Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10806 E. 2023/1675 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadın yararına hükmedilen manevi tazminat koşulunun oluşup oluşmadığı, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının uygunluğu hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, davalı erkeğin boşanma, kusur belirleme ve maddi tazminata ilişkin temyiz talebi reddedilmiş, diğer hususlardaki temyiz talebi ise Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması suretiyle sonuçlandırılmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1045 E., 2022/1340 K.

DAVA TARİHİ : 16.01.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/32 E., 2021/11 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi ile maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

İlk Derece Mahkemesince, boşanma, kusur belirlemesi, maddî tazminata ilişkin olarak verilen hüküm taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı erkeğin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkeğin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1993 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, bağımsız konut temin etmediğini, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevin ihmal ettiğini, alkol kullandığını, borçlandırdığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası, 75.000 TL maddî tazminat, 75.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkeğe, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadını borçlandırdığı, birlik görevlerini ihmâl ettiği, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un(4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakası, kadının, düzenli ve sürekli geliri olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusursuz olduğu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına aylık 350,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelendiği dikkate alınarak kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmaması nedeniyle kadının manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararına boşanma hükmü yönünden bir itirazlarının olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ekonomik anlamda zor durumda olduğu, erkeğin borçlandığı ve yurt dışına kaçtığı, kadının kendi imkânları ile bu borçları ödediği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî tazminat miktarlarının az olduğu, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, erkeğin kadını aldattığı, kadının manevî tazminat isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, maddi tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin doğru olduğu, her ne kadar istinaf dilekçesinde, erkeğin kadını aldattığı belirtilmişse de bu vakıanın ispatlanamadığı, erkeğe bu vakıanın kusur olarak yüklenmemesinin doğru olduğu, erkeğe yüklenen kusurlu davranışın kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve kadının manevî tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumu, kusur dereceleri, paranın alım gücü, evlilikte geçen süre dikkate alındığında az olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin manevî tazminat ve yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ve 20.000,00 TL manevî tazminata, kadın vekilinin sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek tarafından sunulan temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurunun olmadığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur yüklenmesinin hatalı olduğu, erkeğin, kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde herhangi bir kusurlu davranışının olmadığı, kadının maddî durumunun iyi olduğu, süt yumurta sattığı, hayvancılık ile uğraştığı, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı her ne kadar istinaf kanun yoluna başvurulmamışsa da aile hukukunun kamu düzenini ilgilendirdiği, bu sebeple verilen boşanma hükmü yönünde de temyiz itirazı olduğu, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddi gerektiği belirtilerek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada kadın yararına manevî tazminat koşulunun somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi, 52 inci maddesi, 58 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkeğin boşanma hükmü, kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen maddî tazminata yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı erkeğin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.