"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun süredir davalı eşinin eziyetine, fiziki şiddetine, pek fena muamelesine, hakaretlerine ve küfürlerine maruz kaldığını, çocuklarına da pek kötü muamelede bulunduğunu, evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilinin kanser hastası olduğunu, düzenli ve zorunlu tedavi gördüğünü, davalının hiçbir sorumluluğu yerine getirmediğini, alkol probleminin bulunduğunu, sık sık alkol aldığını, eşi ve çocuklarını konuttan kovduğunu, ekonomik durumu iyi olmasına rağmen ailesinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamadığını, davalı erkekten kaynaklı şiddetli geçimsizlik ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk ...'in velâyetinin müvekkiline verilmesine, 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddiaların doğru olmadığını, anne ve babasının evlilik birliğine müdahale ettiklerini, kadının babasının müvekkiline küfür ettiğini, kadının bu duruma göz yumduğu gibi babasının hakaret ve küfür içerikli söylemlerini desteklediğini, kadının evlilik hayatının büyük bölümünü anne babasının evinde geçirdiğini, evini ihmal ettiğini, evine ve eşine karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, sanane, sen bana karışamazsın şeklinde sözler söylediğini beyanla, tarafların boşanmalarına, davacı kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin eşiyle ve müşterek çocukları ile ilgilenmediği, maddî ve manevî desteğini kestiği, düzenli olarak ortak konuta gitmeyi bıraktığı, bu şekilde evlilik birliğinin kendisine yüklediği maddî ve manevî tüm sorumluluklarından kaçındığı; ayrıca evde alkol tükettiği ve alkol tüketicince de müşterek kızlarına ve davacıya yoğun fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, tüm husuların sistematik olarak evlilik birliği boyunca da devam ettiği, davalının tam kusurlu davranışları nedeni ile meydana gelen geçimsizlik sonucu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve devamında taraflar ve toplum açısından bir fayda kalmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocuklardan ...’in davanın devamı sırasında ergin olduğu anlaşıldığından velâyet altına alınmasına yer olmadığına, dava tarihinden başlamak üzere müşterek çocuklardan ... yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, tedbir nafakasının 22.03.2019 tarihine kadar devamında, iştirak nafakası olarak devamına ilişkin istemin reddine, davacı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına,
tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve devamı maddeleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince takdiren 25.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, tanıkları ...'ın dinlenilmediğini, davacı kadının ailesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, davacı kadının çalıştığı, şartları oluşmadığı halde nafaka ve tazminata karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönlerinden Mahkeme kararının kaldırılmasına, taleplerinin kabulü ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: davalı tanığı ...'ın adresinin ihtaratlı kesin süreye rağmen bildirilmemesi nedeniyle bu tanığın dinlenilmemesinde usule aykırı bir yön bulunmadığı, toplanan delillere göre, Mahkeme karar gerekçesinin dosya kapsamındaki delillerle uyumlu olduğu, davalı erkeğe yüklenen kusurların sabit olduğu, boşanmaya yol açan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadına yüklenebilecek kusur bulunmadığı, müşterek çocuk yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek hükmedilen tedbir nafakasının ve miktarının hakkaniyete uygun olduğu, kadının asgari ücret düzeyindeki gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarmayacağı gözetildiğinde yoksulluk nafakası koşullarının somut olayda kadın yararına gerçekleştiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin ve miktarının hakkaniyete uygun olduğu, davalı erkek aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, tanıkları ...'ın dinlenilmediğini, davacı kadının ailesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, davacı kadının çalıştığı ve tazminat şartları oluşmadığı halde nafaka ve tazminata karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönlerinden mahkeme kararının bozulmasını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davalı erkeğin kusurlarının ispatlanıp ispatlanmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.