Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10811 E. 2023/3395 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, kusur belirleme, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile müşterek çocuğa hükmedilen iştirak nafakasının miktarının, hakkaniyet ilkesi ve tarafların ekonomik durumları gözetilerek yetersiz bulunduğu gerekçesiyle, Yargıtay kararı kısmen bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/602 E., 2022/1404 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/919 E., 2021/79 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı karşı davalı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 23.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle ; erkeğin evlilik boyunca müvekkilini aldattığını, müvekkilinin ekonomik ve psikolojik şiddet gördüğünü ve küçük düşürülüldüğünü, haysiyetsiz yaşam sürme şekli ve başka kadınlarla yaşadığı evlilik dışı ilişkileri nedeniyle müvekkili boşanma davası açmak zorunda kaldığını, küçük düşürücü ve kaba davranışlarda bulunmayı ise alışkanlık haline getirdiğini, ayrıca geceleri çok geç saatlerde eve gelmeye başladığını, müvekkile ve ailesine hiçbir ilgi göstermediğini, sürekli cep telefonu ve bilgisayarında vakit geçirmeyi tercih ederek ailesinden uzaklaşığını, müvekkilinin erkeğin bir başka bir kadınla sanal alemde bir ilişki yaşadığını öğrendiğini, 25.03.2015 tarihinde erkeğin müvekkilini arayarak büyük bir hata yaptığını, acil yardıma ihtiyacı olduğunu söylediğini ve müvekkilinin acilen eve gitmesini istediğini, müvekkilinin büyük bir endişe içerisinde eve vardığında, davalının Linked-in adlı profesyonel iş bağlantısı sağlayan sosyal medya hesabı üzerinden reşit olmayan Belçikalı bir kız ile tanıştığını, bu kız ile ekranda karşılıklı mastürbasyon yaptıklarını itiraf etttiğini, davalının itirafının devamında söz konusu kızın tarafların yatak odasında davalı eşin ekran görüntüsü üzerinden çırılçıplak halini videoya çektiğini ve kendisine yüklü miktar para elde etmek amacıyla şantaj yaptığını anlattığını, ancak müvekkilin eşini affedip ona bir şans daha tanımasına rağmen, erkeğin davranışlarını hiçbir şekilde düzeltmediğini ve müvekkili iyice dışlamaya başladığını, gittikçe artan ilgisizliği ile soğuk, kaba ve küçük düşürücü tavırları karşısında hayatında başka bir kadın olduğundan şüphelenmeye başladığını, sonrasında erkeğin müvekkilini değişik kadınlarla aldattığını, o kadınlarla birlikte yurtiçi ve yurtdışı otellerde kaldığını ve yaptığı zinaları örtbas etmek için özellikle patronunu ve işini bahane olarak öne sürerek yalanlarına alet ettiğini öğrendiğini, Kasım 2017’de erkeğin bir kadınla aynı otel odasında kaldığını öğrendiğini, bu kadınla ilişkilerinin devam ettiğini ve 03.03.2017 tarihinde bahsi geçen kadınla beraber Gayrettepedeki Renaissance Bosphorus oteline giriş yapılırken görüldüğünü, söz konusu kadın ile birlikte farklı otellerde aynı odada kaldıklarını öğrendiğini, erkeğin bu yaşadığı ilişkiler haricinde ayrıca düzenli olarak sosyal medyada üzerinden Rus kadınlarla iletişme geçip seks yazışmaları yaptığını, karşılıklı çıplak resimler paylaştığını, onlarla telefon ve whatsapp görüşmeleri yaptığı ve Türkiye’de ağırlamak veya gittiği yurtdışı gezilerde onlarla cinsel ilişki yaşamak amacıyla kredi kartından uçak biletleri satın aldığını ve otel rezervasyonları yaptırdığını, başka bir kadını Atatürk Havalimanından karşılayarak ...’da yanında ağırladığını ve o kadın ile birlikte Titanic City Taksim/... oteline giriş yaparken görüldüğünü, erkeğin ayrıca sürekli olarak hayat kadınlarıyla hem sanal alemde hem gerçek hayatta birlikte olmayı bir hayat tarzı olarak benimsediğini, evlilik birliğini ilgilendiren maddîlarda çoğunlukla müvekkile danışmadan tek başına hareket ettiğini, müvekkilden değişik bahanelerle para alarak bitcoin, menkul ve gayrimenkuller satın aldığını ve bunları müvekkilden saklayıp ve kaçırdığını ve kendi parasının yetmediğine dair gerçek dışı beyanlarda bulunarak müvekkili kendi ailesinden maddîım istemek durumunda bıraktığını, babalık görevlerini yerine getiremediğini, çocukların hastalık süreçleriyle ilgilemediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 163 üncü ve 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetvekkiline verilmesine, aylık 12.500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, nafakalara yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasını, yasal faizi ile birlikte 1.000.000,00 TL maddî, 500,000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı karşı davalı kadın vekili 23.09.20220 tarihli ıslah dilekçesi ile ortak çocuklardan ... Baran için aylık 12.500,00 TL, ... için aylık 30.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, nafakaların yıllık ÜFE oranında arttırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının aşırı hırslı bir kişiliğe sahip olduğunu, kendisi gibi, çocukların da sürekli olarak her konu da çok başarılı olması gerektiğine inandığını, çocuklar üzerinde sürekli kurulan anne baskısı nedeniyle pedagoga gittiğini, evlilik hayatı boyunca evde her zaman çocuklar için bakıcı ve ev işleri için yardımcı kadın olduğunu, davacı karşı davalı kadının ev işi ile uğraşmadığını, çocukların eğitimleri dışındaki işler ile uğraşmayı zaman kaybı olarak gördüğünü, hiçbir komşu ile görüşmediğini, kendi arkadaş çevresininde dar olduğunu, çocuklar ile ilgilenmediği gibi müvekkiline karşı da ilgisiz olduğunu, müvekkilini çocukların ihtiyaçları konusunda bir kaynak olarak gördüğünü, evlilik hayatı boyunca kadınlık görevlerini yerine getirmekten kaçındığını, müvekkilinin uzun yıllardır karısı ile birlikte olma istekleri hep bir bahane ile geri çevirdiğini, bu nedenle müvekkilinin psikiyatriste gitmek zorunda kaldığını, ilerleyen zamanlarda kadınlık görevlerini yerine getirmeyen davacı karşı davalı kadının, yaşının getirdiği doğal sonuçlar da etken olarak müvekkilini kıskanmaya çevresindeki insanları ona yakıştırmaya başladığını, müvekkilinin sürekli olarak tedirgin yaşamasına neden olduğunu, müvekkilinin üst düzey bir yönetici olarak zaman zaman yoğun çalıştığını, davacı karşı davalı kadının müvekkilinden daha yoğun olarak çalışan daha fazla mesaiye kalan birisi olduğunu, gece, sabaha karşı saat 3 ya da 4 gibi eve geldiğini, bir hafta ya da iki hafta sürebilen seyahatlere gittiğini, kendisi Rus Cumhuriyetlerine, Doğu Avrupa'ya, Amerika'ya seyahatlere gittiğini, çocukları neredeyse sadece hafta sonu gördüğünü, davacı karşı davalı kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin zina yaptığı iddialarının, kadının hezeyanlarından ve oluşturduğu senaryolardan biri olduğunu, müvekkilinin yakın geçmiş diye bahis edilen 24 Mart 2017 günü Ataköy Hyartt Regency otelde kaldığının doğru olduğunu, kadının baskısından bıkan, evde yaşanan tartışmadan uzak durmak isteyen aynı zamanda iş yoğunluğundan bunalan müvekkilinin biraz dinlenebilmek kafasını rahatlatıp iş ve eş stresinden bir gün uzak kalabilmek adına o gece otelde kaldığını, karısının bu isteğine anlayış göstermeyceğini bildiği için bu konuda karısına farklı bir şey söylediğinin doğru olduğunu, ancak o geceyi otelde başka bir kadın ile zina ederek geçirdiği hususunun tamamen gerçek dışı olduğunu, ortak çocuk ... hastayken davacı karşı davalı kadının Amerika'ya gittiğini, müvekkilinin çocuğu ile evde ilgilendiğini, saat 12'ye çeyrek kala dubleks evde bakıcıdan çocuğun uykusunu kontrol etmesini istediğini ve kadının feryadı ile fırlayan müvekkilinin çocuğun yatağında ateşlendiğini ve bilincinin yerinde olmadığını gördüğünü, derhal kendisi de elbiseleri ile birlikte soğuk duşa girdiğini, çocuğa suni teneffüs yaptığını, bu arada çağrılan ambulansla çocuk hastaneye sevk edildiğini, hastane de çocuğun soğuk havale geçirdiği tespit edildiğini ve gereken tedavinin yapıldığını iddia ederek, asıl davanın ve feri taleplerinin reddine karar verilmesini, davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... Baran'ın velâyetinin babaya ...'ın velâyetinin anneye verilmesini, ... Baran için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, müvekkili yararına 350.000,00 TL manevînata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki bilgi ve belgelere, yapılan soruşturma ve toplanan delillere göre; erkeğin, kadına ve çocuklara yönelik küçük düşürücü ve kaba davranışlarda bulunduğu, taraflar birlikte tatile gittiklerinde çeşitli bahanelerle erkeğin geri döndüğü, erkeğin şehir dışında olduğunu söylemesine rağmen ...'da bir misafiriyle birlikte otelde konakladığı, üçüncü şahıs kadınla gece vakti telefon konuşmalarının olduğu, böylelikle güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu, gerçekleşen bu olaylara göre boşanmada erkeğin tam kusurlu olduğu, her ne kadar kadın, karşı tarafın sanal alemde ilişki yaşamasından dolayı şantaja uğrayarak kendisinden yardım istediğini ve erkeğin ameliyat olduktan sonra kendisiyle ilgilenmediğini iddia etmiş ise de bu olaylar sonrası tarafların evliliklerinin devam ettiği, iddia olunan olayların kadın tarafından affedildiği, en azından hoşgörüyle karşılandığı, erkeğin ise iddia ettiği eylemleri kanıtlayamadığı, her ne kadar tanıklar tarafların ortak hanede bakıcı ve temizlik işleriyle ilgilenen kişilerin olduğu söylenmiş ise de, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, kadının yoğun çalışma şekli ve saatleri dikkate alındığında bu durum kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, erkek, ameliyat olduktan sonra kadının kendisiyle ilgilenmediğini iddia edilmiş ise de bu olaylar sonrası tarafların evliliklerinin devam ettiği, iddia olunan olayların erkek tarafından affedildiği, en azından hoşgörüyle karşılandığı, bunun yanında erkeğin üçüncü bir şahıs kadınla 25.03.2016 tarihinde otelde aynı odada konakladığı, bu durumun emniyet müzekkere cevabı ile sabit olduğu, bu durumda zina eyleminin gerçekleştiği sabit olmakla kadının zina sebebine dayalı davasının da kabulüne karar verildiği, her ne kadar, kadının erkeği affettiği ileri sürülmüş ise de, bu eylemin net olarak açığa çıkmasından, sonra kadın tarafından eylemin af edildiğine dair bir delil olmadığını, bu nedenle erkeğin bu iddiasına itibar edilmediğini, kadın tarafından erkeğin haysiyetsiz yaşam sürdürdüğü iddia edilmiş ise de, haysiyetsiz yaşama ilişkin kanunun aradığı yaşam koşulları ve yaşam biçimi olarak benimseme şartı oluşmadığından davanın reddine karar verildiği, tarafların ayrı yaşadıkları, bu zaman içinde ortak çocuklardan ... Baran'ın babasının yanında,...'ın annesinin yanında kaldığı, çocukların bakımı, gözetimi ve sağlığı açısından tarafların bir ihmali iddia olunmadığı gibi, dosyada bu konuda herhangi bir delil de bulunmadığı, sosyal inceleme raporu içeriği, çocukların gelişmesi ve yaşantısının bozulmaması, idrak çağında olan çocukların beyanları ve istekleri de dikkate alınarak çocukların alıştığı çevreden uzaklaştırılmaması ve çocukların velâyet yanlarında kaldıkları ebeveynlere bırakılmasının çocukların yararına olacağı nazara alınarak ... Baran'ın velâyetbaya, ...'ın velâyetnneye bırakılmasına karar verildiği, ortak çocukların velâyetrı ayrı taraflara bırakıldığı, velâyetine verilmeyen anne ve babanın da çocukların masraflarına katılması gerektiği nazara alınarak tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, günün ekonomik koşullarına göre hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak çocuklar için nafaka takdirine karar verildiği, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının kusursuz olduğu, olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiği, kadının düzenli ve sürekli yüksek miktarlı geliri bulunduğu anlaşılmakla, kadının tedbir nafakası talebinin ise reddine karar verildiği, tazminat isteyen erkeğin tam kusurlu olduğu, diğer tarafa göre daha az kusurlu olmayan taraf yararına maddîmanevîinat takdir edilemeyeceği için, bu taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 ve 163 üncü maddesine dayalı davalarının reddine, kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birini fıkrası uyarınca kabulü ile taraflarına boşanmalarına, ortak çocuk ... Baran'ın velâyeti babaya verilmesine, ... Baran için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ...'ın velâyeti anneye verilmesine, ... için aylık 7.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın yıllık ÜFE oranında arttırılmasına, kadının tedbir nafakası talebinin reddine, kadın yararına 150.000,00 TL maddî50.000,00 TL manevînata, erkeğin manevînat talebinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde iddia ettikleri ve ispatlanan tüm kusurların gerekçede yer almadığını, mahkemece kusurun eksik değerlendirildiğini, haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı açtıkları davanın sübut bulmasına rağmen reddedilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığını, erkeğin aylık gelirinin 70.000,00 TL'nin üzerinde olduğunun ve müvekkilinin iki katından fazla gelirinin olduğu hususunun dosya kapsamı ile sabit olmasına rağmen ortak çocuk için hüküm altına alınan nafakaların çok düşük olduğunu, müvekkili yararına hükmedilen tazminatların erkeğin kusur durumu ve nazara alındığında son derece düşük olduğunu belirterek reddedilen 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesi kapsamındaki davası, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının iddia ettiği hususların hiç bir somut delille ispatlanmadığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, asıl kusurun davacı karşı davalı kadında olduğunu, tek bir müzekkere cevabına dayanılarak başkaca bir delil olmaksızın zina sebebine dayalı davanın kabulünün hukuka aykırı olduğunu, 2016 yılında gerçekleştiği iddia edilen bir olaya dayanılarak zina sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilemesinin mümkün olmadığını, kardeşlerin her ikisinin de velâyetlarına verilmesinin üstün menfaatlerine olduğunu, davacı karşı davalı kadının gelir durumu ve çocuğun ihtiyaçları nazara alındığında tedbir ve iştirak nafakasının düşük olduğunu, kusuru olmayan müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin de hakkaniyete aykırı olduğunu, kadının tazminat taleplerinin reddi ile müvekkili yararına manevînata hükmedilmesi gerektiğini belirterek, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, erkeğe yüklenen kusurların sabit olduğu, erkeğe izafe edilecek başkaca kusurun bulunmadığı, kadına izafe edilecek kusurun bulunmadığı, mahkemece kusur belirlemesinde isabetsizlik bulunmadığı, kadının 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine dayalı haysiyetsiz yaşam sürme davasında, yasal koşular oluşmadığından reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece belirlenen kusur durumuna göre, kadının zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açtığı davaların kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ortak çocuk 07.10.2011 doğumlu ... Öz'ün yaşı, kurulu düzeni, dikkate alındığında küçüğün velâyeti anneye verilmesinin küçüğün yararına olduğu ve düzenlenen kişisel ilişkinin içtihatlara uygun olduğu, velâyeti anneye verilen 07.10.2011 doğumlu ... Öz'ün yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik sosyal durumları dikkate alındığında küçük için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi ve belirlenen nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun ve yeterli olduğu, velâyeti babaya verilen 05.07.2004 doğumlu ... ...'ün yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik sosyal durumları dikkate alındığında küçük için belirlenen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun ve yeterli olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın yararına maddî manevî tazminata hükmedilmesi yerinde olduğu gibi hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararına hükmolunan maddî manevî tazminat miktarının uygun olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu eş yararına maddî manevî tazminata hükmedilmemesine isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı kadın vekili Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle reddedilen 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesi kapsamındaki davası, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı karşı davacı erkek vekili Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur belirlemesi, davacı karşı davalı kadın yararına hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminatın koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı, davalı karşı davacı erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocukların velâyet düzenlemesi, ortak çocuklar yararına hüküm altına alınan tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, maddesi, 161 inci maddesi, 163 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 182 nci, 330 uncu, 335 inci, 336 ncı maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortak çocuk ... için hükmedilen iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının ortak çocuk Robin Batan yararına hükmedilen iştirak nafakasının ve tazminatların miktarları yönünden davacı karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,

3.Davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Halil'den alınarak Rahşan Serra'ya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalı-davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacı-davalıya geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.