Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10843 E. 2024/2774 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve daha önce genel mahkemede hükmedilen manevi tazminatın mevcut davada tekrar hükmedilen manevi tazminatı etkileyip etkilemediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun tespiti, kadının fiili ayrılık döneminde kusurlu davranışının ispatlanamaması, genel mahkemede hükmedilen manevi tazminatın önceki kusurlar için verilmiş olması ve erkeğin sonradan da sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeye devam etmesi gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2269 E., 2022/1720 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/371 E., 2019/514 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı- karşı davalı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf davalı-karşı davacı ... ve vekili gelmediler. Gelenin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 1996 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkek tarafından kadın aleyhine boşanma davası açıldığını ve reddedildiğini, kararın 03.05.2014 tarihinde kesinleştiğini ve tarafların bir araya gelmediğini, karşı davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların fiili ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava, ikinci cevap (karşı davada cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; erkek tarafından kadın aleyhine 2012 yılında boşanma davası açıldığını, boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine karar verildiğini, ret kararının kesinleştiğini, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların fiili ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 900,00 TL yoksulluk nafakası, 120.000,00 TL maddî tazminat, 120.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dayanak teşkil eden boşanma davasına dair ret kararının 03.05.2014 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden itibaren 3 senelik süre içerisinde tarafların bir araya gelmediği, dinlenen tanık beyanları ve dava dosyaları içeriği dikkate alındığında, erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığı, tehdit ettiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL iştirak nafakası, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına yasal şartları oluştuğundan aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, davacı-karşı davalı erkeğin tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, kaldı ki taraflar arasında yargılaması yapılan tazminat davasında kadın yararına manevî tazminata hükmedildiği, aynı gerekçe ile tekrardan kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının çok düşük olduğu belirtilerek; tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dayanak teşkil eden dava dosyası ve işbu dava dosyasında dinlenen tanık beyanları bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı-karşı davacı kadına fiili ayrılık döneminde yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat şartlarının gerçekleştiği, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin ise yerinde olduğu, her ne kadar davacı-karşı davalı erkek vekili, sadakat yükümlülüğünün ihlali sebebiyle erkek aleyhine genel mahkemede manevî tazminata hükmedildiği ve eldeki davada tekrar manevî tazminata hükmedilemeyeceğini iddia etmişse de Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/1204 Esas,, 2017/349 Karar sayılı davasında, kadın yararına erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlali sebebiyle 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiği, genel mahkemedeki bu manevî tazminat kararının o davanın dava tarihine kadar ki süreç yönünden verildiği, oysa davacı-karşı davalı erkeğin genel mahkemedeki dava tarihinden sonra da sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeye devam ettiği, aynı zamanda erkeğin kusurlarının sadece sadakat yükümlülüğünün ihlali olmadığı, silah çekme, fiziksel şiddet gibi kusurlarının da bulunduğu, dolayısıyla eldeki davada kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin mükerrir manevî tazminat olarak nitelendirilemeyeceği, aksinin kabulünün erkeğin sonradan da devam eden sadakat yükümlülüğünün ihlali ve diğer kişilik haklarının ihlali niteliğindeki kusurlarının göz ardı edilmesi anlamına geleceği, davacı-karşı davalı erkek vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, ihtiyaç ve gelirler, boşanmanın kesinleştiği tarih, hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde yoksulluk nafakası miktarının artırılmasının gerekmediği, davalı-karşı davacı kadın vekilinin bu husustaki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, her ne kadar 02.10.2003 doğumlu ortak çocuk ... karar sonrasında ergin olmuş ise de taraflarca boşanma ve velâyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunda bulunulmadığı, dolayısıyla boşanmanın kesinleştiği tarih ile çocuğun ergin olduğu tarihler arasındaki dönem için iştirak nafakasıın işlemeye başladığı, dolayısıyla davalı-karşı davacı kadın vekilinin iştirak nafakasının miktarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan incelenmesi gerektiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk 02.10.2003 doğumlu ... yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına 60.000,00 TL maddî tazminat, 60.000,00 TL manevî tazminat, ortak çocuk ... yararına ergin olduğu tarihe kadar aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, kadının, erkeği affettiği, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.