"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi ve miktarlar yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kısmen esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından; kusur belirlemesi ve miktarları yönünden, davalı vekili tarafından; tamamı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü, kusur belirlemesi, yargılama gideri vekâlet ücreti yönlerinden verilen hüküm davalı erkek tarafından istinaf edilmediğinden davalı erkek yönünden kesinleşmekle davalı erkek vekilinin davanın kabulü, kusur belirlemesi, yargılama gideri vekâlet ücreti yönlerinden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise reddedilen yönler dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yabancı uyruklu olduğunu, 2006 yılında davalı ile evlendiklerini, erkeğin evliliğin başından itibaren müvekkiline köle gibi davrandığını, sürekli hakaret ettiğini, gece yarıları eve sarhoş geldiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, toplum içerisinde geri zekalı, aptal, beceriksiz gibi onur kırıcı laflar söylediğini, kadının daha fazla dayanamayarak ...'e taşındığını, en son 03.04.2019 tarihinde erkeğin kadının yanına gelerek şiddet uyguladığını öldürmekle tehdit ettiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 400.000,00 TL maddî, 400.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı asıla dava dilekçesi 26.04.2019 tarihinde bizzat tebliğ olunmuş ancak davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının daha önce yaşanan bir kısım olayları hoş görü ile karşılamış olsa da davalının eylemlerinin devam ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşine saygı ve sevgi ile davranmayan, yabancı uyruklu olmakla sınır dışı edilmekle tehdit ederek eşi üzerinde baskı ..., ona ekonomik şiddet uygulayan davalı eşin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına daha önce hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren aynı miktar nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminatın, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu doğru ise de kusur belirlemesinin tam olarak yapılmadığı, erkeğin ispat edilen diğer kusurlarının yüklenmediği, ekonomik durum araştırmasının erkeğe sorularak hazırlandığını gerçeği yansıtmadığını, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatların az olduğunu belirtilerek; kararı kusur belirlemesi, yararına hükmolunan nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkek hakkında kolluk marifetiyle yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırması incelendiğinde bilgilerin erkekten sorularak tanzim edildiği yönünde bir hususun tutanağa aktarılmadığı, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı, kusur belirlemesinin ve kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası miktarının doğru ve hakkaniyete uygun olduğu, ancak yoksulluk nafakası ve maddî manevî tazminatın miktarının az olduğu gerekçesi ile; kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarlarına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, yerine; kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ve 100.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ispat edilen bir kısım kusurların kararda dikkate alınmadığını, erkeğin kusurlarının çok ağır olup yararına hükmolunan nafaka ve tazminatların miktarının az olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, yararına hükmolunan tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya cevap vermese de ret kapsamında delil bildirme hakkının elinden alındığını, kadının tanıklarının iş arkadaşları olduğundan beyanlarının dikkate alınmaması gerektiğini, kadının dinletmekten vazgeçtiği tanığı hakkında beyanlarının alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin delilleri toplamadığını, yeterli araştırmayı yapmadığını belirterek; hükmün tümü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmolunan tazminat ve nafaka miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu 370 inci ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin davanın kabulü, kusur belirlemesi, yargılama gideri, vekâlet ücreti yönlerinden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Tarafların vekillerinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.