"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık ayrı ayrı 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi 28.05.2019 tarihli kararında, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık ayrı ayrı 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine
karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekilince; maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden, davalı erkek vekilince kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 25.12.2020 tarihli kararı ile Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 405 inci ve 409 uncu maddeleri ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 56 ncı maddesinin birinci bendi uyarınca davalı erkeğin vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve sonucuna göre yargılamanın bekletilmesi gerektiğinden bahisle istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (4) inci alt bendi gereğince kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve dosyanın gerekçede belirtilen işlemleri yapmak üzere İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararından sonra yeniden yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin 08.06.2021 tarihli kararında, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık ayrı ayrı 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, nafakalar, davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile velâyet yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi 29.09.2021 tarihli kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemiz 24.03.2022 tarihli ilamı ile, İlk Derece Mahkemesinin, Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılan ilk kararına karşı münhasıran davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, kadın yararına hükmedilen aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının miktarı itibari ile erkek için usuli kazanılmış hak oluşturduğunu, bu hususu gözetilmeden, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının artırılmasının doğru görülmediğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, kadının sair temyiz itirazları reddedilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesinleşen kusur durumları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, açıklanan enflasyon oranları dikkate alınarak ve ilk karara karşı münhasıran davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla kadın yararına hükmedilen aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası miktar itibari ile erkek için usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; erkeğin geçirmiş olduğu trafik kazası sebebiyle çalışamadığını, çevresindekilerin yardımıyla sadece zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabildiğini, çalışamaması, malvarlığının bulunmaması, davacının çalışması sebepleriyle takdir edilen 500,00 TL nafaka yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.