Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10835 E. 2023/3379 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin boşanma, velayet, nafaka ve tazminata ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2047 E., 2022/2887 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/680 E., 2022/293 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli evinin ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, davalının ekonomik konularda ve ziynet eşyaları konusunda sürekli yalan söylediğini, kadının bilgisi dışında ailesinden, akrabalarından , arkadaşlarından sürekli olarak borç para aldığını ve geri ödemediğini, davalının hesapsız harcaması ve bilinmeyen ilişkileri sebebiyle hakkında icra takibi başlatıldığını ve müşterek konuta hacizlerin geldiğini, davalının borçlarını ödemek için sözleşmeli memur olarak çalışan kadına defalarca kredi kullandırdığını ve kredi ödemelerini kadına yıktığını, kefil olarak senet imzalamak zorunda kaldığını, ... ilinde ikamet eden E. isimli kişiye ve bu kişinin eşine sürekli olarak para gönderdiğini, bedelini almış olmasına rağmen müşterek çocuğun aylık kreş ücretini dahi yatırmadığını ve kreş ücretini de harcadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davacıya ekonomik ve sosyal imkanlar ile orantılı ve hatta daha üzerinde bir konforlu hayat yaşatmaya gayret ettiğini, boşanmalarını gerektirir bir sorun olmadığını, tarafların fiilen ayrı yaşadıklarını, müşterek tüm eşyaların davacıya bırakıldığını, davanın reddine,velâyetin babaya verilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin aşırı borçlandığı, eşinden habersiz etraftan borç alarak ve eşine senet imzalattırdığı, bu davranışın ise ekonomik sadakate aykırı olduğu, erkeğin yalan söylediği boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu; müşterek çocuk Bertuğ'un annesinin yanında kalması, yaşı itibariyle anne bakım, ilgi ve şefkatine ihtiyaç duyması ve annenin velâyete engel durumunun olmaması, sosyal inceleme raporları da dikkate alınarak velâyetinin davacı anneye verilmesi ve baba ile çocuk arasında uygun sürelerle kişisel ilişki kurulması gerektiği; tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, müşterek çocuğun ihtiyaç ve masrafları, ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak fiilen anne yanında kalan müşterek çocuk yararına harcanmak ve çocuğun doğum tarihinden itibaren geçerli olmak üzere üzere uygun miktarda tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacının kusurunun bulunmadığı, boşanma nedeniyle en azından davalı erkeğin maddî desteğinden yoksun kalacağı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, davalının kusurunun ağırlığı; davalı erkeğin davacı kadına ekonomik sadakate aykırı davranışlarda bulunduğu, bu olayın davacı kadının kişilik haklarını zedelediği; davacı kadına verilen süre içinde ziynet eşyası davası yönünden peşin harcın da tamamlamadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulünün hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminatın şartlarının oluşmadığını ve miktarlarının yüksek olduğunu, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin olmadığını, hangi olaya üstünlük tanıdığı ya da neden reddettiğinin anlaşılmadığını, tanık beyanları ile eşine ve çocuğuna karşı sorumluluklarını yerine getirmeye devam ettiğinin, ihtiyaçlarını karşıladığının, yakın arkadaşlarından borç alsa bile zamanında ödediğinin ispatlandığını, arkadaş arasında küçük miktarlarda alınan borçlar olduğunu, bunun aile bütçesini etkiler nitelikte olmadığını, toplanan delillere göre de boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere ilgili bir baba olduğunu ve velâyetin babaya verilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminatlar, velâyet, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.