dair hükmün infazında tereddüt oluşabileceği, ziynetlerin eksik tespit edildiği, kişisel ilişki düzenlemesinin hatalı yapıldığı belirtilerek kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, kişisel ilişki ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine dayanarak asıl davanın kabulü ile karşı boşanma davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, hükmedilen tazminatların ve nafakaların usul ve yasaya aykırı olduğu, ziynet eşyalarının kadın da olduğu ve ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek her iki boşanma davası ve fer'îleri ile ziynet alacağı davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin kısmen hatalı yapıldığı, erkeğe yüklenen ve gerçekleşen vakaların yanında erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiğinin de sabit olduğu ve erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın varlığının ispatlanamadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, evlilikte geçen süre dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu, ortak çocukların ihtiyaçları dikkate alındığında hükmedilen iştirak nafakası miktarının da az olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadın vekilinin kusur belirlemesine, tazminatların, yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına yerine yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 35.000,00 TL maddî tazminat, 35.000,00 TL manevî tazminat, aylık 1.750,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, her ne kadar davacı-karşı davalı kadın vekili, ortak çocukların okullarında babaya tanınan bilgi edinme hakkını istinaf etmişse de ortak çocukların eğitim ve sağlığı konusunda bulunduğu okul ya da sağlık kuruluşu binasında idarenin belirleyeceği uygun yer ve süre içinde bir görevli yanında kişisel ilişki kurma ve 4721 sayılı Kanun'un 182 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında babaya bilgi edinme ve ziyaret hakkı verilmesinde her hangi bir isabetsizlik olmadığı belirtilerek davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair yönlere ilişkin, davalı-karşı davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte tazminatlar, nafakalar, kişisel ilişki ve vekâlet ücreti yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet, kişisel ilişki düzenlemesinin isabetli olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 326 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 327 inci maddesi 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devam maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 4 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı-karşı davacıya yükletilmesine,
İstek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacı-karşı davalıya geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.