Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10852 E. 2024/2771 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldı ise kusurun kimde olduğu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi ve davalı erkeğe yargılama gideri ile vekalet ücretinin yükletilip yükletilemeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin evlilik birliği içerisinde bağımlılık düzeyinde alkol tüketmesi, ortak konutu terk etmesi ve davalı tarafından ileri sürülen kusur iddialarının ispatlanamaması, davacı kadına kusur yüklenmemesinin ise kazanılmış hak teşkil etmesi, davalı erkeğin ayrıca usulüne uygun bir karşı dava açmamış olması ve tazminat taleplerinde 6098 sayılı TBK’ya dayalı bir iddia ileri sürmemiş olması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1725 E., 2022/1727 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmaris 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/302 E., 2021/57 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına ve kabul edilen yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen 24.04.2024 gününde duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 1995 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, alkol kullandığını, tedaviden kaçındığını, ortak konutu terk ettiğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını, iftira attığını, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, erkeği ortak konuttan kovduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek öncelikle davanın reddine karar verilmesini, aksi kanaatte olunması durumunda ise erkek yararına 1.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 20.02.2018 tarih ve 2017/181 Esas, 2018/60 Karar sayılı kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde dava dilekçesinde dayanılan vakıaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

B Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 23.09.2019 tarih ve 2018/1688 Esas, 2019/1262 Karar sayılı kararı ile dava dilekçesinde, dayanılan vakıaları ispata yarar delillere usulüne uygun olarak dayanıldığı, tanıkların isim ve adreslerinin süresinde Mahkemeye sunulduğu, ancak İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tanıkları dinlenmeden eksik inceleme ile karar verildiği, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, bölge adliye mahkemesi tarafından esas incelemeden, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği, istinaf yargılamasında ikinci derece inceleme ve değerlendirme yapılacağı, aksi durumun iki dereceli yargılamayı tek dereceli yargılamaya dönüştüreceği, delillerin hiçbiri toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verilmesi durumunun aynı zamanda adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali anlamına geldiği gerekçesiyle davacı kadın vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve gerekçede belirtilen eksikler giderilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflarca açılan karşılıklı davaların boşanma istemine ilişkin olduğu, dinlenen tanık beyanları, hastane kayıtları, fotoğraflar ve taraflarca sunulan diğer deliller bir arada değerlendirildiğinde, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine, her iki dava yönünden davacı kadın yararına maktu vekâlet ücreti takdirine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, kusur değerlendirmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadının kusurlu olduğu, kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, eksik inceleme ile karar verildiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tarafından açılan davanın, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olduğu, erkek vekili tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesinde, öncelikle davanın reddine, aksi kanaatte olunması durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminat talebinde bulunulduğu, söz konusu dilekçenin karşı dava dilekçesi niteliğinde olmadığı, dilekçenin harçlandırılmasının da bu dilekçeyi karşı dava haline getirmeyeceği, kaldı ki, davalı erkek tarafından cevap dilekçesinin verilmesi sırasında ya da sonrasında herhangi bir harç da yatırılmadığı, cevap dilekçesinin hiçbir yerinde açıkça "karşı dava" olarak bir talepte de bulunulmadığı, dolayısıyla erkeğin dilekçesinin cevap dilekçesi niteliğinde olduğu, ortada usulüne uygun olarak açılmış bir karşı dava bulunmadığı, olmayan bir davada davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ve reddedilen bu talepler nedeniyle de davalı erkekten karşı dava harcının tahsili ile davalı erkek aleyhine ikinci kez vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, toplanan delillerden ve özellikle davacı kadın tanık beyanları, hastane kayıtları, davalı tanıklarından ...'nın beyanlarına göre davalı erkeğin evlilik birliği içerisinde bağımlılık düzeyinde alkol tükettiği, bu amaçla tedaviye başlamış ise de alkol kullanımının devam ettiği, yat kaptanı olarak yılın belli dönemlerinde çalışıp, düzenli ve sürekli bir işinin olmadığı, en son alkol tüketimi nedeni ile davacı kadın ile tartışarak, eşyalarını toplamak suretiyle ortak konuttan ayrılarak birlikte yaşamaktan kaçındığı, her ne kadar, davalı erkek vekili süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz ederek, davacı kadının kusurlu olduğuna ilişkin bir kısım vakıalar ileri sürmüş ise de, İlk Derece Mahkemesince ilk verilen kararda davanın ispat edilemediği gerekçesi ile reddine karar verilmiş olup anılan kararda davacı kadına kusur verilmediği, bu kararın sadece davacı kadın vekili tarafından istinaf edildiği, davalı erkek vekili tarafından kararın istinaf edilmemesi nedeni ile anılan kararda davacı kadına kusur verilmemesinin davacı kadın yararına kazanılmış hak oluşturduğu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince, davalı erkeğin delilleri tartışılarak, davacı kadına kusur verilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, gerçekleşen bu durum karşısında İlk Derece Mahkemesince, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı erkek vekili cevap dilekçesinde, boşanmaya karar verilmesi halinde davalı erkek yararına 1.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ettiği, maddî tazminat talebinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'na (6098 sayılı Kanun) dayalı olduğu yönünde bir iddia ileri sürmediği, kaldı ki, İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda davanın reddine karar verildiği, davalı erkeğin cevap dilekçesi ile talep ettiği tazminatlar hakkında boşanmanın fer'îsi kabul edilmesi nedeni ile herhangi bir hüküm kurulmadığı, davalı erkeğin maddî tazminatın 6098 sayılı Kanun kapsamında bir talep olduğu iddiası ile kararı istinaf etmediği, açıklanan bu durum karşısında İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğin gerek maddî ve gerekse manevî tazminat talebinin boşanmanın fer'îsi olması ve tam kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminat verilemeyecek olması nedeni ile reddetmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına ve kabul edilen yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine, davada alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL'den mahsubu ile eksik kalan ‭27,9‬0 TL harcın davalı erkekten alınarak hazineye gelir kaydına, davada, davacı kadın tarafından yapılan ‭392,1‬0 TL yargılama giderinin davalı erkekten alınarak alınarak davacı kadına verilmesine, davada, davacı kadın kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, İlk Derece Mahkemesinin karşı davaya ilişkin 6, 7 ve 8 numaralı bentlerin hükümden çıkartılmasına, davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'dan alınarak ...'e verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.